Sağır Sultan

Güncelleme Tarihi:

Sağır Sultan
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2011 20:36

Guano ApesBel-AirColumbiaMaymunlar dans cehennemindeGuano Apes, Almanya’dan çıkmış en iyi gruplardan biri. Alphaville’nin efsane Big In Japan parçasına yaptığı yorumla tanımıştık onları. Yırtıcı bir kadın vokal ve gayet sert sound’uyla büyük bir kitlenin gönlünde bir numara olmuştu. Sonra biraz unutuldular ama üretmeye devam ettiler. Şimdiye kadar her albümde mutlaka 3-4 tane büyük hitleri olur fakat albümün geri kalanında enerjileri düşerdi. Grubun son çalışmasında da aynı durum söz konusu olsa da Alman ekip inanılmaz enerjik bir iş çıkartmış. Albümden çıkan ilk single What A Night, gayet vasat bir şarkı. Halbuki ilk sıradaki Sunday Lover, albümün tamamının ruhunu çok iyi yansıtıyor; enerjik bir dans-rock örneği. When The Ships Arrive, vokal performans olarak çok başarılı. This Time ise albümdeki favorilerimden. Fire In Your Eyes ve Trust da dikkat isteyen diğer parçalar. Albümün genel soundu çok başarılı. Alternatif rock denen türe elektronik öğeler çok güzel yedirilmiş, hiç bir şarkıda gözünüze sokulan endüstriyel bir hava yok. Sandra Nasic’in vokalleri yeri geldiğinde yırtıcı, bazen de gayet duygu dolu oluyor. Bence alternatif rock sahnesinde elinde mikrofon tutan her kadın Nasic’in tekniği iyice çalışmalı. Grubun bu albümü de diğerleri gibi (Almanya’yı hesaba katmıyoruz) gereken ilgiyi görmeyebilir. Başkaları kaçırsa da siz kaçırmayın. Don’t Give Me Names ve Proud Like A God gibi eski albümlerini de tavsiye ederim.DredgChuckles And Mr. SqueezySuperball MusicDredg’imizi kaybettik ama hükümsüz değildirDredg, son on yıldır ülkemizde de hayran toplamış, sessiz ve derinden ilerleyen, progresif öğeleri rock’a çok güzel yediren bir grup. Fizik formülü gibi beste yapıp insanı yormazlar. Ve en büyük özellikleri solistleri Gavin Hayes’in duygulu tarzıdır. Hayes’in sesi konserlerde pek iyi çıkmayabilir, fakat şarkılara kattığı yumuşak hava insanı büyüler. Son albüm diğer albümlerine göre bambaşka bir havaya sahip. Elektronik öğelere hiç yüklenmedikleri kadar yüklenmişler. Ama altyapıları farklı olsa da duyduğunuz anda “Bu kesin Dredg’dir” diyebiliyorsunuz. Son albümlerinin bu kadar elektronik öğeler taşıması hayranların bir kısmından tepki gördü. Eski Dredg’in bittiğini düşünüp gruptan soğuyanlar bile var. Ben de yeni hallerine hemen alışamadım fakat albüm hiç de kötü değil. Hatta Another Tribe, Upon Returning, Somebody Is Laughing gibi çok iyi parçalar var. Örneğin The Ornament’le The Tent gayet duygusal parçalar. The Thought Of Losing You, hareketli ve eski hallerini andırıyor. Sun Goes Down, şahane altyapısıyla anında yakalayan bir şarkı. Before It Began ise isabetli bir kapanış parçası; epik ve derin. Evet artık eski Dredg yok, öldü gözüyle bakılıp El Cielo, Catch Without Arms ve The Pariah, The Parrot, The Delusion gibi albümleri dinlenebilir. Bundan sonra yayınlayacakları albümde de değişeceklerine inanıyorum. O yüzden değişime açık olup kendimizi buna hazırlamalıyız.Bon ModIdolize YourselfRemoov Records / Topkapı MüzikEski usül dans sevenlereBon Mod, bizim topraklardan çıkan ilginç gruplardan. Kerim Doruk Öztürkcan ve Aslı Köse’den oluşan, elektronik müzik üreten grup, fazlasıyla eski usül tınlıyor. 