9 İDDİA 9 GERÇEK | Yüzümüzü nasıl yıkamalıyız?

Düzenli cilt temizliği, yüzünüzdeki kiri, yağı, çevresel kirleticileri, mikropları ve ölü derileri gidermeye yardımcı olur. Peki yüz yıkama rutininizin nasıl olması gerektiğini hiç düşündünüz mü?

Cildiniz üzerinde en iyi etkiyi yaratmak için hangi tavsiyelere uymanız gerektiğini belirlemek zor olabilir. Zira bu konuyla ilgili gerek sosyal medyadan gerek çevremizden çok fazla şey duyuyoruz.

Bazıları yüz yıkarken su ve sabunun yeterli olacağını savunurken, bazıları özel ürünler kullanmanın şart olduğunu söylüyor. Fırça kullanımı ya da yüzün yıkandıktan sonra neyle kurulanacağı gibi detaylarla ilgili de tartışmalar mevcut.

Peki zaman zaman birbiriyle çelişen bu tavsiyelerin hangileri doğru?

Dermatoloji Uzmanları Dr. Caner Demircan ve Dr. Gözde Emel Gökçek yüz yıkama ile ilgili yaygın iddiaları yorumladı. İşte detaylar…

İDDİA: YÜZÜNÜZÜ DUŞTA YIKAMAMALISINIZ

Yüzün nerede yıkandığından ziyade düzenli olarak yıkanmasının önemli olduğunu söyleyen Demircan, “Neden hazır duştayken yüzümüzü de yıkamayalım ki? Ama şuna dikkat: Sıcak su, uzun süreli yıkama ve tahriş edici lif/kese veya asit içerikli yıkama ürünlerinin kullanımı deriyi kurutarak pullanmasına ve gül hastalığı olan kişilerin kızarıklığının artasına neden olabilir” dedi.

Gökçek ise duşta yüz temizliğiyle ilgili asıl önemli olan noktayı şöyle özetledi:

“Sıcak su ciltte tahrişe ve kuruluğa sebep olur. Bu nedenle sıcak su ile ne yüz ne de vücut temizliği yapılmalı. Duştan çıktıktan sonraki ilk 5-10 dakika içinde, cilt yapısına uygun bir nemlendiriciyle cilt nemlendirilmeli. Yine aynı şekilde vücut da her duştan sonra mutlaka uygun nemlendiricilerle nemlendirilmeli.”

İDDİA: HERKES YÜZÜNÜ GÜNDE 2 KEZ YIKAMALIDIR

Yüz temizleme sıklığının ve şeklinin kişinin cilt tipine ve rahatsızlıklarına göre belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Demircan, “Ciltlerinde herhangi bir rahatsızlığı olmayan kişiler, soyucu özelliği olmayan yıkama jellerini kullanarak cilt temizliği yapabilir. Yağlı ve dolayısıyla akneye yatkın deriye sahip olan kişiler sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez soyucu özellikli bir yıkama jelini tercih edebilir. Yine makyaj uygulayan, terleyen veya yüzüne herhangi bir dış etken bulaşan kişilerin ilk uygun fırsatı bulduklarında yüzlerini temizlemelerinde fayda var” ifadelerini kullandı.

Demircan, “Genel konuşmak gerekirse tüm gün dış etkenlere maruz kalmasından dolayı cildi akşam yatmadan önce yıkamak daha verimli bir temizlik sağlar” detayının altını çizdi.

Gökçek de yüzün her akşam mutlaka yıkanması gerektiğini vurgulayarak, “Sabahları da ekstra bir kez daha yıkamak, sadece yağlı ya da karma ciltler için önerilebilir. Kuru ve hassas ciltler çok sık yıkandıklarında koruyucu olan yağ tabakası daha da azalacağı için cildin hassasiyeti ve kuruluğu daha da artar” dedi.

İDDİA: CİLT BAKIMINDA KULLANILAN ÜRÜNLER HAFİF YANMA VE GERGİNLİK HİSSETTİRİRSE ETKİLİDİR

Uzmanlar cilt bakımı söz konusu olduğunda ‘Acı yoksa kazanç da yoktur’ sözünün geçerli olmadığını söylüyor.

Deride yanma ve gerginlik hissinin genelde etkiden ziyade tahriş belirtisi olduğunu söyleyen Demircan, “Cilt bakımı sonrasında kişinin tam tersine rahatlamış ve ferahlamış hissetmesi istenir” dedi.

Bu konuda bir istisna olduğunu belirten Gökçek, “Retinoik asit içerikli kremlerin, alfa ya da beta hidroksi asit, glikolik asit gibi serumların kullanıldıktan sonra ilerleyen saatlerde ciltte hafif yanma, soyulma, gerginlik gibi belirtilere neden olması normal” ifadelerini kullandı.

Gökçek şöyle devam etti:

“Zaten bu kremleri kullanma amacımız cildi yüzeyindeki fazla yağdan arındırarak gözenekleri açmak, aynı zamanda da ciltte yeni kolajen yapımını tetiklemek. Fakat yine de bu kremlerin de kullanımında aşırı kızarıklık, hassasiyet, deride beklenenden daha fazla soyulma olmaması gerekir. Böyle durumlarda aralıklı kullanım ya da nemlendiricilerle katman oluşturarak 'sandviç tekniği' ile kullanım öneriyoruz.”

