Güncelleme Tarihi:
Agorafobi kişinin kendini güvende hissettiği ortamlar dışında bulunması ile gelişen bir anksiyete bozukluğudur. Açık alanlardan, kalabalık yerlerden uzak durma, evde tek başına kalmak istememe gibi durumlar görülür.Anksiyetenin anne-baba davranışının model olarak alınması ile ortaya çıktığını ya da klasik şartlanma yoluyla öğrenilmiş bir davranış olduğunu ileri süren davranış ve öğrenme teorileri ise daha çok agorafobiyi açıklamakta kullanılmıştır. Bu sorundan müzdarip olan kişiler kalbin normal atışında bile kalp krizi geçirdikleri hissine kapılır.
Dresden'deki Klinik Psikoloji Enstitüsü yöneticisi Prof. Jürgen Margraf, uyguladıkları tedavi yönteminde, hastaların korkulu durumlardan kaçmak yerine bunların üzerine gitmeyi ve çektiği acı ya da korkulara katlanmayı öğrendiğini söyledi. Hastalığın kadınlarda erkeklerden iki kat fazla görülmesinde, ölüm, ayrılık ya da boşanma gibi etkenlerin önemli rol oynadığı vurgulandı. Bilim adamları, hayatlarını denetim altına alamayan, kendi işlerini çekip-çevirmeyi öğrenemeyen kişilerde korku hastalığının sık görüldüğünü belirttiler.
Agorafobinin belirtileri nelerdir?
Kişi evden çıkmakta zorlanıyor veya tek başına çıkmıyorsa,
Kalabalık ortamlarda bulunmak istemiyorsa,
Tünele girmekte, sinema veya tiyatroya gitmekte, kapalı otoparklarda bulunmakta, MR cihazı gibi dar alanlarda bulunmakta zorlanıyorsa,
Asansör, uçak, otobüs gibi yerlerde bulunamıyorsa,
Bu tür yerlerde bulunduğunda panikleyip, nefes darlığı çekeceğini, bayılacağını, kalp krizi geçireceğini veya bayılacağını düşünüp, istediği zaman o ortamdan çıkamayacağını düşünüyorsa,
Günün büyük bölümü bu kaygılar ile geçiyorsa,
Kaygılar aile, iş veya okul yaşantısını etkiliyorsa,
Bu kaygıyı kontrol altına alamıyorsa,
Yaşanan bu durum 6 aydan daha uzun süredir devam ediyorsa agorafobinin varlığından söz edilebilir.”