Güncelleme Tarihi:
Aile hekimliğinde bu tür uygulamalar olmadığını bildiren Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Mustafa Aksoy, “Kısa mesajla aile hekimi doğum günü kutlayabilir, ama 'kızınız hamile tebrikler' demez” vurgusunu yaptı.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Mustafa Aksoy, aile hekimliği sistemindeki uygulama ve yenilikleri anlattı.
Aile hekimliği sayesinde birinci basamaktaki hekimlerin sisteme dahil edildiğini anlatan Aksoy, “Eğer aile hekimlerinin belirli bir sayıya ulaşmasını bekleseydik 2025 yılını beklememiz gerekirdi. Sevk zinciri uygulamasına daha bir süre geçmeyi planlamıyoruz. Eğer özel sağlık kuruluşları ve hastanelerdeki hasta karşılamaları olmasa aile hekimleri işin altından kalkamaz. Bu nedenle sevk zinciri devam etmeli” diye konuştu.
Türkiye'de 20 bin aile hekiminin görev yaptığını, bir aile hekiminin ortalama 3 bin 650 kişiden sorumlu olduğunu ifade eden Aksoy, bu oranın kırsalda 3 bin 200, kentte ise 3 bin 800 olduğunu söyledi. Aksoy, “Biz bir aile hekimine 2 bin nüfus düşsün istiyoruz. Aksi takdirde sevk zinciri yürümez” dedi.
SMS İDDİALARI
Aile hekimlerinin bir sağlık danışmanı gibi görülmesi, sadece hastalıkta değil sağlıklıyken de aile hekimiyle irtibat halinde olunması gerektiğini belirten Aksoy, son zamanlarda gündeme gelen “Kısa mesajla hamilelik bildirimi” iddialarıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“SMS diye bir uygulamamız yok. Aile hekimiyle aileyi birbirini tanıyan grup olarak görüyoruz. Sadece hastayken değil sağlıklıyken de görüşeceği bir danışman olarak görüyoruz. Sağlıklıyken görüşeceği birini vatandaşın kendisinin seçmesini istedik. Aile hekimine diyoruz ki, 'sizin hizmetinize ihtiyacı olan, koruyucu hekimlik hizmetine ihtiyacı olan vatandaşları bulacaksınız, takip edeceksiniz, tespit edeceksiniz. Aile hekimleri özürlüleri, bebekleri, gebeleri, kronik hastalığı olanları, hizmete ihtiyacı olanları sağlıkla ilgili beklentilerini yerine getirmekle görevliler. Biz, anneler ölmesin, bebekler ölmesin, gürbüz çocuklar yetişsin istiyoruz.”
BİR KİŞİ BİLE İHMAL EDİLMEMELİ
Aile hekiminin kendisine kayıtlı kişileri takip zorunluluğu bulunduğunu hatırlatan Aksoy, “Bir kişinin bile ihmal edilmemesini, aile hekimi ile vatandaşın senede en az bir kez bir araya gelmesini istiyoruz” dedi.
Aile hekimlerinin kayıtlı kişilerin sağlık durumuyla ilgili her türlü bilgiye sahip olmasının büyük önem taşıdığına işaret eden Aksoy, “Kronik hastalık takip işini aile hekimleri üzerinden yapacağız önümüzdeki dönemlerde. Gebeyi fark ettiğinde de kaçırmaması lazım” diye konuştu.
SAĞLIK BİLGİLERİNİN İZLENMESİ
Kişilerin sağlık bilgilerinin izlenmesi için sağlık müdürlükleri aracılığıyla özel sağlık kuruluşlarının bilgilerinin aile hekimine bildirildiğini anlatan Aksoy, İstanbul'daki “Gebe Bebek Loğusa İzleme Sistemi”nin (Gebliz) de böyle bir sistem olduğunu söyledi.
