Güncelleme Tarihi:
16 yıllık dev albüm
Metal tarihinin en yenilikçi ve bir o kadar da gelenekselci gotik grubudur Paradise Lost. John Milton’un aynı adlı şiirinden aldıkları isim altında 10’dan fazla albüm çıkarttılar. Draconian Times, 16 yıl önce yayınladıkları yapıtaşı albümleridir. Albümün sound’una baktığınızda günümüzde yayınlanan pek çok albümden daha kaliteli olduğunu anlayabiliyoruz. Kapkaranlık bir atmosferin hakim olduğu albüm, gotik metal kulvarı için de çok önemlidir. Ardından gelen elektronik altyapılı albümleri, pek çok hayranın gruptan uzaklaşmasına neden olmuştu. Son haftalarda bu albümün remaster hali yayınlandı. CD’de, orijinal şarkıların yanında konser versiyonları ve demo kayıtları bulunuyor. İlk CD’de 19 şarkı var. Kitapçığındaysa grup elemanlarının albüm hakkındaki yorumlarına yer verilmiş. Örneğin solist Nick Holmes, “Draconian Times grup için sınıf atlama noktasıydı” diyor. Albümün en bilinen parçalarından biri şüphesiz intro’sunda Charles Manson’un bir konuşmasına yer verilen Forever Failure’dır. Bunun dışında Hallowed Land, Jaded, The Last Time, Shades Of God ve Hands Of Reason gibi hitleri de içerir. Bonus DVD’de şarkıların orijinal kayıtlarının 5.1 sistem için remix halleri bulunmakta. Kısacası bu remaster kaçmaz.
Karanlık ve derin
ABD’nin müzik tarihine güzel katkılarından biridir Moby. DJ, prodüktör ve aynı zamanda iyi bir bestecidir. Pek çok hit parçasını beğenirim fakat hayranı değilim. 1992’den beri 10 albüm yayınlamış Moby’nin şimdiye kadar en beğendiğim albümü Destroyed oldu. Sanatçının hayranları için bu pek geçerli olmayabilir. Benim beğenmemin sebebiyse genel Moby yapısına daha uzak, ondan daha karanlık ve derin olmasından kaynaklanıyor. CD kitapçığıysa Moby’nin mütevazı ve samimi olduğunu gösteriyor. Kitapçığın son iki sayfası dışında kalanlar Moby’nin turneleri sırasında çekilen fotoğraflarına ayrılmış. The Broken Places’la açılış yapan albüm Be The One gibi Moby tarzına yakın bir parçayla devam ediyor. Sevastopol bol efektli bir trampet beat’i üzerine kurulmuş. Moby kalitesini tüm şarkılara yazdığı altyapılarla göstermiş. The Low Hum, albümde en beğendiğim şarkılardan biri. Emily Zuzik’in sesiyle desteklediği The Low Hum, Moby’nin diskografisinde hak ettiği yeri bulacaktır. İlk defa bir Moby albümünü baştan sona beğendim. Destroyed, tam bir olgunluk albümü diyebilirim.
Beyaz hip-hop’un en iyisi
Eminem en iyi beyaz rapçi olarak lanse edilse de kanımca bu Beastie Boys’a çok büyük hakarettir. New York’lu üç deli, 1979’da hardcore punk icra eden bir gruptu. 1983’te hip-hop’u gayet deneysel bir tarzda yaparak seslerini duyurmaya başladılar. Tarzları hip-hop olsa da rock’tan deneysele her türe kayan bir yapıları var. Sabotage isimli şarkılarıyla, 1995’te ‘En iyi rock performansı’ ödülüne aday bile olmuşlardı. İsim sizi yanıltmasın, bu albümün birinci bölümü yok. Hot Sauce Committee Part One 2009’da yayınlanacaktı, fakat grup üyelerinden Adam ‘MCA’ Youth’un kanser olduğu ortaya çıkınca ertelenmişti. Grup o albümü hiç yayınlamadı ve bugün elimizde olan ikinci bölümü hazırladı. Albümün bence en başarılı şarkısı, rapçi Nas’la düet yaptıkları Too Many Rappers. Funky Donkey, Lee Majors Come Again, Nonstop Disco Powerpack ve Crazy Ass Shit de iyi. Grubun funk, soul ve yer yer cazı hip-hop’la ne kadar güzel harmanladığını bu albümde bir kere daha görebiliyoruz. Beastie Boys’un ne kadar efsanevi bir rap grubu olduğunu anlamak için baştan sonra dinlemek yeterli olacaktır.