Güncelleme Tarihi:
Müzik, kişiyi ruhsal olarak güçlü kılmanın dışında fiziksel ve zihinsel hastalıkların tedavisinde de kullanılıyor. Beyin araştırmacıları müziğin anıları çağrıştırma etkisi üzerine uzun yıllardır çalışmalar yürütüyor.
ABD'nin Boston şehrinde Gazi İşleri Bakanlığı'na bağlı bir hastanede bilişsel ve davranışsal nöroloji uzmanı olan Andrew Budson, Washington Post’a yaptığı açıklamada “Müzik hafızadaki unutulmuş kapıları açıyor” dedi ve ekledi:
"Müzik sizi geçmişe götürebilir ve beyninizi ateşleyip harekete geçiren bir elektrik çarpması etkisi yaratabilir. Herkes memleketini ziyaret ettiğinde ya da lisesine ve üniversitesine gittiğinde anılarının yoğunlaştığını hisseder. Müzik de tek başına aynı şeyi yapabilir. Tüm bu anıları geri getirmeyi sağlayan işitsel ve duygusal bir ortam sağlar."
'MÜZİK ANILARI CANLANDIRMADA DİĞER DUYULARDAN DAHA ETKİLİ’
Bunun oldukça yaygın bir deneyim olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Ayşe Begüm Teke, “Müziğin anıları canlandırmada ve hatırlatmada diğer duyulara göre daha güçlü olduğuna ilişkin pek çok araştırma bulunuyor. Müziği duyduğumuzda beynimiz anıları tetikliyor ve duygusal bağlantıları kuvvetlendirebiliyor” dedi.
Teke, “Örneğin bir şarkıyı duyduğumuzda, o şarkıyla ilgili hatırladığımız anıları, duyguları ve hatta kokuları canlandırabiliriz. Bu nedenle, müzik terapisi gibi alanlarda, müzik kullanılarak hatırlatma ve duygusal iyileştirme amaçlanıyor. Bununla birlikte, müziğin kişileri farklı şekillerde etkilediğini ve bazı insanların müziğe daha az duyarlı olduğunu unutmamak gerekir. Ancak genel olarak müzik, bellek ve duygusal bağlantılar açısından güçlü bir araçtır” ifadelerini kullandı.
Müzik, koku ve tattan daha etkili olabilir. Nedeni birçok farklı beyin bölgesini aynı anda aktive edebilmesidir. Ayrıca koku ve tat, yaş ile ilk dejenere olan sinir ağlarıdır. Bu nedenle ileri yaşlarda bu duyular yeterince iyi algılanamayabilir.
Nöroloji Uzmanı Dr. Aslı Şentürk'MÜZİK KİMLİĞİMİZ HALİNE GELİYOR'
Missouri Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Müzik Bilimi ve Estetiği Laboratuvarı'nda baş araştırmacı olarak görev alan Amy Belfi de Washington Post'a “Müzik beynin farklı bölümlerini harekete geçiriyor. ‘Hayatımızın müziği’ gibi kimliğimizin bir parçası haline geliyor. Bu da anıları canlandırmada ya da geri getirmede neden bu kadar etkili olduğunu açıklıyor" diye konuştu.
Peki müzik, beyinde hangi bölümleri harekete geçiriyor? Nasıl bir işlemden geçerek ‘kimliğimiz’ haline geliyor?
Ayşe Begüm Teke, “Müzik dinleme sırasında, ilk olarak işitme korteksi olarak adlandırılan beyin bölgesi aktive oluyor. Bu bölge, müzik notalarını, ritimleri ve armonileri işliyor. Ayrıca, müzik dinleme sırasında, beynimizdeki ödül merkezleri olarak bilinen bölgeler de aktive oluyor. Böylelikle müzik dinlerken keyif almamız sağlanıyor” dedi.
Teke, müzik dinlediğimizde beynimizdeki hipokampus adı verilen bölgenin de aktive olduğuna vurgu yaparak, "Bu bölge, müziği hafızaya alır ve daha sonra hatırlamamıza yardımcı olur. Ayrıca müzik dinlemek, beynin sol tarafındaki dil merkezini de aktive edebilir. Bu bölge, sözlü müzikal bilgiyi işler ve şarkıdaki sözleri anlamamıza yardımcı olur” ifadelerini kullandı.
