Antalya'da tüp bebek davası

Güncelleme Tarihi:

Antalyada tüp bebek davası
Oluşturulma Tarihi: Şubat 03, 2012 00:00

Normal yollardan çocuk sahibi olamayan Antalyalı Ali- Şehri Çiçek çifti, 6 yıl önce Kıbrıs’ta başka bir donörden alınan yumurtalar ile kız çocuğu sahibi oldu.

Haberin Devamı


Özürlü dünyaya gelen bebekle ilgili Antalya’daki tüp bebek merkezini suçlayan aile, doktorlar aleyhine 2 bin 150 TL’lik tazminat davası açtı.

Antalya’da 22 yıllık evli Çiçek çifti, normal yollardan çocuk sahibi olamayınca 2006 yılında Antalya’daki özel bir tüp bebek merkezine başvurdu. Burada yapılan testlerde 47 yaşındaki Şehri Çiçek’in normal yollardan çocuk sahibi olamayacağı belirlendi. Türkiye’de yasak olduğu için Kıbrıs’ta bulunan bir tüp bebek merkezinde başka bir donörden alınan yumurtalar ile Şaban Ali Çiçek’in spermleri birleştirilerek Şehri Çiçek’in hamile kalması sağlandı. 16 Şubat 2007 tarihinde ise ailenin ’Burcu’ ismini verdiği bir kızları oldu. Ancak bebeğin doğumu ile birlikte yapılan testlerde minik Burcu’nun 18’inci kromozonun bozuk olduğu belirlendi. Yıllarca bebek hasreti ile tutuşan çiftin kızlarının yüzde 100 özürlü olduğu ortaya çıktıktan sonra aile tüp bebek merkezindeki görevli doktorlar M.I. ve K.Ö ile bebeğin doğmadan önce özürlü olduğunu neden tespit etmedikleri konusunda tartıştı.

Haberin Devamı


AVUKATIN SAVUNMASI


Bu gelişmelerin ardından baba Şaban Ali Çiçek, avukatı Özgür Tarakçı aracılığı ile kendisi, özürlü dünyaya gelen ve bugün 5 yaşında olan kızı Burcu Çiçek ve eşi Şehri Çiçek adına toplam 2 bin 150 liralık maddi ve manevi tazminat davası açtı. Antalya 6’ncı Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada Avukat Tarakçı, şöyle dedi:

"Müvekkillerim, söylenen her şeye uymuşlardır. Hamilelik boyunca anılan merkezde görev yapan doktor ve doktorların kontrolünde olan müvekkilem Şehri Çicek’in hamileliği sırasında gerekli özen gösterilmiş olsaydı, bu durumun meydana gelmesi mümkün olmayacaktı. Zira müvekkillerin bu derece ağır anamoli olan bir çocuğun sorumluluğunu taşıyarak doğmasını isteyeceklerini düşünmek mümkün değildir."

DOKTORLAR KABUL ETMEDİ

Doktorlar M.I. ve K.Ö., avukatları aracılığıyla verdikleri cevap dilekçelerinde, suçlamaları kabul etmedi. Doktorlar savunmasında, şunları yazdı:

"Yumurta nakli Türkiye’de bulunmadığı için Kıbrıs’ta yasal olarak izin verilen yumurta nakli için Kıbrıs’taki mevcut çalışan merkezlerden birinde bu işlemin yapılması davacılara önerilmiştir. Davacıların kızında Trisomi 18 hastalığının (18’inci kromozon bozukluğu) ultrasonda yüzde yüz görülmesi mümkün değildir. Tüm testler normal çıkmış, 3’lü testlerde de sonuçlar normal olarak rapor edilmiştir. Davacı şehri Çiçek’in ileri yaş gebeliği nedeniyle daha sonraki kontrolleri için Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne yönlendirilmiştir. Bu hastanın bebeğinde biyometrik ölçüler normal seyretmiştir."

Haberin Devamı

Antalya 6’ncı Asliye Hukuk Mahkemesi’nde karşılıklı dilekçelerin ve savunmaların verildiği davada, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor okundu. Raporda, Burcu Çiçek’in kromozom analizleri sonunda 18’inci kromozonun uzun kolunda delesyon tespit edildiği, el ve ayaklarının normalden ufak olduğu, başını tutamadığı, yürüyemediği, konuşamadığı, atipik yüz ve vücut görünümü bulunduğu, idrar ve gaitasını tutamadığı ve yüksek seslerde irkilme tepkisi verdiği belirtildi.

Dava, bazı evrak eksikliklerinin giderilmesi için ertelendi.

"BOZUK YUMURTADAN YAPTILAR"

İnşaatlarda kalıpçı olarak çalışan Şaban Ali Çiçek, yıllarca bebek sahibi olmanın hasretini taşıdıklarını, tüp bebek merkezine başvurduklarını buradaki yetkililerin, kendisi ve eşi Şehri ile birlikte bebek sahibi olmak isteyen 20 çifti 16 biner TL karşılığında Kıbrıs’a götürdüklerini söyledi. Çiçek, şöyle dedi:

Haberin Devamı

"Hepimizi otelde ağırladılar. Burada kendilerinin iş yaptığı bir tüp bebek merkezi var. Oraya götürdüler ve benden aldıkları spermler ile yumurtaları birleştirip eşim Şehri’nin rahimine yerleştirdiler. Kıbrıs’tan döndükten sonra normal kontrollerimizi yaptırdık. Her türlü testleri yaptılar. Hiç birisi bize çocuğun özürlü olduğuna dair bir şey söylemedi. Ellerimle kazandım benden aldıkları o parayı. Ama benim derdim o para değil, bizim bebeğimizi yaparken biraz daha dikkatli olamazlar mıydı? Bize sağlam bir bebek yapmış olsalardı, bir o kadar daha üste verseydim. Onca sene bir bebek için yanıp tutuştuk. Şimdi bebeğimiz var ama canlı cenaze gibi. Bir kere ’Baba’ dediğini duyamadım. Doğduğundan bu yana burnundan besleniyordu. Şimdi karnına bir delik açtılar, şırınga ile oradan besliyoruz. Bize bozuk yumurtadan yaptılar, mahvettiler. Şimdi işe bile gidemez haldeyim. Bir saniye yalnız bırakamıyoruz. Yazık değil mi bize?"

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!