Güncelleme Tarihi:
Tiggi Trethowan bundan 15 yıl önce, henüz 50 yaşındayken, kendisini çok sağlıklı hissettiği bir dönemde gözleriyle ilgili ciddi bir problemle karşı karşıya kaldı. Daha önce hiçbir belirti olmamasına rağmen bir gün aniden görüşü bulanıklaştı, parlak renkler yanıp sönmeye başladı ve o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Gelin Tiggi Trethowan’ın görme yetisini kaybedeceğini öğrenmesi ile başlayan dünyayı gezme ve kendisine görsel bir hafıza bankası oluşturma macerasına en başından bakalım.
‘KALP KRİZİ GEÇİRİYORUM SANDIM'
Yaşadıklarını İngiliz Telegraph gazetesine anlatan Trethowan, “Görme yetinizi kaybetmek istemeyeceğiniz bir yer varsa, o da herkesten ve her şeyden kilometrelerce uzakta, ıssız bir uçurumun kıyısıdır…” diye söze başladı ve şöyle devam etti:
“Gözlerimle ilgili ilk yaşadığım olay sırasında İngiltere'de Cornwall sahilinin üst taraflarında keyifli bir yürüyüş yapıyordum. Her şey olması gerektiği gibi görünüyordu. Bir dakika sonra ise tek görebildiğim şey parlak, yanıp sönen renklerdi. Bacaklarım titriyordu. Ayaklarımın üzerinde durmak neredeyse dünyanın en zor şeyi haline gelmişti. Kalp krizi mi geçiriyordum?”
Yaşadığı görme kaybı ve titreme yüzünden çok korkan Trethowan, zor bela arabasına dönmeyi başardı. Biraz kendine gelmeyi ve sakinleşmeyi bekledi ancak gözlerinde hâlâ "güneş ışığına bakıyor ve gözleri kamaşıyor gibi" bir his vardı. Bu parlaklık hissi ile baş etmeye çalışarak araba kullanmayı ve Bristol’a dönmeyi başardı.
“Yaşadığım şeyin kalp krizi olmadığını fark ettim ama tam olarak ne olduğunu da anlayamadım. Görüşümde bir şeyler ciddi şekilde ters gitmişti” diyen Trethowan, hemen bir göz doktoruna muayene oldu.
Göz doktoru bazı kontroller yaptıktan sonra kadını hastaneye yönlendirdi. Hastaneye gittiğinde Trethowan'a çok hızlı bir şekilde glokom teşhisi kondu. Gözde basınç oluşturan sıvı birikmesi nedeniyle göz sinirinin hasar gördüğü yaygın bir hastalık olan glokom, çoğunlukla 70’li ve 80’li yaşlarda ortaya çıkıyor. Ancak Trethowan henüz 50 yaşındaydı.
50 yaşında glokom teşhisi alması karşısında oldukça şaşkın olan Trethowan, “Glokom kalıtsal olabiliyormuş ancak benim ailemde kimse bu hastalıktan mustarip değildi” dedi.
Glokom, halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen göz içi basıncının görme sinirlerini tahrip etmesi sonucu oluşan ilk başlarda görme alanı kaybı ve ilerleyen safhalarda görme merkezi kaybına neden olan ilerleyici geri dönüşümsüz, sinsi bir hastalıktır. Bu hastalık, dünyada geri dönüşü olmayan kalıcı körlüğün en sık nedenlerinden biridir.
Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şahan DurmazTEDAVİ EDİLEBİLDİĞİNİ SANIYORDU ANCAK DURUM ONUN İÇİN ÇOK FARKLIYDI
Serbest çalışan bir televizyon yapımcısı olan Tiggi Trethowan, yaz aylarını BBC’de yayınlanan bir antika değerlendirme belgeseli olan Antiques Roadshow için çalışarak, kış aylarını ise hayatta kalma programlarının yapımcılığını üstlenerek ve seyahat ederek geçiriyordu.
Hayatında her şeyin çok iyi gittiğini, deyim yerindeyse kendince bir rüyayı yaşadığını anlatan Trethowan, şöyle devam etti:
“Korkmuş olmama rağmen ilk başta glokomun yüksek oranda tedavi edilebilir olduğuna dair doktorlardan güvence aldım. Fakat bu güvence çoğu insan için geçerli, herkes için değil… Ben de o çoğunluğa dahil değilmişim. Çünkü benimki glokomun eninde sonunda her iki gözümde de görme yetimi tamamen ortadan kaldıracak çok nadir bir formuydu."