İDDİA: YÜZÜ SABUN VE SUYLA YIKAMAK YETERLİDİR

Geleneksel sabunların cilt pH’ına uygun olmadıklarını ifade eden Gökçek, “Geleneksel sabunlar hem deri bariyerine zarar veriyor hem de derimizle uyum içerisinde yaşayan ve normal deri sağlığı için gerekli olan mikroorganizmaların yoğunluğunu değiştiriyor. Bu durum da çeşitli deri hastalıklarına davetiye çıkarabiliyor. Bu nedenle cilt pH’ına ve kuru, karma, hassas ya da yağlı deri yapısına uygun olarak üretilmiş, dermokozmetik yüz yıkama jellerini ya da köpükleri tercih etmek, yüz temizliği için daha uygun olur” açıklamalarında bulundu.

İDDİA: CİLT TEMİZLİĞİ İÇİN KULLANILAN ELEKTRONİK FIRÇALAR, DERİNLEMESİNE TEMİZLİK SAĞLAR

Sosyal medyada sık sık cilt temizliğine yönelik mekanik fırça önerileri görüyoruz. Bazıları plastik bazıları da sert malzemelerden yapılan bu fırçaları dermatologlar kesinlikle önermiyor.

Cildimize olabildiğince hassas davranmamız gerektiğini vurgulayan Demircan, “Ufak çaplı mekanik darbeler hatta sürtünmeler bile deri bariyerimizi bozabilir. Bu darbeler cildin soyulmasına da sebep olacağı için kızarıklık ve pullanma gibi tahriş bulgularına sebebiyet verebilir. Bu sebeple elektronik fırçaların kullanımı önerilmez” dedi.

İDDİA: SİVİLCELER YÜZÜNÜZÜ HER GÜN YIKAMADIĞINIZ İÇİN ÇIKAR

Halk arasında sivilce olarak bilinen ve dermatolojik olarak ‘Akne Vulgaris’ olarak adlandırılan lezyonların aslında bir deri hastalığı olduğunu ifade eden Gökçek, “Akne vulgaris, cildin hormonların da etkisiyle aşırı yağ salgılaması, salgılanan bu fazla yağın deri yüzeyine atılamayıp, kıl kökünde aşırı birikimine bakteriyel iltihaplanmanın eklenmesi gibi karmaşık süreçler sonucunda oluşan bir lezyon. Dolayısıyla sadece yüzünüzü yıkamadığınız için sivilce çıkmaz" dedi ve ekledi:

“Fakat zaten yağlanmaya ve sivilcelenmeye meyilli bir cilt yapınız varsa ve düzenli deri temizliği ile bakım alışkanlığı da edinmezseniz, bu süreci kendi elinizle hızlandırabilirsiniz.”

İDDİA: YÜZÜNÜZÜ KURULAMAK İÇİN KUMAŞ HAVLU KULLANMAMALISINIZ

Yüzü kurulamak için tek kullanımlık yumuşak dokulu peçete havluların ve yine tek kullanımlık yumuşak, kadifemsi dokulu havluların tercih edilebileceğini söyleyen Gökçek, kullanılması uygun olmayanları da şöyle sıraladı:

“Klasik el ve ayak kurulama havluları sert kumaş yapısına sahip oldukları için deride mikro çiziklere, bunun sonucunda da deri bariyerinde bozulmaya yol açabiliyorlar. Bu nedenle mecbur kalınmadıkça, kullanılması önerilmez. Yumuşak dokulu bezler ise mutlaka tek kullanımlık olmalı. Bunun sebebi de, ıslak kalan havlularda oluşan nemli ortamın, yüzümüzü silmeyle deri yüzeyinden geçen bakteri ve mantarların sayılarının artması için uygun ortam oluşturması.”

Demircan ise yüzün olabildiğince sürtünmeden kaçınarak, dokunma yoluyla kurulanmasını önerdi ve şu tavsiyeleri verdi: “Kurutma için seçilecek materyalin olabildiğince yumuşak ve su emici bir malzemeden yapılmasına özen gösterilmeli. Çünkü ıslak bırakılan havlular mikroorganizmaların üremesi için elverişli ortam oluşturur.”

İDDİA: YÜZÜ YIKAMADAN ÖNCE MAKYAJI TEMİZLEMEK GEREKMEZ

Bazı insanlar yüzlerini yıkadıkları ürünlerin makyajı da çıkarabileceğine ve cildi tek seferde temizleyebileceğine inanıyor.

Makyaj malzemelerinin yağ, koku, boya gibi deriyi kirletici ve gözenekleri tıkayıcı birçok madde içerdiğini belirten Demircan, “Bundan dolayı öncelik olarak makyaj temizlenmeli. Tek başına yüz yıkama bu konuda çoğunlukla yeterli olamaz” dedi.

Özellikle göz kalemi ve rimel gibi çoğunlukla suya dayanıklı malzemelerden üretilen makyaj malzemelerine dikkat çeken Gökçek, “Bunlar bırakın suyu, sadece yüz yıkama jeliyle bile temizlenemez. Dahası rimel ve far gibi makyaj malzemeleri suya dayanıklı olmasalar bile doğrudan yüz yıkama jeli ile çıkartıldıkları durumlarda, yapılarından dolayı cilt yüzeyinde mikro çiziklere sebep olabilirler. Bu mikro çizikler de deri bariyerinde bozulmaya yol açar” ifadelerini kullandı.

EFSANE: YÜZÜNÜZÜ YIKAMADAN ÖNCE ELLERİ YIKAMAK GEREKMEZ

Ellerin birçok yere temas ettiğini ve bu nedenle de birçok mikroorganizmanın ellere bulaşabildiğini söyleyen Gökçek, “Dolayısıyla yüzümüze değdirmeden önce ellerimizi mutlaka yıkayıp, arındırmalı, daha sonra yüz temizliğine geçmeliyiz” dedi.