Bahar yorgunluÄŸu deyip geçmeyin!

Baharla birlikte insanda doğada olduğu gibi canlanma, güzel duygularda artma ve mutluluk hissi yeşermektedir. Buna rağmen toplumda bahar yorgunluğu denilen; halsizlik, yorgunluk, isteksizlik ile birlikte seyreden iş gücü kaybı ve okula devamsızlığa yol açan hastalıklara da rastlanılmaktadır…

 

İşte, bu belirtilerin bahar alerjisinden kaynaklandığını belirten Hisar İntercontinental Hospital Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Orhan Dalkılıç, bahar yorgunluğu ile ilgili şu bilgileri verdi:

 

Güneşli havalar da artıyor

 

Polen bitkilerin erkek üreme hücresi olup ilk bulunan alerjenlerdir. Baharla birlikte ortaya çıkarlar. Bitkilerin havaya saçtığı polenler rüzgar yoluyla 500 km uzağa kadar uçuşabilirler. Ulaştıkları yerlerde döllenmeye sebep olarak bitkilerin çoğalmasına neden olurlar…

Çayır, tahıl, ağaç ve yabani otlar en önemli polen kaynağıdır. Ağaç polenleri Şubat-Nisan, çayır polenleri Mayıs -Temmuz, yabani ot polenleri ise en çok Ağustos - Ekim aylarında yayılma gösterir. Gün içerisinde sabah saatlerinde polen düzeyi daha çok yoğunlaşır.

Nemli ve rutubetli havalarda azalırken kuru ve güneşli havalarda polen düzeyi artar. Küresel ısınma ile birlikte alerjik hastalıkların artışındaki sebeplerden biri ve de en önemlisidir.

 

Alerji testi yaptırın

 

Åžikayetleri olanlar ve polen alerjisinden şüphelenilenlerde klinik, muayene ve alerji deri testleri ile tama yakın tanı konulur. Gerekirse ileri tetkikler; nasal smear,Total Ä°g EÂve spesifik kan testleri ile teyit edilir. Özellikle bahar allerjisinden şüphelenen hastaların Åžubat-Eylül arası bu testleri yaptırmalarında yarar vardır. Çünkü bu aylarda vücuttaki alerjik cevap düzeyi artacağından tanı kolaylaşır.

 

Alerji nasıl oluşuyor?

 

Atopi dediğimiz alerjik yatkınlığı olan insanlarda havadaki polenler soluma yoluyla öncelikle buruna yerleşir ve mevsimsel yakınmaların oluşmasına neden olur. Vücut bu madde ile karşılaştığı zaman biyokimyasal bir silah (histamin) üreterek alerjik belirtilerin ve hastalıkların oluşmasına sebep olur. Kişinin şikâyetleri havada bulunan polen miktarına bağlı olarak artma veya azalma gösterebilir.

 

Hangi hastalıklara yol açıyor

 

Havadaki polenler solunum yoluyla burunda, bronşlarda veya gözlerde birikir. Burunda Alerjik Rinit (Bahar alerjisi/saman nezlesi), bronşlarda Alerjik Astım, gözler de ise Konjuktivite neden olur…

Bu tür alerjiden yakınanların hangi cins polene karşı alerjik olduklarının belirlenmesi yararlıdır. Alerjisi olan kişi duyarlı olduğu bitkinin polen yaydığı mevsimde o bitkinin yoğun olduğu bölgeden uzak kalmalıdır. Bu konuda gelişmiş ülkeler hazırladıkları polen haritası ile polen alerji vakalarının azalmasına büyük katkıda bulunmuşlardır.

Ülkemizde Burdur, Samsun, İstanbul, Ankara, Bursa ve Kütahya bölgelerinde ağaç ve çayır polenlerine yaygın olarak rastlanmıştır.

Baharla birlikte sürekli hapşırma, burun akıntısı ve tıkanıklığı, geniz akıntısı, kuru öksürük, boğaz, burun ve kulakta şiddetli kaşıntı ya da gözlerde kaşıntı ve sulanma gibi belirtilerle saman nezlesi başlar. Önlem alınmazsa ileri vakalarda yorgunluk, iştahsızlık, sinirlilik, baş ağrısı, sinüzit, orta kulak iltihabı, bronşit veya astım gibi hastalıklara dönüşebilir.

 

Gelişigüzel alerji ilacı kullanmayın

 

Polen alerjisi olanlar yukarıdaki önlemlere tama yakın uymalıdırlar. Şikayetler geçmezse İlaç tedavisi uygulanır. Doktor gözetiminde Anti alerjik ilaçlarla hastalık kontrol altında tutulmaya çalışılmalıdır. Eski kuşak antialerjik ilaçlarda sakinleştirici (sedatif) yan etki, ilaçlarla etkileşme ve kalpte toksik etki fazla olduğundan terk edilmeye başlanmıştır. Bu nedenle eczaneden rastgele alerji ilacı alınmamalıdır.

Yeni jenerasyon ilaçlarda bu yan etkiler minimuma indirilmiştir…

Eğer alerjik şikâyetler ilaçlarla geçmiyorsa ve giderek artıyorsa spesifik alerji tespit edilenlere aşı tedavisi (immunoterapi) uygulanabilir. Çok az miktarlardan başlanarak giderek artırılan allerjen aşı ile vücuda verilir. Bu alerjenlere karşı vücudun desensitize (duyarsız) hale gelmesi sağlanır. Aşılama yaklaşık 4-5 yıl sürer.

Tüm bunlara rağmen maalesef Alerjik hastalıklarda yüzde 100 tedavi mümkün değildir. Ancak yukarıdaki yöntemlerle Alerjik Hastalıklar tama yakın kontrol altına alınmaya çalışılır.