‘Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun’ sözü şair Şahin Çandır, bestesi ise Avni Anıl'a ait olan bir Türk Sanat Müziği şarkısı. Eseri ilk olarak Muazzez Abacı 25 Ocak 1989'da yayımlanan ‘Felek’ albümünde seslendirdi. Fakat şarkı, Zeki Müren’in ‘Zirvedeki Şarkılar’ albümünde geniş kitlelere ulaştı.
‘Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun’ sözü şair Şahin Çandır, bestesi ise Avni Anıl'a ait olan bir Türk Sanat Müziği şarkısı. Eseri ilk olarak Muazzez Abacı 25 Ocak 1989'da yayımlanan ‘Felek’ albümünde seslendirdi. Fakat şarkı, Zeki Müren’in ‘Zirvedeki Şarkılar’ albümünde geniş kitlelere ulaştı.
'BEYNİN HER İKİ YARIM KÜRESİNİ DE HAREKETE GEÇİRİYOR’
Klinik Psikolog Zozan Başçı, son zamanlarda yapılan çalışmalarda müziğin, beynin her iki yarım küresini de harekete geçirdiğinin saptandığına dikkat çekerek, “Müziğin bir araç olarak erişimini genişletmesi bakımından benzersiz bir durum bu. Kulağa tuhaf gelecek ama yemek yerken ya da cinsel ilişki esnasında aldığınız zevkin aynısını bir şarkının sözlerinde ve ritminde de hissedebilirsiniz” dedi. Başçı, bu durumu şu şekilde detaylandırdı:
-- Müziğin perdesi, ritmi, ölçüsü ve tınısı, prefrontal korteksten (insanı diğer canlılardan ayıran işlevlerin kontrol edildiği en önemli alan) hipokampus ve parietal loba (yön belirleme, tatları algılama, acı ve dokunma hisleri gibi işlevlerinden sorumlu bölüm) kadar beynin birçok farklı bölümünde işlenir. Ritim ve perde esas olarak sol beyin yarım küre işlevleriyken, tını ve melodi genellikle sağ yarım kürede işlenir. Ancak bir bütün halinde müzik, her iki yarım kürede de işlenir.
-- Siz müziği duydukça, işitsel korteksin içinden dışına kadar pek çok farklı türde şey gerçekleşir. İşitsel korteksin diğer bölümleri tını, melodi ve ritim gibi daha karmaşık öğeleri işler. Bir şarkıyı söylemek veya kafanızda bir melodiyi hayal etmek, aslında o melodiyi duymuyor olsanız bile işitsel korteksi tetikler. Tüm bu bileşenler de size iyi veya kötü anıları çağrıştırır.
Müzik yaparken de süreç çok ilginçtir. Beynimizin farklı bölgeleri harekete geçer. Örneğin müzik aleti çalarken, motor korteks olarak adlandırılan beyin bölgesi aktive olur. Bu bölge, müzik aletini çalmak için gereken motor hareketlerini kontrol eder. Bir de müzik yaparken, beyindeki işitme korteksi aktive olur. Bu bölge, çalınan notaları işler ve çalınan müziğin nasıl duyulduğunu kontrol eder.
Uzman Psikolog Ayşe Begüm Teke‘MÜZİK, HAFIZA BOZUKLUKLARI VE DEMANS HASTALIĞINA İYİ GELİYOR'
Bilim insanları müziğin, hafıza bozuklukları ve demans gibi hastalıkların tedavisinde etkili olabileceğinin altını çiziyor. Hatta uzmanlar, demans hastalarında ajitasyonu hafifletebilen müziğin, sakinleştirici ilaçlara alternatif olarak ya da hastaların evde yaşamaya devam etmelerini sağlamada rolü olduğunu düşünüyor.
Toronto Metropolitan Üniversitesi'nden psikoloji profesörü Frank Russo, “Bu kesinlikle mümkün… İyi tasarlanmış ve kişinin de seveceği bir çalma listesi demans hastalarında olumlu sonuçlar veriyor” diye konuştu.
