Güncelleme Tarihi:
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Asena Akdemir, şizofreninin; zihnin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını etkileyen, gerçeği değerlendirememe bozuklu olarak bilinen bir hastalık olduğunu söyledi.
Şizofren kelimesinin birçok insan için rahatsız edici olduğunu belirten Akdemir, basının çoğunlukla uygunsuz ve haksız bir şekilde, bu kelimeyi şiddeti ve huzursuzluğu anlatmak için kullandığını dile getirdi.
Şizofreninin günlük hayatı, aileyi ve çevreyle olan ilişkileri yoğun şekilde etkilediğini anlatan Akdemir, “Bazen hastalığın farkında olunmaz. Sorunun çevredekilerden kaynaklandığı düşünülebilir. Hasta, sanki yaşananların tamamen çevrenin değişmesiyle giderilebileceğini, kendisinin herhangi bir sorunla ilgisinin olmadığı düşüncesindedir” dedi.
AŞIRI SİGARA KULLANIMI TEDAVİYİ ETKİLİYOR
Akdemir, birçok faktörün hastalıkta rol oynadığının bilindiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Şizofreni hastalığında kimi zaman sinir hücrelerinin işleyişiyle ilgili bazı genlerin rol oynadığı biliniyor. Hastaların, beyin görüntüleme çalışmalarında, beyin bölgelerinin gelişiminde geri kalma ve beyin dokusunda sorunlar saptandı. Bu durumun, doğum sırasında ya da bebekken yaşanan bir takım durumlar, bazı virüs enfeksiyonlarıyla ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Uyuşturucu maddeler, alkolün ve esrarın yoğun tüketimi şizofreni belirtilerinin ortaya çıkma olasılığını iki kat artırmaktadır. Özellikle de erken yaş ve yoğun kullanımıyla ilişkili bulunmuştur. Amfetamin gibi uyarıcıların kullanımları kısa psikotik atak yaratabilir ve söz konusu şizofreni bulgularına benzer bir durum yaşanabilir. Sigara kullananım miktarı arttıkça ise uygulanan tedavi için kullanılan ilacın etkisi azalıyor. Daha fazla ilaç kullanmak zorunda kalıyoruz.”
Rahatsızlık belirtileri bulunanların hemen bir uzmana başvurmaları gerektiğini vurgulayan Akdemir, şizofreninin; tedavisi olan, tedaviyle rahatsız edici düşünce, algı, duygu ve davranışların kontrol edilebildiği, günlük yaşantının belirli bir oranda geri kazanılabildiği bir hastalık olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkati çekti.
Akdemir, tedavi devam ederken ilaçların birden bırakılması veya tedavinin aksatılması durumunda hastanın şikayetlerinin yeniden başlayabileceğini sözlerine ekledi.