3 yetişkinden birini tehdit ediyor

Güncelleme Tarihi:

3 yetişkinden birini tehdit ediyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 05, 2012 00:00

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Academic Hospital Genel Direktörü Prof. Dr. Hakan Tezcan dünyada 1,5 milyar kadar, Türkiye'de ise 15 milyon yüksek tansiyon hastasının olduğunun tahmin edildiğini belirterek, “Ülkemizde yaklaşık her 3 erişkinden birinde yüksek tansiyon görülüyor. 50 yaşın üzerinde bu oran, 2 kişide bire kadar yükseliyor” dedi.

Haberin Devamı

Tezcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada her yıl 7 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden olmasına rağmen, Türkiye'de kan basıncının kontrol edilmesinin gereken seviyenin altında olduğunu söyledi.


Araştırmaların, Türkiye'de her 3 kişiden birinin kan basıncını hiç ölçtürtmediği, hipertansiyonu olan kişilerin de sadece yüzde 40'ının kan basıncı yüksekliğinin farkında olduğunu gösterdiğini ifade eden Tezcan, kan basıncı yüksekliğinin farkında olan kişilerden de sadece yüzde 31'inin hipertansiyon tedavisi gördüğünü kaydetti.


Tezcan, tansiyon kontrolünün klinik dışında yapılmasının önemine işaret ederek, “Dünyada 1,5 milyara yakın, Türkiye'de ise 15 milyon hipertansiyon hastası olduğu tahmin ediliyor. Ülkemizde yaklaşık her 3 erişkinden birinde yüksek tansiyon görülüyor. 50 yaşın üzerinde bu oran, 2 kişide bire kadar yükseliyor” diye konuştu.

 

Haberin Devamı

Hipertansiyonun, kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği ve felç için en önemli risk faktörlerinden olduğunu dile getirerek Tezcan, “Genetik faktörler, böbrek ve tiroit hastalıkları gibi bazı iç organ hastalıklarının yanında aşırı tuz tüketimi, stres, hareketsizlik, obezite, sigara ve alkol tüketimi kan basıncı yüksekliğine sebep olabilir. Ayrıca başka nedenlerden dolayı aldığımız birtakım ilaçların yan etki olarak kan basıncını yükseltebileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

 

TANSİYONUN DOĞRU CİHAZLA VE DOĞRU YÖNTEMLE ÖLÇÜLMESİ GEREKİR

 

Prof. Dr. Tezcan, hipertansiyon tanısı koymak, takip ve tedavisini doğru yapabilmek için öncelikle kan basıncının doğru cihazla ve doğru yöntemle ölçülmesi gerektiğini vurgulayarak, ideal kan basıncının “120/80 mmHg” olduğunu, klinik ölçümlerde “140/90 mmHg”, evde ölçümlerde ise “135/85 mmHg” üzerindeki değerlerin hipertansiyon olarak kabul edildiğini ifade etti.

 

Son yıllarda otomatik kan basıncı ölçüm cihazlarının yaygın olarak kullanıldığına dikkat çeken Tezcan, şunları kaydetti:
“Bu cihazların genellikle üst koldan ölçenleri ve uluslararası bağımsız kuruluşlarca test edilmiş ve onaylanmış olanları tercih edilmelidir. Cihazla birlikte kolunuza uygun manşon seçimi de önemlidir. Özellikle fazla kilolu ve üst kol çevresi büyük olanlarda obez manşonu tercih edilmelidir. Evde kan basıncı ölçümünden önce mutlaka en az 5 dakika dinlenmeli, oturur pozisyonda, sırt dayalı, ayaklar yerde ve kol kalp seviyesinde masada desteklenmiş olmalıdır. Ölçüm sırasında konuşmamak gerekir. Yemek sonrası, dolu mesane ile sigara içiminden veya egzersizden hemen sonra ölçüm yapmak uygun değildir.”

 

Haberin Devamı

"EVDE ÖLÇÜM KLİNİK ÖLÇÜMLERDEN DAHA DEĞERLİ"

 

Tezcan, hipertansiyon takibinde düzenli ölçüm yapmanın önemine işaret ederek, yapılan araştırmaların, sadece klinikte veya muayenehanede hekimler tarafından yapılan ölçümlerin hastanın gerçek hayattaki kan basıncı durumu açısından yeterli bilgi vermediğini, üstelik kalp-damar hastalığı gelişme riskini belirleme açısından klinik dışı ölçümlerin daha değerli olduğunu gösterdiğini anlattı.

 

Hastaların evde, iş yerinde ve gece uyurken yapılacak kan basıncı takibinin çok değerli olduğunu ifade eden Tezcan, “Bu nedenlerle hayat boyu takip ve tedavi edilmesi gereken hipertansiyon hastaları mutlaka uygun bir cihaz edinmeli, evde, iş yerinde ve gece kan basıncını ölçerek tedavinin bir parçası olmalıdır. Doktora gitmeden önce bir hafta boyunca sabah ve akşam yemek öncesi, her seferinde ikişer ölçüm yapmak uygundur” şeklinde konuştu.

 

Haberin Devamı

Tezcan, hipertansiyon hastalarının ideal kilolarına inmesi ve bu kiloyu muhafaza etmesi, tuz tüketimini kısıtlaması, egzersiz yapması, kalp sağlıklı beslenmesi, alkol alımını kısıtlaması, sigara içmemesi ve mümkünse stresten uzak yaşaması gerektiğini vurgulayarak, kan basıncı kontrol altında tutulduğu ve kalp sağlıklı yaşam prensiplerine uyulduğu sürece ilerleyen dönemde kalp ve damar hastalıklarına maruz kalma riskinin en aza indirilebileceğini sözlerine ekledi.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!