Güncelleme Tarihi:
Peki böyle duygular hissettiğimizde neden burnumuzu karıştırmak yerine ağlamayı tercih ediyoruz? Vücudumuzda neler değişiyor? Ağlarken vücutta zincirleme bir reaksiyon başlıyor. Ve bu işlem başladıktan sonra ortalığı su basmasını engellemek biraz zor oluyor. Çünkü yoğun bir duygu hissettiğinizde beyninizde çok çeşitli sinyaller uçuşmaya başlıyor. Bunun nedeni çok çeşitli olabilir. Kötü bir haber almak, patronunuzun üzerinize iş yıkması, aileye yeni katılan yeğeninizi ilk defa görmek gibi; üzüntü, öfke, stres hatta aşırı mutluluk gibi zorlu duygular beyninizde bir ayı tarafından kovalanıyormuşsunuz ya da kötü bir katil peşinizdeymiş gibi tehlike işareti olarak işlenir. Duygusal işlemeyi kontrol eden, beyninizdeki otonom sinir sisteminize bağlı olan bezelye büyüklüğünde bir bez olan amigdala yoğun koşullar karşısında hipotalamusa sinyal gönderir. Otonom sinir sistemi, vücut ısısı, açlık, susama ve ağlama gibi herhangi bir kontrolü olmayan işlevleri üstlenir.
Bu sırada kalbiniz hızla atmaya ve boğazınızda bir yumru oluşmaya başlar. Otonomik sinir sistemi sempatik sinir sistemini başlatır ve kaç ya da savaş tepkilerini hızlandırır. Yaklaşan tehlikeye hazır olmak için bu sırada yeme ve içme gibi gereksiz işlevlerin yerine getirilmesinin önüne geçilmeye çalışılır. Sonuç olarak glottizin -boğazındaki ses telleri arasındaki boşluğun- şişmesine ve boğazın dolgunlaşmasına neden olur. Vücut akciğerlerinizde yanlışlıkla herhangi bir nazal sekresyon veya gözyaşı olmaması için sizi korumaya çalışır.
Bütün bu duygu, hipotalamusunuza asetilkolin kimyasal haberci üretmesini söyler. Asetilkolin beyninizdeki gözyaşı bezlerine sinyaller gönderen reseptörlere bağlanır. Bunlar gözlerinizin kemikli ağzının altında yaşayan küçük bezlerdir.
Bu bezler yeterince uyarıldığında gözyaşı üretmeye başlar ve hazneler oldukça hızlı dolar. Gözyaşı çok yoğun olduğunda burun boşluğundan da yol bulur ve buradan da akar.
Uzmanlar yoğun duyguların bizi neden ağlattığını tam olarak halen bilmiyorlar. Ancak bu konuda bol teori bulunuyor. Bazı psikologlar bunu başkalarına yardıma ihtiyacımız olduğunu anlatabilmek için yaptığımızı düşünüyor.
Diğer yandan gözyaşları koruyucu bir mekanizma olarak da kullanılıyor. Tehlikeli bir durumda bir kalkan gibi gözünüzün üst tabakasını sarıyor ve kavga sırasında gözü bulanıklaştırarak saldırgan ya da savunmacı olma ihtimalinizi azaltıyor.
İşin en güzel yanı ise gözyaşı dökmek bazen beyne ağrı kesiciler gibi hareket eden lösin enkefalinler adı verilen endorfin salınım sinyali verebiliyor. Dolayısıyla kendinizi çok daha rahatlamış hissediyorsunuz.