Güncelleme Tarihi:
"HASTA YAKINLARININ YANINDA HAKARET ETTİ"
Prof. Dr. Çam’ın hastane çalışanları, hasta ve yakınlarının yanında asistanlara yönelik, küfür, hakaret ve tehdit içerikli cümleler sarf ettiğini belirten Dr. Yücel, şunları söyledi:
“Durumun vahametini ortaya koymak için öğretim üyesinin ağzından çıkan sözleri özür dileyerek aktarıyoruz: ‘Saha senin altın bezlenirken ben Fenerbahçe’de senin gibilerden 10 tanesini indirip, bindiriyordum’, ‘Sen adam mısın? Ben senin gibileri pazarda mal diye satarım’, ‘Bak seni enkaz altında bırakırım’, ‘Seni ezerim’ Bununla yetinmedi, duruma karşı çıkan asistanları hastanenin güvenlik görevlileri zoruyla acilden kovdu. Acilen yerine getirilmezse eylemliliğimizi yönlendirecek en önemli talebimiz, Prof. Dr. Çam hakkında idari soruşturma başlatılması. Bu soruşturma tamamlanıncaya kadar, can güvenliğimiz açısından kendisinin görev yerlerinden derhal uzaklaştırılması.”
HOCALARDAN ASİSTANLARINA DESTEK
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nın 22 öğretim üyesi imzaladıkları bildiriyle asistanların yanında yer aldı. Öğretim üyeleri, şiddetin yanında yer alan ve asistanlarla tartışırken hakaretler eden Prof. Dr. Çam’ı kınayarak, idari soruşturma açılması ve bulunduğu görevden alınmasını istedi.
Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası ve SES çalışanlarının destek verdiği protosto eyleminde asistan doktorlar, öğretim üyeleri ve diğer sağlık çalışanlarıyla birlikte Çocuk Acil’e kadar yürüdü.
"KENDİMİZİ GÜVENDE HİSSETMİYORUZ"
* Dr. Gözde Apaydın (asistanlığının ikinci yılında): Biz bu kadar özveriyle çalışıyorken şiddeti hak etmediğimizi düşünüyorum. Saldırıdan önce de böyle düşünüyordum, saldırıdan sonra da böyle düşünmeye devam ediyorum. Hastanın yakını tekmeledi, tokat attı ve tırmaladı. Ömrünce hiç böyle bir şiddet yaşamadım. Artık hasta odalarına yalnız girmekten korkuyorum. Olaydan sonra günlerce huzursuzluk yaşadım, uykusuz kaldım, hala tedirginim. Nöbette kendimizi güvende hissetmiyoruz, can güvenliğimiz zaten yok. Biz elbette fiziksel karşılık vermeyeceğiz. Ama bu davranışların hukuk karşısında bir karşılığı olmalı.
* Dr. Çiğdem Oruç (asistanlığının 4’üncü yılında): Sağlık Bakanlığı’nın beyaz kod sistemi buraya da getirilmeli. Dekanlık bile beyaz kodun ne olduğunu biz söylemeden bilmiyordu. Korkuyoruz, çünkü her boyutta hakaret, tehdit, darba maruz kalıyoruz. 16.00’dan sabah 08.00’e kadar tek güvenlik görevlisi kalıyor. Kendimizi güvende hissetmiyoruz. Can güvenliğimiz yok. En acil talebimiz de hocamız Prof. Dr. Çam’ın soruşturulması.
* Hazal Yılmaz (asistanlıkta ilk yılı): Hasta yakınları yetmiyor gibi hocamızdan da şiddetli hakarete uğradık. O gün kendimi sahipsiz, çaresiz hissettim. Hasta yakını ikinci kez saldırdığı halde hocamız şikayet etmemize izin vermedi. Hayatımda duymadığım hakaretler etti bize.
* Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş: Bizim görevimiz hocalık. Biz onları eğiteceğiz. Hataları olabilir. Evlatlarımızın olmuyor mu? Hiç kimsenin, hiç kimseye hakaret etmek gibi bir hakkı yok. Bizim bütün umutlarımız genç asistan arkadaşlarımız. Bütün geleceğimiz onlar. Fevkalade de güzel çalışıyorlar. Onların hayalerini kırmak demek aslında gelecekte hiç hekim bulamamız demek.
* Prof. Dr. Haluk Çokuğraş: Ben de şiddete uğrayanlardan birisiyim. Şiddete uğradığınız zaman ilk önce korkunç bir hayal kırıklığı oluyor. ‘Neyi hak ettimde de böyle oldu’ diye düşünüyorsunuz. Artan bir şekilde motivasyon eksikliği, bıkkınlık yaşanıyor. Asistan arkadaşların da yaşadığı bu. Ama daha da acısı yanınızda olması gerekenlerin karşınıza geçmesi hatta size başka şekilde size vurması. Bu çok daha acıtıcı bir şey.