Güncelleme Tarihi:
Düşme, yanma, zehirlenme, boğulma gibi evlerde yaşanan kazalar çoğunlukla göz ardı edilse de sakatlanmadan ölüme kadar sonuçlara neden olarak insanların yaşamını karartıyor.
Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, iş ve trafik kazaları kadar yaygın görülen ev kazalarını ve korunma yollarını, anlattı.
Akdur, “Bizim yaptığımız hesaplamalara göre Türkiye'de yılda 6-6,5 milyon kişi ev kazasına uğruyor. Bu kazalarda 3-4 bin kişi hayatını kaybediyor, yaklaşık 300 bin kadar kişi de hastanelerde tedavi görüyor” dedi.
Ev kazalarının sıklık ve ölümcüllük açısından iş ve trafik kazalarından geri kalmadığını ancak onlar kadar göz önünde olmadığını belirten Akdur, toplumun ev kazaları konusunda uyarılması gerektiğini söyledi.
Akdur, ev kazalarından en çok yaşlıların, çocukların ve kadıların zarar gördüğünü ifade ederek, ev kazaları deyince birinci sırada düşmenin geldiğini, bunu yanma-yangın, boğulma, elektrik çarpması, ev aletleriyle yaralanma ve zehirlenmenin takip ettiğini kaydetti.
RİSK ÖĞRETİLMELİ
Akdur, evdeki kazaların nedenlerinin başında evin fiziki yapısı ve mimari yapısının uygunsuzluğunun geldiğini söyledi. Bunu araç gerecin güvenli ve güvenlik donanımlı olmamasının izlediğini, daha sonra kişilerin araç ve gereci risk yaratıcı biçimde kullanmalarının ve en son olarak da dikkatsizliklerin geldiğini söyledi.
Ev kazalara karşı birincil koruyuculuk görevinin evi inşa edenlere düştüğünü söyleyen Akdur, daha sonra araç gereç üreticilerine ve en son olarak da kişilerin sorumluluk taşıdığını anlatarak, “Öyle bir ev yapacaksın ki en dikkatsiz insan, yetenekleri gerilemiş en yaşlı insan bile kaza yapmayacak” diye konuştu.
Kazaların kullanıcıyla ilgili kısımda eğitimsizlik ve dikkatsizliğin de etkili olduğuna işaret eden Akdur, risk kavramını şöyle açıkladı:
“Ocakta tavanın kulpu dışarı doğruysa, o kulpa takılıp yanma riski vardır. Masanın üzerinde ilaçlar varsa çocuğun onları yutarak zehirlenme riski vardır. Bunları okullarda, televizyonda birileri anlatsa, 'Sevgili yurttaşlar, kaynamış su bulunan çaydanlığı masanın kenarına koyarsan çocuk çekip devirebilir. Buna risk yaratmak denir' derse, kazaların önlenmesinde ve azaltılmasında önemli bir adım atılmış olur.”'
“Kazaların önlenmesi için öncelikle evlerin standartlara uygun olması lazım” diye konuşan Akdur, alınacak basit ve ucuz önlemlerle bu kazaların büyük oranda azaltılabileceğini vurguladı.
"GAZI KOKUTALIM VEYA DETEKTÖR ALALIM"
Prof. Dr. Recep Akdur, metanın kokusuz ve renksiz olması nedeniyle fark edilmemesinin zehirlenmelere ve can kayıplarına yol açtığını belirterek, “Zehirlenmeleri önlemek için birincisi, evlerde kullanılan doğalgaza koku katılarak fark edilir hale getirilebilir. İkincisi ise metan detektörü kullanılarak sızıntı halinde çalan alarmla tedbir alınabilir” dedi.
Önceki yıllarda hava gazı uygulamasında sarımsak kokusunun kullanıldığını hatırlatan Akdur, doğalgazda da benzer bir uygulama yapılmasının önemine dikkati çekti.
Fiyatı 20-100 lira arasında değişen karbonmonoksit ve metan detektörünün herhangi bir elektrikçiden ya da büyük marketlerden alınabileceğini söyleyen Akdur, “sivrisinekkovarı herkes alıyor ama gaz detektörlerini kimse bilmiyor. Bunu kullansalar sabahlara kadar emniyetle uyuyabilirler” dedi.
Akdur, “detektör alırken de kombi veya doğalgaz sobalı evler için hem metan hem de karbonmonoksit detektörü almak gerekir, sıvı ve katı yakıtlı soba kullananların ise yalnızca karbonmonoksit detektörü alması yeterlidir” uyarısında bulundu.