Güncelleme Tarihi:
Bahar aylarının gelmesiyle birlikte havaların ısınması, metabolizma üzerinde bazı etkilere neden olabiliyor. Bu etkiler kendisini fiziksel veya ruhsal olarak gösteriyor.
Kış aylarında yavaşlamaya başlayan metabolizma, havaların ısınmasının ardından yeniden hızlı bir şekilde çalışıyor. Bu süreçte vücudunuzda birtakım sorunlar meydana gelebilir.
Enerji Kaybı
Sabahları yataktan zor kalkıyor veya gün içerisinde kendinizi enerjisiz, bitkin ve yorgun hissediyorsanız bahar yorgunluğuna yakalanmış olabilirsiniz. Mevsimsel olarak görülen değişmelerin başında gelen yorgunluk hissi, fiziksel ve ruhsal olarak başka rahatsızlıkları da tetikleyebiliyor.
Kaygı, Telaş, Dikkatsizlik ve Asabiyet
Gün içerisinde kendinizi huzursuz, sinirli ve dikkatsiz hissetmeniz bahar aylarında kendisini çok sık gösterebiliyor. Bu durumun iki haftadan uzun sürmesi, bahar yorgunluğu yaşadığınızın göstergesi olabilir. İş ve sosyal yaşamınızı da derinden etkileyen bu durumu dikkate almadığınızda depresyona kadar ilerleyebileceğini unutmayın. Bu dönemde sıklıkla görülen sorunlardan bir diğeri de dikkatsizlik. Konsantrasyon bozukluğunu çok sık bir şekilde yaşıyorsanız ve odaklanma güçlüğü çekiyorsanız bu durumun nedeni bahar yorgunluğu olabilir.
Grip ve Soğuk algınlığı
Bahar yorgunluğu metabolizma savunmasını etkilediği için grip ve nezleye daha kolay yakalanabilirsiniz. Bununla birlikte bahar aylarında çok sık nezle olmanız ve hastalığı bir türlü atlatamamanız bahar yorgunluğuna yakalandığınızın habercisi olabilir.
Göz Kapaklarında Batma, Gözde Sulanma
Havaların ısınması ile birlikte havaya yayılan polenler ve çeşitli organizmalar gözlerinizde alerjik reaksiyonlara neden olur. Göz kapaklarında batma, gözlerin sulanmasına gibi sorunlar yaşayabilirsiniz. Herhangi bir polen alerjiniz yoksa fakat gözlerinizde bu rahatsızlıklar ortaya çıkıyorsa bahar yorgunluğu ile karşı karşıya olabilirsiniz.
Bahar Yorgunluğuna Karşı Ne Yapmalı?
Psikolojik ve fiziksel yönden insanları etkileyen bahar yorgunluğunu giderebilmek için hayatınızda birtakım değişiklikler yapabilirsiniz. Günde mutlaka 2,5 litre sıvı tüketimini ihmal etmemeli, spor yapmalı, C ve D vitamini almalısınız. Yeşil sebzeler, muz, çilek, balık, süt, yoğurt, kırmızı et, kayısı, şeftali gibi besinleri bu dönemde daha sık tüketebilirsiniz. Stresten, sigara, alkol gibi zararlı maddelerden uzak durarak bu süreci sağlıklı bir şekilde geçirmeniz mümkün.