Artık kimlik cepte değil elde olacak

SGK Başkanı Fatih Acar, yeni uygulamaları tanıtmak için yaptığı basın toplantısına “Tarihi bir gün. 1 Temmuz’dan itibariyle tüm Türkiye’de e-reçeteye geçilecek” cümlesiyle başladı. Acar, bugüne kadar 120 bin doktordan 60 bininin e-reçete sistemi için şifre aldığını belirterek, henüz şifresini almayanları da bir an önce almaları konusunda uyardı.

SGK BAŞKANI FATİH ACAR SİSTEMİ TANITTI / WEB TV

1 MİLYON 300 BİN KAĞIT REÇETE ORTADAN KALKACAK

Yeni uygulamada doktorlar, hastalarına ilacı kağıt yerine elektronik ortamda yazarak, MEDULA sistemi üzerinden eczanelere gönderecek. Böylece kağıt ortamında herhangi bir kayda gerek olmazken, günde 1 milyon 300 bin reçete ve eki belgeler için kullanılan kağıttan da tasarruf edilmiş olacak.�

USULSÜZLÜK BİTECEK

Başkan Acar, kağıt tasarrufunun, sistemin genel getirisinin küçük bir bölümünü oluşturduğuna vurgu yaptı. Bu reçetelerin arşiv sorununun biteceğini, hekim reçete yazarken oluşabilecek hata ve karışıklıkların ortadan kalkacağını söyledi.  Ayrıca eczanelerde kayıt işlemi azalacağından hastanın bekleme süresinin kısalacağını belirtti. En önemlisi de reçetelerin ilk yazıldığı aşamadan itibaren elektronik ortamda takibe alınacağından suistimal ve usulsüzlüklerin ortadan kalkacağına dikkat çekti.

KİMLERE UYGULANMAYACAK?

Başkan Acar, e reçetenin iş yeri hekimleri, kurum hekimleri, 2013 sonuna kadar TSK hastaneleri, eczaneler tarafından hazırlanan ilaçlar ile Türk Eczacıları Birliği tarafından yurtdışından getirilen ilaçlar ve yurtdışı sigortalıları için uygulanmayacağını açıkladı.
Acar, “Tüm Türkiye’de 1 Temmuz’dan itibaren e-reçete uygulamasına geçilecektir. Tüm hastanelerimizde reçetelerin bu tarihten itibaren elektronik olarak düzenlenmesi gerekmektedir” dedi.

 
AVUÇ İÇİ DAMAR

SGK, tedavi hizmetlerinde suistimallerin önlenmesi için de yine 1 Temmuz’dan itibaren ‘avuç içi damar izi yöntemiyle kimlik doğrulama’ sistemine geçiyor. Uygulama ilk olarak Konya’da başlayacak.

Acar, sağlık karnesi ve vizite kağıdı uygulamasının kalkmasıyla, bazı kişilere başkalarının kimlik numarası üzerinden sağlık hizmeti verildiğinin tespit edildiğini anlattı. Bu tedavi giderlerinin de SGK’ya fatura edildiğine dikkat çekti. İşte bu tür suistimalleri kökten çözmek için avuç içi damar izi ile kimlik doğrulama sistemine geçtiklerini vurgulayan Acar, bu yöntemin ilk olarak üniversite hastaneleri ile özel hastanelerde başlayacağını duyurdu.
1.5 yıldır üzerinde çalıştıkları bu sistemin yazılımlarını kendilerinin yaptıklarını belirten Acar, bu yöntemin halen Türkiye’de bilgisayar ve ağ güvenliği, bankalar, personel giriş ve çıkışı gibi alanlarda uygulandığını söyledi. Bu sistemle sağlık hizmetinin sunulması sırasında vatandaşın gerçekten hastanede olup olmadığının doğrulanacağını ifade etti.

NASIL OLACAK?

1 Temmuz’dan itibaren Ayşe Hanım, Konya’da özel bir hastaneye gittiğinde öncelikle avuç içi damar izi kaydı yapılacak. 30 saniyelik bu kaydın ardından muayeneye geçebilecek. Ayşe Hanım, 5 ay sonra aynı kentte başka bir özel hastaneye gittiğinde, kimliğini göstermek yerine makineye elini koyması yeterli olacak.Yaklaşık 10 saniyelik bu işlemin ardından, gelen hastanın Ayşe Hanım olduğu ortaya çıkacak. Ve onunla ilgili bilgiler ekrana gelecek.
Acar, bu yöntemin diğer tüm biyometrik kimlik doğrulama sistemleri içinde hızlı, hata oranı düşük ve güvenilir olduğu için tercih edildiğini vurguladı. Hastanelere de önemli miktarda bir yük getirmeyeceğini ileri sürdü.

KİMLERE UYGULANMAYACAK?

Bu sistem 06 yaş çocuklar, elleri olmayan kişiler, ellerinde avuç içi damar izi bütünlüğü bozulmuş olanlar, acil hastalar ile el hareketlerini kontrol edemeyen kişilere uygulanmayacak.
Başkan Acar, TC numarası ile sağ ve sol elinin biyometrik verisi eşleşmeyen kişilere hastane tarafından sağlık hizmeti verilse bile; SGK’ye fatura edilemeyeceğini söyledi.

31 ARALIK TÜM TÜRKİYE’DE

1 Temmuz’da Konya’da başlayacak olan yeni sistem, Eylül ayında suistimallerin en yüksek olduğu 20 ilde uygulamaya girecek. Yılsonuna kadar da SGK ile sözleşmesi olan tüm özel hastaneler, tıp merkezleri, dal merkezleri, diyaliz merkezleri dahil olmak üzere üniversite hastaneler