Ayşe Begüm Teke de müziğin, demans ve diğer hafıza bozukluklarının tedavisindeki potansiyel faydalarına yönelik ilginin arttığını vurguladı ve “Araştırmalar, müziğin bu hastalıklara sahip kişilerde hafıza, bilişsel işlevler ve genel refah açısından olumlu etkileri olduğunu gösteriyor” dedi.
Teke, "Bu nedenle müzik terapisi, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmanın yanı sıra kişinin hafızasını ve bilişsel işlevlerini korumaya yardımcı oluyor. Demans veya Alzheimer gibi hastalıkların neden olduğu davranışsal ve duygusal sorunların hafifletilmesine de katkı sağlıyor" ifadelerini kullandı.
ALZHEIMER HASTALARI NASIL OLUYOR DA ŞARKILARI UNUTMUYOR?
Alzheimer hastalığının ileri aşamalarında kişiler, ailelerini, sevdiklerini, yaşadıkları şehirleri bile unutabiliyor. Fakat bu aşamada dahi sevdikleri şarkıları ezbere söyleyebilen Alzheimer'lılar var. Bu nasıl oluyor?
Bu soruma Zozan Başçı “Bu oldukça ilginç bir olgu. Bu durumu açıklayabilmek için önce hafıza türlerini bilmek gerek. Uzun süreli hafıza, örtük bellek ve açık bellek olmak üzere ikiye türe ayrılıyor” cevabını verdi ve ekledi:
-- Açık bellek, ders kitabı öğrenimi veya deneyimsel anılar gibi bilinçli olarak farkındalığa getirilmesi gereken şeyleri içerir. Örtük bellek ise bizim bilinçsiz ve otomatik anılarımızdır. Örneğin, bir müzik aleti çalmak veya bisiklete binmek gibi… Açık bellek, hatırlama olmadığında kaybolurken, örtük bellek daha kalıcıdır. Daha fazla uygulama yapılmasa bile ömür boyu sürebilir.
-- Açık bellek beynin hipokampus bölgesinden kaynaklanır ve bunama baş gösterdiğinde 'ilk giden' bölgedir. Yani Alzheimer her şeyden önce hipokampusa saldırıyor.Bu da örtük belleğin Alzheimer hastalarının şarkı sözlerini hatırlamasını ve performans göstermesini nasıl sağladığını açıklıyor. Şarkı söyleme veya müzik yapma becerisi örtük bellekte gerçekleşir. Kasten ne yaptığınızı düşünmek zorunda olmadığınız anlamına gelir.
-- Alzheimer hastaları sevdiği müziği kapattıktan sonra bile iyilik etkisi 10 dakika kadar sürüyor.
‘MÜZİK; KAYGI, STRES VE DEPRESYONA İYİ GELİYOR’
Yapılan araştırmalar müziğin; stresi, kaygıyı, depresyonu ve kronik fiziksel ağrıyı azaltabileceğini gösteriyor. Bu noktada müzik nasıl bir iyileştirici rol oynuyor?
Zozan Başçı, müziğin bu yönüyle ilgili ABD'de yapılan araştırmaya dikkat çekerek, şu önemli bilgileri paylaştı:
-- California'da bir bakımevinde yaşamlarının sonuna gelen hastalarla yürütülen araştırma, yatıştırıcı enstrümantal parçalar dinletilen kişilerde, hiç müzik dinletilmeyen kişilere kıyasla ağrı şiddeti derecelerinde azalma olduğunu gösterdi. Yani sakinleştirici müzik dinlemek, insanların rahatlamasına, stresten arınmasına ve şimdiki ana odaklanmasına yardımcı oluyor.
-- Canlandırıcı şarkılar dinlemek ve şarkılara eşlik etmek duygularımızı, mutluluk veya üzüntü seviyelerimizi artırarak ruh halimizi yükseltmeye yardımcı olabilir. Araştırmalar ayrıca hareketli müzik türlerinin yeni becerileri normalden daha hızlı öğrenmeye yardımcı olarak bilişsel işlevi iyileştirebileceğini de ileri sürüyor.
Fotoğraflar: iStock