Güncelleme Tarihi:
Bursa'daki özel bir hastaneden yapılan yazılı açıklamaya göre, yaklaşık dört yıldır akşam 22.00'den sabah 09.00'a kadar evde periton diyalizi yaparak hayatını sürdüren, daha önce de damar tıkanıklığı nedeniyle beyin kanaması geçiren 29 yaşındaki Selahattin Taç, iki yıl önce kadavra listesine yazıldı. Bu süre içinde kadavradan böbrek çıkmayınca, 48 yaşındaki babası Alaattin Taç, böbreğini oğluna vermek için gönüllü oldu.
Bu arada, Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) hastalığı nedeniyle böbreklerinde yetmezlik oluşan, bu yüzden askerde rahatsızlanarak çürük raporu alan ve 4 yıldır tedavi gören Ümmet Yangın'a da babası Halil Yangın böbreğini vermek istedi.
Doktorların oğullarının nakil ameliyatı olması gerektiğini söylemesi üzerine hastaneye başvuran her iki baba oğula çeşitli testler yapıldı. Ancak Alaattin Taç ve Halil Yangın'ın böbreklerinde 7 milimetre çapında taş çıktı.
"TAŞ NAKİL YAPMAYA ENGEL DEĞİL"
Prof. Dr. Bülent Oktay, böbrekte saptanan taşın, böbrek çıkarıldıktan sonra, masada özel bir cihazla kırılıp, başka birine nakledilmesi operasyonunu her iki hastada da başarıyla gerçekleştirdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Bu konuda dünyada az sayıda vaka yayını bulunuyor. Burada her iki babanın da oğullarının yaşam kalitesini artırmak için nasıl bir mücadele içinde olduğunu görüp de etkilenmemek mümkün değil. Elbette biz hekimler her zaman kadavradan nakil yapmayı tercih ederiz. Ancak ülkemizde kadavradan bağış az olduğu için, aileler yakınları için gönüllü oluyor. Böbreği nakletmek üzere testler yaptık, baba ve oğulun uyumu çok yüksek çıktı. Bir engel vardı o da böbrek içinde yerleşmiş olan 7 milimetre çapındaki taştı. Bu taşı böbreği çıkararak özel bir yöntemle böbrek içine girerek kırdık. Aynı günde oğluna naklettik. Hastamızın durumu şu anda çok iyi.”
Böbrek taşlarının tedavi yöntemlerinin taşın yerine ve büyüklüğüne göre çeşitlilik gösterdiğine de değinen Oktay, şu bilgileri verdi:
“Böbrek ana havuzu taşlarında, düşürülmesi kolay olduğu için, vücut dışından ses dalgası ile kırma uygulanıyor. Alt havuzcuk taşlarında yukarıda söz edilen yöntem başarılı olmaz. Bu nedenle alt havuz taşlarında, bükülebilir ince bir cihazla idrar yolundan böbreğe girilerek taş görülüp lazer ile kırılır. Bizim hastamızda alt havuzcuk taşı vardı. Taş ile nakledildiğinde sorun çıkacağı için taşı, böbreği nakletmeden kırmak gerekiyordu. Genel olarak verici, önce taşı kırılmak için kapalı yöntemle ameliyat ediliyor. Daha sonra da böbrek verme operasyonuna giriyor. Biz, vericiyi iki ameliyattan kurtarmak için, böbreği çıkarınca, masada taşını kırdık ve aynı seansta alıcıya taktık.”
BABALAR VE OĞULLARI MUTLU
Baba Alaattin Taç da oğlunun hayatını kurtarmakta kararlı olduğunu, testlerin sonucunun çok iyi çıktığını ifade ederek, “Prof. Dr. Bülent Oktay'ın da çabasıyla 7 milimetrelik taş bizi durduramadı” dedi.
Babasının kendisine yeni bir hayat armağan ettiğini, bunun için kendisine ömür boyu minnettar kalacağını dile getiren Selahattin Taç da “Daha uzun yıllar ailemle sağlıklı, mutlu bir şekilde yaşamaktan başka bir isteğim yok. Babam da Prof. Dr. Bülent Oktay da beni yalnız bırakmadılar. Babamın böbreğinde taş çıktı, ama hocamız beni kurtarmak için seferber oldu. 7 milimetre de olsa bir taşın bizi durdurmasına izin vermedi, kendisine teşekkür borçluyum” diye konuştu.
Oğlunun çocukluğundan beri zor günler geçirdiğini, doktorların nakil ameliyatı olması gerektiğini söylemeleri üzerine hastaneye başvurduklarını anlatan Halil Yangın ise “Testlerin sonucunda benim böbrek vermek için uygun olduğum tespit edildi. Ancak böbreklerimde taş çıktı. Hocamız taşı çıkarıp nakli yapacağını, endişelenmememiz gerektiğini söyledi. Kendisine güvendik. Ameliyatlarımız da çok şükür iyi geçti” ifadelerini kullandı.
Ümmet Yangın ise başta babası olmak üzere, Prof. Dr. Bülent Oktay ve ekibine teşekkür borçlu olduğunu ifade etti.