Güncelleme Tarihi:
“ERKEN yaşta evlendim ama hemen çocuk istedik. 1 yıl içinde olmayınca tedavilere başladık. 16 denemeden hiçbirinde hamilelik bile görmedim. Tedaviler, beklentiler, her seferinde sonuçsuz kaldı. Bazen umudum o kadar kırılıyor, o kadar güçsüz kalıyordum ki bir bardağı dahi yerinden kaldıramıyordum. Her seferinde son dakikaya kadar bir umut, bir sevinçle bekledim. Midem bulansa, başım dönde, ‘Bu kez tuttu hamileyim’ diye düşündüm. Eşim de ben de yıprandık. Yeri geldi pes ettik. Toparlanınca da yeniden denedik. Benim yumurtalarım azalmaya başlamıştı. Eşimin spermleriyse hareketsizdi. Bir kez daha Türkiye’de denemek istedik. Sperm seçimi, lenfosit aşısı derken çok şükür İstanbul’daki ilk denememizde hamile kaldım. Hamile kalmak inanılmaz bir şeydi. Gece yarısı kalkıp, karnıma bakıyordum. Karnım indi mi? Hâlâ şiş mi diye kontrol ediyordum... Yataktan kalkıp, baktığımı bile bilirim. Neyse ki bütün sıkıntılara değdi. Şimdi oğlum Ali’yi seyrediyorum ve hâlâ inanamıyorum. ‘Bu benim oğlum mu?’ diyorum. Bazen zor oluyor ama çocuk sahibi olmak isteyenlerin pes etmeden denemelerini öneriyorum. Stres yaşamasınlar, umutlarını yitirmesinler...”
SiZ SORDUNUZ UZMANLAR YANITLADI
33 yaşındayım ve polikistik over hastalığım var. Kendimi bildim bileli şişmanım. Amerika’da hastanelerin obez hamileliği adı altında bölümleri varken, İstanbul’daki tüp bebek merkezleri, bu konuda kendini geliştirmiyor. Peki kilo veremiyor ve tüm tehlikelerini göze alarak çocuk istiyorsam?
Türkiye’de hamile obezite merkezi adı altında bir merkez yok. 33 yaşınızdasınız ve polikistik over hastasısınız gebe kalabilmeniz için öncelikle kilo vermeniz şart. Kilo verdiğiniz takdirde hormonlarınız düzene girecek, yumurtlamanız daha düzgün hale gelecek, tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar daha etkili olacaktır.
46 yaşındayım. Almanya’da yaşıyorum. Şimdi 23 yaşında olan kızım kromozom bozukluğu nedeniyle ağır engelli. Doktorlar umut vermeyince, ikinci çocuktan vazgeçtim.Yavaş yavaş menopoza girdiğimi öğrendim. Doğurganlık testlerim iç açıcı değil. Ama hâlâ umudum var. Hem kromozom bozukluğu hem de doğurganlığı azalmış bir kadına ne önerirsiniz?
Adetinin ikinci günündeki FSH, AMH, E2 değerleri yumurtalık rezervi hakkında bilgi verir. Bu değerlere göre nasıl çok yumurta elde edileceği planlanabilir. Eğer iyi embriyon elde edilir, PGD ya da CGH (genetik testler) yapılırsa Down sendromu riski yüzde 99 elenir. Ancak önemle hatırlatmakta yarar var, 46 yaşında bir kadının gebelik şansı yüzde 10’un altında.
BABANIN KANINDAN GEBELİĞE DESTEK
DAHA önceki gebeliği düşükle sonlanan kadınların sonraki gebeliklerinde de bu risk devam ediyor. İleri yaş en önemli düşük nedenlerinden biri. Zira en elverişli üreme çağı 20-34 yaş arası. Tüp bebek uygulamalarında kullanılacak yöntemler çiftin ihtiyaçlarına göre değişiyor. Bazen tek bir yardım yeterken, bazı sorunlarda birkaç yöntemden birden destek alınması gerekiyor. Fertijin Tüp Bebek Merkezi Direktörü Dr. Seval Taşdemir tüp bebek uygulamalarını destekleyen ve tamamlayan diğer yöntemleri şöyle anlattı:
RAHMİN BEBEĞE ALERJİSİ Mİ VAR
“Son dönemlere dek kromozomal bozukluk, hormonal problemler veya rahimdeki anomalilere bağlı olmayan düşüklere ‘nedeni izah edilemeyen düşükler’ diyorduk. İmmunoloji (bağışıklık bilimi) alanındaki gelişmelerden sonra yapılan araştırmalar, nedeni izah edilemeyen düşüklerin yüzde 80’inin bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı olabileceği ve bunların birçoğuyla başedilebileceğini gösterdi. Art arda görülen üç düşükten sonra nedeni araştırılmalı. Bağışıklık sistemi, insan vücudunun dışarıdan gelen hastalık etkenlerine karşı savunma mekanizmasını oluşturan karmaşık bir sistem. Ancak bazı kadınlarda bu sistem asıl görevinin yanında, anne karnındaki bebeği de yabancı olarak görüp vücuttan atmak istiyor. Düşükler meydana geliyor. Aşı tedavisiyle hedeflenen baba adayının hücrelerini anne adayının bağışıklık sistemine önceden tanıtmak. Ayrıca embriyonun oluşmasıyla anne rahmine tutunmasında babadan gelen proteinlere karşı bağışıklık sisteminin harekete geçmesini önlemek.”
ÖNCE VE SONRA YAPILIYOR
“Bağışıklık aşı tedavisi tekrarlayan düşük veya tüp bebek tedavisi gören çiftlerin baba adayında hepatit ve HIV testleri yapıldıktan sonra alınan yaklaşık 100 ml taze kandan yapılıyor. Kandaki lenfosit hücreleri özel ayırma solüsyonları yardımıyla santrifüj edilerek bir tüp içerisinde toplanıyor. Anne adayına ön koldan aşı şeklinde verilmeden önce tekrar yıkama işlemi yapılıyor. Tüp bebek tedavisinden önce ayda bir kez olmak üzere üç kez, her iki kola enjekte ediliyor. Gebelik geliştiğinde aşı tekrarlanıyor. Bebeğin kalp atışlarının başladığı ultrasonografi yardımıyla tespit edildiği zaman da aşı yine tekrarlanıyor. Sonrasında gebelik normal seyrine bırakılıyor. Tüp bebek tedavisi dışında kendiliğinden gebe kalabilen ve düşük yapan hastalarda da bağışıklık aşı tedavisi uygulanıyor. Aşıların yapıldığı süre boyunca (3 ay) hastaların gebe kalmaması ve son aşıdan sonra 6 ay içerisinde gebe kalması isteniyor.”
SORUN YANITLAYALIM: SORULARINIZI saglik@hurriyet.com.tr'ye bekliyoruz