Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda birçok faktöre bağlı olarak alerjik, kronik ve dejeneratif hastalıkların sayısında hızlı bir artış görülmekte... Özellikle pek çok hastalık elektromanyetik maruziyet, hareketsiz yaşam ve doğal olmayan beslenme tarzı, stres ve çevresel toksinlerdeki artış; alerjik hastalıklar başta olmak üzere kanser, kalp-damar hastalıkları, obezite, tip 2 diyabet ve kemik erimesi gibi çok sayıda hastalığın yaygınlaşmasından sorumlu tutulmaktadır. Ancak gelişen teknoloji sayesinde bu hastalıklardan kurtulmak “Biorezonans Tedavisi” ile artık mümkün. “Biorezonans Tedavisi”ni nöroloji uzmanı Yeliz Bakuy'a bu yöntemi sorduk.
“BİOREZONANS TEDAVİSİ” NEDİR?
“Biorezonans Tedavisi”nde 400’e yakın hastalık için bilimsel çalışmalar ışığında tedavi protokolleri oluşturulmuş ve bu tedavi yöntemi. Avrupa ülkelerinde 30 yılı aşkın süredir uygulanmaktadır. “Biorezonans Tedavisi” uygulamasında temel prensip, hastalığa neden olan gerçek sorunları tespit ederek; ağrısız, acısız ve yan etkiye neden olmaksızın kişiye özel bütüncül yaklaşımla tedavi planı geliştirmektir. Biorezonans katı ve dogmatik bir metot olmayıp, tecrübeli hekimlerin hastaya özel çok sayıda tedavi modaliteleri geliştirilebileceği dinamik bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir.
“BİOREZONAS TEDAVİSİ”NİN İŞLEYİŞ BİÇİMİ NASILDIR?
Madde, enerjinin yoğunlaşmış halidir. Her madde, atomlarının elektron yapısından kaynaklanan ve o maddeye özel olan bir elektromanyetik ışınım ile frekansa sahiptir. Doğadaki tüm maddeler gibi insan organizması da yoğunlaştırılmış bir enerji alanıdır. Bu elektromanyetik alanda tüm yapıların kendine özgü farklı titreşim frekansları vardır. Tıpkı insan gibi bakterilerin, virüslerin, parazitlerin ve toksinlerin de kendine özgü titreşim frekansları vardır. Bu; mantar, toksin allerjen ya da travma gibi nedenlerle ortaya çıkan bozuk titreşimler insan vücudunun elektromanyetik düzenleyici sistemlerinde yüklenme yaratır. Vücut artık bu yüklenmelerle baş edemediğinde hastalık bulguları belirir.
“BİOREZONANS TEDAVİSİ” İLE TEDAVİ SÜRECİNDE NELER YAŞANIR?
Bioregülatif tıp tekniği olan Biorezonans ile tedavi sürecinde öncellikle hastadan alınan kan örneği biofiziksel yöntemler kullanılarak incelenir. Toplamda 6.400 maddenin taranması ile tüm patolojik yükler ayrıntılı olarak tetkik edilir. Alerjenler toksinler, ağır metaller, elektromanyetik maruziyet ile bakteri, virüs ve mantar gibi mikroorganizmalar tespit edilir. Tespit edilen patojenler hastalığa göre değişebilmekle birlikte genellikle haftada bir veya iki kez uygulanan kişiye özel biorezonans ile tedavi programına geçilir. Elektromanyetik frekanslar ile tedavi eden bir yöntem olan biorezonans cihazına, hastaya ait bireysel veriler, tedavi olan vücut bölgesinden iletken elektrotlar aracılığıyla alınır. Cihazda işlenerek faz kaydırılması metodu ile ters çevrildikten sonra vücuda yine elektromanyetik mat ve iletken elektrotlar ile geri verilir. Hiçbir yan etkisi olmayan, çocuklarda ve bebeklerde de güvenle kullanılabilen biorezonansla patolojik frekanslar tam tersine çevrilerek verildiği için hastalık etkeni de güvenli bir şekilde ortadan kalkmış olur. Bağışıklık sistemini bozan engeller yok edilir ve organizma sağlıklı çalışır duruma gelir. Tedavi süresince fizyolojik sağlıklı frekanslar güçlendirildiği için vücudun kendi savunma sistemleri de sağlıklı çalışmaya başlar.
KULLANILAN FREKANSIN GÜCÜ BİR CEP TELEFONUNUN BİNDE BİRİ KADAR
“Biorezonans Tedavisi”nin insan vücudu üzerinde olumsuz bir etkisi mevcut mudur?
“Biorezonans Tedavisi” klasik tıpla birlikte güvenle kullanılabilir. Klasik tıpla asla bir arada olumsuz etki oluşturmaz, aksine birlikte kullanılması tedavi sürecini hızlandırır, etkinliğini artırır.
“Biorezonans Tedavisi” hangi hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır?
İlk “Biorezonans Tedavisi” çalışmaları daha çok alerjiler üzerine yoğunlaşmış olmakla birlikte, yıllar içinde tecrübeler arttıkça biorezonans ile yapılan tedavinin hemen hemen her hastalıkta kullanılabileceği fark edilmiştir. Zaman içinde konvansiyonel tıp yöntemleriyle tam olarak iyileşemeyen hastalıklar da tedaviye daha sonra dâhil olmuştur.