Sağır Sultan

Güncelleme Tarihi:

Sağır Sultan
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2011 21:44

Foo FightersWasting LightSonyOnlar artık bir efsaneGrunge grubu Nirvana’nın dağılmasının en iyi tarafı, davulcuları Dave Grohl’un Foo Fighters’ı kurması oldu. Ne yalan söyleyeyim, kendi isimlerini taşıyan ilk albümlerine pek alışamamıştım. Üç albüm boyunca soundları ve tarzları iyice oturdu. In Your Honour ve One By One albümleriyse hayran kitlelerini katladı ve onları tüm dünyaya tanıttı. Son beş yıldır rock dünyasında başa oynuyorlar. Son albümleri Wasting Light ise iyice olmuş denebilen bir albüm. Bridge Burning, ilk şarkı olarak sizi gayet sıcak bir hoşgeldinle karşılıyor. Rope ise albümün en bomba parçası; bestenin tamamından nakaratının tek bir notasına kadar mükemmel. I Should Have Known’un en büyük özelliği; Nirvana’nın dağılmasından sonra adını bir daha pek duymadığımız basçısı Kris Novoselic’in bas ve akordeonluyla misafir etmesi. White Limo, sözlerini bile anlayamayacağınız kadar kirli bir vokale sahip ve fazlasıyla hızlı. Özellikle bu parçanın Motörhead’in her şeyi Lemmy Kilmister’la çekilmiş klibini izlemeden geçmeyin. Walk, Miss The Misery ve Back & Forth da dinlenmesi gereken diğer parçalar arasında. Size baştan sona gerçek rock sunan bu albümü kaçırmayın. Grubun wastinglight.foofighters.com adresli sitesinden girip tüm parçaları ücretsiz dinleyebilirsiniz. Eğer isterseniz albümü ‘Buy It Now’ seçeneğinden 11.99 dolara bilgisayarınıza indirebilir ya da CD’sinin ön siparişine yazılabilirsiniz.Fredrika StahlSweep Me AwayEpicİsveç’ten çıkan en sıcak sesFredrika Stahl, bize soğuk hava dalgasından başka bir şey yollamayan kuzey ülkelerinden çıkmış en güzel canlı. İsveçli güzelin hem sesi müthiş hem de tavırları mütevazı ve şirin. Cazı poplaştırsa da bunu gayet kaliteli bir biçimde yapıyor. Üç albümü var ve Sweep Me Away bunlardan en son elimize ulaşanı. Sürekli ufak ufak evrilen tarzı bu albümde iyice kendi yolunu buldu. Bunda albüm sound’ ile ses renginin iyice derinleşmesindeki pay büyük. 27 yaşındaki Stahl, ilk albümü Fractions Of You’yu çıkardığında daha 22’sindeydi fakat o zamanlar geleneklerine daha sadık bir caz icra ediyordu. Bugünkü haline pek caz demek doğru olmaz. Daha çok şarkıcı ve söz yazarı türüne yakın duran Sweep Me Away, Fredrika’nın müthiş sesiyle açılıyor. Bu balad sakin ve huzur verici. Ardından gelen Fast Moving Train’de çok akıllıca yazılmış ve insanın içine işleyen yaylıları duyabiliyoruz. Albümün en hoş yanı zarifçe söylenen ve çalınan her notayı ayrı ayrı duyabiliyor oluşunuz. Trampetlerdeki en küçük ghost tip’ten nefeslilerin ufacık notalarını bile duyabilmek sizi müziğin içine bir anda çekiyor. Rocket Trip To Mars ve A Drop In a Sea albümün en güzel parçalarından. M.O.S.W. son yıllarda sıkça karşımıza çıkan Amy Winehouse’vari parçaların en güzel örneklerinden biri. Sadece bu albümü değil eskilerini de dinlemenizi tavsiye ederim. Ve eğer bu albümü dinler ve beğenirseniz Fredrika Stahl, önümüzdeki çarşamba Babylon sahnesinde süzülecek; sonra duymadım bilmiyordum olmasın.The Vaccines What Did You Expect From The VaccinesColumbiaYakın takip lazımİngiltere’nin müzik dağarcığımıza kazandırdığı yepyeni bir grup The Vaccines. Adalı gruplar tarih boyunca müziğe yön verdi. The Vaccines’in daha bir şeye yön verdiği yok fakat ilerde çok büyük olacaklarına eminim. İngiltere’nin indie kokusunu taşıyorlar, Amerikan garaj rock gruplarından ve cılız ve kaotik havasını benimsemişler fakat soundları temiz. Albümde kimi zaman 1950’ler, kimi zamansa 1960’ların havasını alabiliyorsunuz. Kısacası bence eskitilmiş fakat modern bir grup var karşımızda. Wreckin’ Bar (Ra Ra Ra) adlı açılış parçası cılız ride zilleri, silik trampet tonları ve klasik punk gitar riff’lerliye buram buram Ramones kokuyor. Fakat parçanın kısa gitar solosu rock’n roll gibi tınlamakta. If You Wanna, Norgaard ve Under Your Thumb kısa ve vurucu parçalar. Grubun punk kişiliği, çoğu şarkının ruhuna işlemiş. Justin Young’un vokalleri punk’tan pek etkilenmemiş tam tersi son yıllarda indie rock gruplarında sıkça duymaya alıştığımız tarza daha yakın. Kolaylıkla akılda kalan 11 parçadan oluşan albümün tek uzun parçası Family Friend çünkü sonunda bir gizli parça (hidden track) var. The Vaccines albüm isminde size, “The Vaccines’den ne beklemiştiniz?” (What Did You Expect From The Vaccines)” diye soruyor. Şahsen bir beklentim yoktu ama gayet memnunum kendileriyle tanışmaktan. Esas ikinci albümleri için çok şey bekliyorum. The Vaccines’le tanışmak şart.The Imam BaildiCookbookEMITam ağzınıza layıkGrubun adı The Imam Baildi olunca hemen yerli bir grup sanmayın. Yunanlı grup daha önce Babylon’da konser vermişti. Gayet keyifli bir müzik yapıyorlar. Orestis ve Lysandros Falireas Kardeşler’in 1950’lerin Yunan müziklerini mix’leyerek başladığı yolculukları onları Cookbook gibi her tür müzikten bir tutam karıştırdıkları bir albüme itti. Bu albümde duyamayacağınız hiçbir şey yok. Latin, Yunan ve Balkan ezgileri ağırlıkta. Kadın vokaller eski Yunan şarkılarını andırırken erkek vokallerse hip-hop; ilginç değil mi? Albüm başladığı andan itibaren ritim tutmanızı sağlıyor, gerçekten çok hareketli ve elbette bize çok yakın. Albümü dinler dinlemez ilk favorilerim To Diko Sou To Marazi, Ta Pedia Tis Gitonias Sou oldu. Bunların ilki swing ve elektroniği harmanlıyor oluşuyla ikincisiyse klarnet ve vokalleriyle sizi hemen yakalıyor. Vokallerdeki güçlü eko ve efektler neredeyse tüm parçaları eski kılmış. Carantino Manouche’deki Latin hava ve klasik gitar riff’i dinleyeni bir anda İspanya’nın sıcak sularına atabilir. La Rumba No Miente bir balkan düğünü kadar eğlenceli. Fakat benim albümdeki kişisel favorilerim Thlipsi (Remix) ve To Diko Sou To Marazi. Buzuki’nin sesinden, Yunan, Latin ve Balkan müziklerinden hoşlanıyorsanız hiç kaçırmayın çünkü bu albümde her şey çok güzel karıştırılmış. Hem tuzu da yerinde.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!