Güncelleme Tarihi:
Anoreksiya hastalığı yeniden gündemde! Aşırı kilo kaybeden ünlü isimlerin yaşadıkları sağlık problemlerinin medyaya yansıması ardından 'Anoreksiya nedir?' soruları sıklaştı. Bir dönem bu hastalığa yakalan Ayşe Akın, anoreksiyayı 'Sağlığım elden gidiyordu, kan hücrelerim dengesizleşmişti. Vitaminsizlikten, vücudumun her yerinde morluklar çıkıyordu, aç gezmekten hep yorgun ve halsiz düşüyordum.' sözleriyle açıkladı. Peki tıp dilinde anoreksiya nedir?
Anoreksiya hastalığının sıklıkla ergenlik döneminde ve kızlarda görülmesi bir tesadüf değildir. Ergenlik dönemi bir kişinin kendilik algısını oluşturduğu başkaları tarafından kabul edilmek ve beğenilmenin öneminin zirve yaptığı bir dönemdir. Genellikle fazla kilolu olduğu için kendini aç bırakarak yapılan sağlıksız diyetlerle başlayan bu hastalık, bir süre sonra kontrol edilemez hale gelir ve hastalık belirtilerini göstermeye başlar.
Bu kişilerin en tipik özellikleri şunlardır:
Bozulmuş beden algısı (Kendini olduğundan daha kilolu görme)
Mükemmeliyetçi kişiliği sonucu her şeyi kontrol etme isteği
İnce olma gerekliliğine yönelik inanç ve tutumlar
Özgüven problemi
ANOREKSİYA VE BLUMİA ARASINDAKİ FARK
Psikoterapist Serap Melek Kılıç, anoreksiya ve blumia hastalığının ayrımını açıkladı.
Anoreksiya Nervoza’da kişi kilo almamak adına aşırı çaba içerisine girerek yoğun diyetler uygular, laksatif etki yaratan ve su kaybına neden olan ilaçlar kullanır, yoğun egzersizler yapar. Bu kişiler kendilerini aynada uzun süre izler ve ne kadar zayıf olursa olsunlar hep kilolu hissederler. Bu hastalıklarda kişi o kadar zayıflar, su ve kas kaybeder ki bazen organ iflası, bazen dehidrasyon bazen de (kalp kaslarının erimesi ile) ani kalp krizleri ile hayati tehlike veya ölümle sonuçlanan bir sürece girebilir.
Blumia Nervoza’da ise kişi bazen zayıf bazen normal bir beden hattına sahiptir ve yine kilo almamak adına yediklerini kusarak çıkarma eğilimi gösterir. Bu yemeler bazen normal şekilde bazen tıkınırcasına görülebilmekte ve kişi yemeğin arkasından hemen kusarak kalori alımını engellemektedir. Uzun vadede mide, sindirim sistemi ve yemek borusu problemlerine neden olabilen bu hastalık tedavi edilmediğinde gırtlak ve sindirim yolu kanserlerine kadar ulaşabilen korkutucu bir tabloya dönüşebilmektedir.