Aksoy, şunları belirtti:
“Hamileliği aile hekimi öğrendiyse kişi izlendiğini bilmek zorunda. Özele de gitse aile hekimi sistemine kaydolmuşsa gebelikle ilgili bilgisi girilmişse biz aile hekiminden bunun takibini bekliyoruz. Aile hekiminin 6 ayda bir doğurganlık çağındaki kişileri takip görevi var. Gebliz projesiyle İstanbul'daki hem resmi hem de özel hastaneler sağlık müdürlüğüne 'şu kadar anne doğum yaptı, TC kimlik numaraları şunlar' deyip bilgi veriyor. Farklı şehirlerde de bunlar başka projeler altında yapılıyor. Bunların hepsini tek bir sisteme dahil etmeyi düşünüyoruz. Bilgiler online olarak aile hekimine aktarılacak. Böylece aile hekimlerinin işi de kolaylaşacak.”
SİSTEMİ BİR KAÇ YERDEN BESLİYORUZ
Aile hekimlerinin görevlerini daha iyi yerine getirebilmeleri için bakanlık olarak da destek verdiklerini anlatan Aksoy, sistemi birkaç yerden “beslediklerini” söyledi.
Mustafa Aksoy, şöyle konuştu:
“Hastanede yapılan doğumlardan, nüfus vatandaşlıktan, özel merkezlerden bilgi alıp besliyoruz. Bulduğumuzu sisteme giriyoruz, bilgiler örtüşüyor. Yüzde 94 hastanede, yüzde 6 hala evde doğruyor. Evde doğuranı tespit etmek için bu gerekiyor. Vatandaşa götürülecek hizmeti hızlı ve kolay hale getirmek için bu bilgilere ihtiyacımız var.”
"FİŞLEME" İDDİALARI
“Fişleme” iddiaları da sorulan Aksoy, şunlara dikkati çekti:
“Fişlemede hakkın gasbı söz konusudur. Halbuki insanlara 'devlet olarak sana hizmet etmek istiyorum' diyorsunuz. Bir grup insanımız 'devletim beni soruyor, merak ediyor' diyor, bir de böyle yalan yanlış haberlerden yola çıkıp 'Beni mi fişleyeceksin?' diyen var. Fişlemeyle ilgili bize geri dönüşler olmaya başladı.”
Bazı aile hekimlerinin çocuklarının aşısı için aradıkları ailelerden “fişleme” tepkisi görmeye başladıklarını ifade eden Aksoy, aşı yapılmayan çocuklarda ya da takip edilmeyen gebelerde ileride sağlık sorunları ortaya çıkabileceğinden endişe duyduklarını ifade etti.
Aksoy, şöyle konuştu:
“Biz tıp merkezleri, poliklinikler, özel hastanelerle çalışıyoruz. Bize belli platformlarda belli bilgileri girmeleri gerekiyor mevzuat gereği. Bu bilgileri girmezlerse farklı uygulamalar söz konusu oluyor o zaman. Antalya'ya gidiyorsunuz, otele yerleşeceksiniz, nüfus cüzdanınızın fotokopisini çekiyorlar, bilgileriniz yarım saat içinde emniyete gidiyor. Emniyet Müdürlüğü de bu ülkenin birimi, Sağlık Bakanlığı da. Bunu böyle algılamak lazım. Biz bu takipleri fark edip yapmazsak o zaman insanlar çok daha acil durumlarda bizim karşımıza yardım etme imkanımızın sınırlı olduğu hallerde geliyorlar. Amacımız bu. Niye şahsi olarak özelleriyle ilgilenelim yoksa?”
BİLGİLERİN MAHREMİYETİ
“Bu bilgilerin kötü amaçlarla başkaların eline geçmemesi açısından çalışmalarınız var mı?” sorusu üzerine ise devlet memurlarının kişisel bilgilerin mahremiyetini koruma görevi olduğunu anımsattı.
Aksoy, “Bugün için teknolojinin izin verdiği her türlü tedbiri alıyoruz. Çalışanlar dışında bu bilgilerin paylaşılmasına izin vermiyoruz. Kısa mesajla aile hekimi doğum günü kutlayabilir, ama 'kızınız hamile tebrikler' demez. Böyle bir uygulama yok” şeklinde konuştu.
Bu tür iddiaların aile hekimliği hizmetini aksatmasından duyduğu endişeyi dile getiren Aksoy, “(Benim de başıma gelir) diye düşünerek aile hekimine gitmeyenlerin sorumluluğu ne olacak?” diye konuştu.