Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2011 22:12
Açılışı Erik Truffaz yapıyorAlp ErsönmezYazısızPozitifKangroove grubunu hatırlarsınız. Barları kasıp kavurmalarının üstünden çok uzun zaman geçmedi. Funk, soul, R&B ve az da olsa rock etrafında dolaşan çok başarılı bir gruptu. Solist Bora Uzer, geçtiğimiz yıllarda tek başına parladı, Kenan Doğulu’yla bir düet bile yaptı. Bas gitarist Alp Ersönmez de ilk solo albümünü çıkarttı. Bu kadar olgun bir caz albümüyle karşılaşacağımı tahmin etmezdim. Yazısız isimli çalışma, SFG (SağlamFaydalıGüzel) ile açılıyor. Turgut Alp Bekoğlu’nun enerjik Drum n’ Bass ritmiyle başlayan parçanın en büyük bombası İsviçreli trompet üstadı Erik Truffaz’ın üflemelisini konuşturuyor olması. Ardından gelen parça Burada Yaralı Biri Var’da Erkan Oğur’un, burnumuzun direğini sızlatan perdesiz gitarını duyuyoruz. Beşik şarkısındaysa Sibel Köse’nin billur sesini ve Akın Eldes’in gitarlarını dinliyoruz. Türkiye’nin en iyi trompetçilerinden İmer Demirer, nefesindeki notaları, Yüzler şarkısında gösteriyor. Zorla Güzellik, Suni Peyk ve SFG favorilerim ama albümün tamamına kefilim. Her notayı ayrı ayrı duyabildiğiniz prodüksiyonundan miksajına kadar çok başarılı. Dinlemezseniz çok şey kaçırırsınız.
En çevreci albümCakeShowroom Of CompassionUpbeat RecordsCake, ülkemizde çok sevilen gruplardan biri. Bunun bir nedeni de, kulakların aşina olduğu I Will Survive’a yaptıkları cover. Adamların güzel müzik yaptıkları yadsınamaz. Her albümde aynı pilavı ısıtıp ısıtıp önümüze koydukları söylenebilir, fakat bu durumu bozmadıkları bir formülleri var diye de yorumlayabiliriz. Klasik Cake formülü bu albümde de kullanılmış. Grubun vazgeçilmezi trompetler, üst üste devam eden bas yürüyüşü ve gitar riff’ini takip eden vokaller yine duyuluyor. Frank Sinatra’dan bildiğimiz What’s Now Is Now’u yorumlamışlar; hem orijinalini anımsatıyor hem de grubun tarzına uygun. Cake, müzikal açıdan olduğu kadar dünya görüşüyle de çok saygı duyduğum bir grup. En önemlisi çevre için konuşmakla kalmayıp bir çalışıyorlar da. Kitapçık ve kapak tasarımı için yüzde 100 geri dönüştürülebilen malzemelerden yararlanmışlar. Kullanılan boya da atılmış sebzelerden üretilmiş. Albümün bir güneş paneli yardımıyla grubun kendi stüdyosunda kaydedildiğini de atlamamak lazım. Kapağında bir adama saldıran
aslan figürüne yer vermeleri de kanımca grubun çevre ve insan faktörü hakkındaki fikirlerini yeterince açıklıyor. Mustache Man (Wasted), Sick Of You, Got To Move ve Long Time klasik Cake sound’unu barındıran hareketli parçalar. Cake seviyorsanız bu albümü de beğenirsiniz.
Yeni bir proje: NadaNadaOdaBDK Production / EMITürkiye’de değişik işler yapılmıyor diyenler yanılır. Tek sorun iyi işlerin tam olarak tanınamaması. Geçtiğimiz yıllarda Mira’nın Eve Dönmeliyim albümü yayınlanmıştı. Miray Kurtuluş ve Tan Tunçağ’ın çalışmalarından doğan Mira, Türkçe sözlü çok başarılı bir elektronika projesiydi. Norrda’yı da duymuşsunuzdur; Selen Hünerli’nin vokalini Deniz Cuylan ve Hakan Vreskala’nın müzikleriyle birçok kişiye tanıtmıştı. Selen Hünerli ve Miray Kurtuluş, güzel seslerini Nada’da birleştirdi. İkilinin bu albümünde her şey için özenilmiş. Kitapçığı açtığınıza tarot kartlarını andıran, arkalarında şarkı sözlerinin yazıldığı kartlarla karşılaşıyorsunuz. Vokal ve sözlerin ön planda olduğu, bestelerin gayet özenli hazırlandığı albümün açılışını Yolcu parçası yapıyor. İnsanı hemen yakalayan nakaratıyla gayet başarılı bir parça. Gece Düştü, Oda, Düşeyazan ve klibi çekilen Alis, albümdeki en beğendiğim parçalar. Oda, elektronikadan rock’a kadar geniş bir yelpazeye hitap eden kolay dinlenebilir bir albüm. Glockenspiel ve santur gibi enstrümanların da kullanıldığı yapımı, 123, Norrda ve Mira gibi grupların müziklerini beğenen herkes sevecektir. Kulak kabartmak da fayda var.
Dinginliğin bu kadarı da fazlaRumerSeasons Of My SoulWarner Music Rumer, adını yeni duyduğumuz taze bir ses. Mühendis babasının işi yüzünden Pakistan’da doğup birkaç yıl orada yaşamış. Yedi kardeşin en küçüğü. Londra’daki bir konserinde şimdiki yapımcısı Steve Brown tarafından keşfedilmiş. Seasons Of My Soul gayet sakin bir albüm, hatta fazla sakin. Yol albümü desem araba kullanırken uyuyakalabilirsiniz. Güzel kahveyle iyi gidecek bir pazar albümü diyelim. Tartışmasız en başarılı parça Slow, kaliteli bir klasik pop şarkısı. Açılış şarkısı Am I Forgiven? albümdeki birkaç hareketli parçadan biri. Sonlardaki Goodbye Girl ve Alfie de başarılı parçalardan, fakat bu kadar dinginlik insanı fenalaştırabilir. Rumer’in pürüzsüz ve sakin vokali, kaliteli prodüksiyon ve enstrüman kullanımıyla albüm gayet güzel. Az dozda ve uygun zamanda dinlendiği takdirde mutlu edecektir.