‘İKİ HAFTA İÇİNDE SAĞ GÖZÜMÜ TAMAMEN KAYBETTİM’
"İlk aşama rahatsız edici derecede hızlıydı; iki hafta içinde sağ gözüm tamamen görmez olmuştu. Ardından sol gözümde kalan görme yetimi kurtarmak için kelimenin tam anlamıyla bir savaş başladı. Tam 10 ameliyat geçirdim. Katarakt ameliyatı, lazer tedavisi, trabekülektomi… Özetle işe yarayabilecek her şeyi denedik ama benim durumunda maalesef olmadı. Ben kör oluyordum.”
Doktora her gidişinde durumun daha da kötüye gittiğini söyleyen Trethowan, doktorların da bu kötüye gidişi kabul etmesi üzerine dehşete düştüğünü belirtti.
Bu hastalıkta öncelikli olarak ilaç tedavisi uygulanır ve iki hedef vardır: Göz içi basıncını düşürmeyi hedefleyen ilaçlar ve glokoma bağlı sinir hasarının önlenmesinde kullanılan nöroprotektif etkisi olan ilaçlar. Öte yandan her türlü tedaviye rağmen glokoma bağlı sinir hasarının engellenemediği durumlar da olabiliyor.
Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şahan DurmazÜLKELERİ VE KITALARI AŞACAK BİR YOLCULUK BAŞLADI
Görme yetisi kurtarılamıyordu ve bu gerçek çok yıkıcıydı. Bu konuda bir şeyler yapmaya karar veren Trethowan, görsel anıların korunabildiğini hatırlayarak, kendisi için bir hafıza bankası oluşturmak için kolları sıvadı.
Bu kararı nasıl verdiğini Trethowan, “Pandemi sırasında bir gün tavuklarımdan biri arkasında 12-13 civcivle yürümeye başladı. Ben de onları izliyordum. O sırada kendi kendime ‘Bu anı hatırlamalıyım’ dedim” sözleriyle anlattı.
Tiggi Trethowan’ın evinin yakınlarında başladığı görsel hafıza bankası oluşturma girişimi, kısa sürede ülkeleri ve hatta kıtaları aşacak bir yolculuğa dönüştü. Aradan geçen sürede Patagonya ve Galapagos Adaları’nı ziyaret etmek için Güney Amerika’ya uçan, İzlanda ve çevresinde bir gezi gerçekleştiren Trethowan, Antarktika’ya bile gitti.
Uzak diyarların yanı sıra evine yani İngiltere’ye yakın yerleri de gezmeyi ihmal etmedi. 1975 yılında ilk işini yaptığı İskoçya'nın İç Hebrides bölgesindeki Jura'yı, büyüdüğü yer olan Cornwall’da gençken sık sık gittiği plajı ve daha önce anıları olan birçok yeri yeniden ziyaret etti. Yakın uzak fark etmeksizin gezdiği her yerde, fiziksel olarak bir daha asla göremeyeceği ama artık ne zaman isterse gözünde canlandırabileceği manzaraların şipşak fotoğraflarını çekti zihninde...
ANTARTİKA’DAN BİR KAMBUR BALİNA, GALAPAGOS ADALARI’NDAN DENİZ ASLANI
“Galapagos Adaları'nda, sırt çantamı bir bankta bırakıp denize doğru yürüdüğüm zamana ait çok güzel bir görsel anım var” diyen Trethowan o anları şu sözlerle aktardı:
“Kızgın bir deniz aslanı kıyıya geldi, şaşkınlıkla bana baktı ve çantamı banktan aşağı indirip oraya uzanarak uyumaya başladı. Bir başka anı ise Antarktika’dan… Tekne gezisi yaparken deniz canlıları etrafımızı sardığında bir kambur balina gördüm. Balinanın tepesindeki hava deliği inanılmazdı, resmen bir araba büyüklüğündeydi. Gelecek için zihinsel bir görüntü yakalarken her zaman yaptığım gibi gözlerimi kırpıştırarak bir tür ‘klik’ yaptım ve hafızamda o büyüleyici anın fotoğrafını çektim.”
Trethowan'ın tadını çıkardığı şey sadece gördükleri değil. Görme yetisi bozulduğunda duyuların geri kalanı çok daha önemli hale geliyor. Koku, his, tat, ses; hepsi hatırlanan şeylerin bir parçası oluyor.