1980’lerin basit elektronik beat’lerinden çok etkilendikleri belli. Şimdiye kadar istanbul’daki önemli bar ve klüplerde sahneye çıktılar. Daha da önemlisi Mylo, New Young Pony, Club, Data, Ladytron, Robots in Disguise ile Little Dragon gibi grupların katıldığı festival ve organizasyonlarda sahne aldılar. Gayet endüstriyel tınlayan soundları tertemiz. Rock ve pop dinleyenleri pek açmayacaktır ama iş dans ve elektroniğe gelince, dinleyeni mutlu eder. Stanbul şarkısının sözleri istanbul’un kaotik ortamından rahatsız olanlara tercüman olabilir. Köprünün ışıklarından, Ortaköy ile Şişli’nin kalabalığından, yeşilsiz kentten öyle bir bahsediyorlar ki, her şeyi gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. Stanbul ve Ne Çirkin Büyümek dışında tüm şarkılar İngilizce. Yerli gruplarda ciddi bir İngilizce sorunu vardır, dile hakim olsalar da iş telaffuza gelince tüm havası söner şarkının. Aslı Köse’nin İngilizce’ye hakimiyeti çok iyi. istanbul dışında Amsterdam ve Paris gibi şehirlerde sahne alan Bon Mod’un albümü sonlara doğru biraz duruluyor. Genel olarak gayet başarılı derli toplu hazırlanmış bir elektronik-dans albümü var elimizde. DevildriverBeastRoadrunner / EMIBuldozer gibi bir albümGrubun kurucusu ve beyni Dez Fafara’nın, eskiden Coal Chamber isimli bir grubu vardı. Nu-metal, hardcore türü yaptıkları 3 albümleri ortalama bir başarı kazanmıştı. Korn’la yarışacak kadar iyi (hatta bence daha iyi) olmalarına rağmen ana akımdaki diğer benzerlerinin gölgesinde kaldılar. Derken Fafara Coal Chamber’i dağıtıp metal-core/death-core türlerine Devildriver’la yatay geçiş yaptı. Müzikleri, besteleri ve soundlarının kalitesi hemen belli oluyordu fakat başarılarında dünyada aynı dönemde metal-core’un yükselen trend olmasının da çok büyük etkisi var şüphesiz. Devildriver ekibinin mükemmel enstrüman kabiliyeti ve Dez’in şahane brutal vokali grubu fazlasıyla yükseltti. Her albümde daha da büyük sükse yaptılar, hayran kitleleri sürekli arttı. Beast’in prodüksiyonu bir harika. Fakat grup hiçbir albümünde olmadığı kadar sert ve sinirli. Öyle ki böyle giderlerse bir sonraki albüm iyice death metal olacak. Dead to Rights, Hardened ve Shitlist parçaları albüm başlar başlamaz suratınıza patlıyor. Talons Out (Teeth Sharpened), Coldblooded ve Blame Game parçaları da albümün sonuna kadar tansiyonu çok yüksek tutmakla görevlendirilmiş. Beast’in en büyük sürpriziyse folk-country grubu 16 Horsepower’ın nerede duysanız hemen tanıyacağınız Black Soul Choir parçasının muhteşem yorumunu içeriyor olması. Orjinalinde banjoyla çalınan parçanın Devildriver yorumu gayet sert ve şarkının tüm formu baştan aşağı değişmiş, araya eklenen gitar solosu çok yerinde. Elimizde beton gibi sert bir albüm var. SadeThe Ultimate CollectionRCA / SonyAşırı dozu pelteleştirirOnun fazla iç kıyıcı olduğunu düşünüp sevmeyeni de, kadife sesi ve sakin müziğine bayılanı da çok. 1984’ten beri sürekli albüm çıkartan, sayısız güzel şarkısı olan bir kadın Sade. Her albümünden bildiğiniz çok iyi birkaç parçası mutlaka vardır. Aklıda kalıcı, basit fakat derindir besteleri. 2010’da yayınladığı Soldier of Love albümüyle kendini tekrar hatırlatmıştı; özellikle de aynı ismi taşıyan şarkısı çok beğenilmişti. Soldier of Love eskiye nazaran biraz daha farklı alt yapıları sayesinde insanı hemen yakalıyordu. Geçtiğimiz haftalarda sanatçının kariyerinin ikinci toplama albümü yayınlandı. Çift CD’lik bu albümde yok yok. Your Love Is King, By Your Side, No Ordinary Love, Soldier Of Love, Kiss Of Life, Jezebel ve The Sweetest Taboo gibi bilinen parçalarının yanına birkaç tane de yeni parça ve bir cover eklemişler. Cover parça herkesi çok şaşırttı. Sade, ünlü İngiliz rock topluluğu Thin Lizzy’nin 1974 tarihli Still In Love With You parçasını yorumlayıp bu albüme koymuş. Çok da iyi etmiş, cover hem aslına uygun hem de Sade tarzında olmuş. Albümde Love Is Found ve I Would Have Never Guessed gibi iki yeni beste var. The Moon And The Sky parçasınınsa Jay-Z’yle yapılmış bir remix’i yine bu albümde duyulabiliyor. Kaçırmayın derim çünkü gayet güzel arşivlik bir çalışma. Yalnız çok dinlemek insanı aşktan pelteleştirip hayattan soğutabiliyor, benden söylemesi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!