3 kardeş 3 uzun yaşam
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 2007 12:20
Manisa'nın Saruhanlı ilçesine bağlı Lütfiye köyünde 80, 82 ve 90 yaşlarındaki üç erkek kardeş, üç uzun yaşamı, dostluk ve dayanışmayla sürdürüyor.
Lütfiye Köyünde yaşayan Sıtkı Göktaş (80), Tahsin Göktaş (82) ve Mustafa Göktaş (90), kardeşliğin ötesinde çok iyi birer dost olmalarını, “Üç bedende yaşayan bir can olduk” sözleriyle özetliyorlar.
Neşeli, esprili tavırlarıyla köy halkının da sempatisini kazanan, üçü de evli olmasına rağmen bütün günü birlikte geçiren 17 çocuk, 53 torun sahibi kardeşler, yaşamın 70'inden sonra başladığı konusunda da görüş birliği içinde bulunuyor.
Kardeşlerin en büyüğü olan Mustafa Göktaş, AA muhabirine yaşam öykülerini anlatırken, 31 yaşında “yılancık hastalığı” nedeniyle kaybettikleri babaları Ahmet Göktaş'ın özleminin hiç dinmediğini söyledi.
Göktaş, şöyle devam etti:
“O zamanlar daha çocuk olan bizleri annemiz büyüttü. Delikanlılık çağıma geldiğimde kardeşlerime babamı aratmayacak şekilde şefkatle yaklaştım. Her zaman iyi bir ağabey ve iyi bir arkadaş olmaya çalıştım. Biz üç kardeşin bu sıkı dostluğu ve ayrılmaz bütünlüğü, çocukluğumuzdan geliyor.
Baba özlemi üçümüzün de yüreğinde yanan bir kordu. Bu kor yandıkça bizim birbirimize olan bağlarımız daha da güçlendi. Evin en büyüğü ben olduğum için kardeşlerimin her türlü sorunlarıyla ilgilendim.
Bu nedenle aramızda kardeşlikten daha da ileri bir duygu var. Üç bedende yaşayan bir can olduk. Evde, çarşıda, kahvede beraberiz. Birbirimizden ayrılamıyoruz. İnşallah uzun yıllar daha bu beraberliğimiz bozulmaz.”
17 çocuk 53 toruna sahip olan ve geçimlerini çiftçilikten sağlayan Göktaş kardeşlerden Tahsin Göktaş ise 7 çocuğu, 23 torunu bulunduğunu belirterek, geçen yaz torununun torununu evlendirdiğini söyledi. Tahsin Göktaş, “Hayatın güzelliği 70 yaşından sonra başlıyor. Torun sahibi olmak çok güzel bir duyguymuş. Hele torunun torununun düğününü görmek, daha da güzel. Allah herkese bunu nasip etsin” dedi.
Göktaş kardeşler, uzun yaşamın sırrı konusunda ise doğal yiyecekler tüketmeye özen gösterdiklerini, ara öğün yemediklerini belirterek, bugüne kadar kayda değer bir hastalık geçirmediklerini ifade ettiler.
Neşeli, esprili tavırlarıyla köy halkının da sempatisini kazanan, üçü de evli olmasına rağmen bütün günü birlikte geçiren 17 çocuk, 53 torun sahibi kardeşler, yaşamın 70'inden sonra başladığı konusunda da görüş birliği içinde bulunuyor.
Kardeşlerin en büyüğü olan Mustafa Göktaş, AA muhabirine yaşam öykülerini anlatırken, 31 yaşında “yılancık hastalığı” nedeniyle kaybettikleri babaları Ahmet Göktaş'ın özleminin hiç dinmediğini söyledi.
Göktaş, şöyle devam etti:
“O zamanlar daha çocuk olan bizleri annemiz büyüttü. Delikanlılık çağıma geldiğimde kardeşlerime babamı aratmayacak şekilde şefkatle yaklaştım. Her zaman iyi bir ağabey ve iyi bir arkadaş olmaya çalıştım. Biz üç kardeşin bu sıkı dostluğu ve ayrılmaz bütünlüğü, çocukluğumuzdan geliyor.
Baba özlemi üçümüzün de yüreğinde yanan bir kordu. Bu kor yandıkça bizim birbirimize olan bağlarımız daha da güçlendi. Evin en büyüğü ben olduğum için kardeşlerimin her türlü sorunlarıyla ilgilendim.
Bu nedenle aramızda kardeşlikten daha da ileri bir duygu var. Üç bedende yaşayan bir can olduk. Evde, çarşıda, kahvede beraberiz. Birbirimizden ayrılamıyoruz. İnşallah uzun yıllar daha bu beraberliğimiz bozulmaz.”
17 çocuk 53 toruna sahip olan ve geçimlerini çiftçilikten sağlayan Göktaş kardeşlerden Tahsin Göktaş ise 7 çocuğu, 23 torunu bulunduğunu belirterek, geçen yaz torununun torununu evlendirdiğini söyledi. Tahsin Göktaş, “Hayatın güzelliği 70 yaşından sonra başlıyor. Torun sahibi olmak çok güzel bir duyguymuş. Hele torunun torununun düğününü görmek, daha da güzel. Allah herkese bunu nasip etsin” dedi.
Göktaş kardeşler, uzun yaşamın sırrı konusunda ise doğal yiyecekler tüketmeye özen gösterdiklerini, ara öğün yemediklerini belirterek, bugüne kadar kayda değer bir hastalık geçirmediklerini ifade ettiler.