Trethowan da bunu doğrulayarak “Galapagos Adaları'nda deniz iguanalarının adeta bir halının üzerine serilmişçesine keyif yaptığı çimenlerin kokusunu hala alabiliyorum” dedi.
'SANKİ ÜZERİME BİR BOMBA İSABET ETMİŞTİ'
Tiggi Trethowan, glokom teşhisi aldıktan sonra bir süre hayatının altüst olduğunu da anlattı.
“Gerçeği kendime de başkalarına da itiraf etmek istemedim ama en sonunda kör olmuyormuşum gibi davranmaktan vazgeçmek zorunda kaldım ve işi bıraktım” diyen Trethowan ekledi:
“Yaşadığım güzel evimi satıp, bir çiftlik evinin üzerindeki daireye taşınmak zorunda kaldım. Maluliyet ödemelerine ve rahmetli annemin bana bıraktığı az miktarda paraya bağımlı hale geldim. Sanki üzerime bir bomba isabet etmişti ve hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımı parçalıyordu.
Görme yetimin kurtarılamayacağını anladıktan sonra uzun bir süre çok kızgındım ve moralim bozuktu. İnsanların bana bu konuyu sormasından nefret ediyordum. Heyecan verici televizyon dünyasından engelli olduğum bir dünyaya geçmek hem zihinsel hem de fiziksel olarak hayatımda büyük ayarlamalar yapmamı gerektiriyordu.
Her sabah beni arayıp yataktan kalkmamı söyleyen muhasebecim olmasaydı, muhtemelen bir umutsuzluk çukurunda debeleniyor olurdum. Yaşadığım stres çok büyüktü ama bir seçeneğim olduğunu fark ettim: Vazgeçebilirdim ya da durumu tersine çevirebilirdim. Durumu tersine çevirmeye karar verdim. Böylece evimin satışından elde ettiğim parayla borçlarımı ödedim, hayatımı küçülttüm ve kariyerimin bittiğini kabul ettim. Hayatımın bir sonraki bölümü başlıyordu ve kasvetli olmasına gerek yoktu.”
SOL GÖZÜ SADECE YÜZDE 6 GÖRÜYOR... 'BUHARLI BİR DUŞUN İÇİNDE OLMAK GİBİ'
Trethowan şu anda 65 yaşında ve sağ gözü hiç görmüyor, sol gözünde ise sadece yüzde 6 görme yetisi kaldı. Bu durumu Trethowan, “Buharlı bir duşun içinde olmak gibi. Hâlâ görebildiğiniz küçük parçalar var gibi. Kör oldum ve çoğunlukla kimseyi tanıyamıyorum” diye anlattı.
2018 yılından beri rehber köpeği Jackie ile yaşayan Trethowan, onun yardımı ile bağımsızlığını koruyabildiğini, dairesinde ve yaşadığı köyde dolaşabildiğini, hatta Jackie’ye olan güveni sayesinde gerekirse tek başına Londra’ya bile gidebildiğini söyledi.
'50 YILDAN UZUN BİR SÜRE GÖRMENİN TADINI ÇIKARACAK KADAR ŞANSLIYDIM'
Hâlâ iyi ve kötü günleri olduğunu söyleyen Trethowan, başına gelenler sayesinde öğrendiği en iyi şeyin kabullenmek olduğunu da belirtti. Durmaktan ve içinde bulunduğu durumu analiz etmekten korktuğu için kendini sürekli meşgul eden Trethowan, “Hayat benimki gibi bir sürpriz yaptığında ya yorganın altına çekileceksiniz ya da yolunuza devam edeceksiniz” diye konuştu.
Tüm bu olanlara rağmen yine de kendini şanslı sayan Trethowan oluşturduğu görsel hafıza bankası için de şunları söyledi:
“Doğuştan görme yetisi olmayanların aksine ben 50 yıldan daha uzun bir süre görmenin tadını çıkaracak kadar şanslıydım. Görsel anılar biriktirebildiğim için de şanslıydım. Adeta cehennemi yaşadım. Hayatım şimdi çok daha küçük ama birçok yönden daha mutluyum. Görme kaybı yaşamı sınırlayabilir ancak kısaltıcı olması gerekmez. Ve biliyorum ki görüşüm tamamen kaybolduğunda hafızama kaydettiğim fotoğraflar her zaman zihnimde benimle olacak.”
Telegraph'ın 'I was going blind, so I travelled the world to build up visual memories' başlıklı yazısından derlenmiştir.