Oluşturulma Tarihi: Ocak 05, 2011 23:15
Ölümsüz ihtiyar kaldığı yerden devamMotörheadThe Wörld Is YoursFuture PLC/Motörhead Music“Nükleer bir felaket yaşansa kabuklu canlılar ve Lemmy hayatta kalır” diyor gencin biri, Lemmy için hazırlanan biyografik filmde. 66 yaşındaki basçı ve solistleri Lemmy hep aynı. Gerçek bir ölümsüz imajı çiziyor. Daha ne kadar böyle sert ve tavizsiz gider bilemiyoruz ama şarkı sözleri hala sert, müzik hala Punk ve Rock n’ Roll arasında sekiyor. Yirminci albümü The World Is Yours’da, silah arkadaşları Phil Campbell ve Mikkey Dee eşlik ediyor. Tarzı yüzünden sürekli aynı şeyi yaptığı düşünülse de Motörhead artık rockçılar arasında adeta bir tapınaktır. Ace Of Spades, Killed By Death, Iron Fist gibi parçaları bilmeyenler yadırganır; bunlar rock n’ roll marşlarıdır. Bu albüm de eskisi gibi bir hit makinası değil fakat Brotherhood Of Man ve Outlaw gerek sözleri gerek tempolarıyla bu görevi üstleniyor. Ancak Motörizer ve Kiss Of Death gibi son dönem Motörhead klasik albümlerinin yanında biraz sönük kalıyor. Born To Lose gibi hızlı bir parçayla açılıyor, buram buram Punk kokan ‘Bye Bye Bitch Bye Bye’la bitiyor. Çok kısa bir süre önce belli olan bir haberle hayranları sevindirelim. Lemmy’nin hayatının anlatıldığı ‘Lemmy’ adlı
film, 17-27 Şubat arasında gerçekleşecek !f istanbul AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali kapsamında Sesli Yaşam bölümünde gösterilecek. Hawkwind’le başlayıp Motörhead’le devam, rock n’ roll’a adanmış bu hayatın müziğini ve hikayesini kaçırmayın. Eğer bir rockçıysanız ve Motörhead’in bir şarkısını bile bilmiyorsanız, tren kaçtı kaçıyor bilesiniz.
Pembe saçlı kızın en iyileriPinkGreatest Hits... So Far!!!Sony Musicİlk çıktığında çok sevmiştim, hala da Pink’i çok başarılı bulurum. Yaptığı işlerde bir tarzı, bir imzası var. Popçuların olduğu kadar rockçıların da gönlünü kazanan Pink, yeni bir albüm yayınlamadı, eskileri bir araya topladı. Can’t Take Me Home albümüyle 2000’den bugüne kadar yayınladığı her albümden birkaç parçaya yer verilmiş. Pink’in her dönemini seven biri olarak beni mutlu eden bir ‘en iyiler toplama albümü’ oldu bu. Just Like A Pill, Sober, U+UR Hand, Family Portrait, Don’t Let Me Get Me ve Get The Party Started gibi hitleri içeren ve belli bir kronolojiyi takip etmeyen çalışmanın önemli bir özelliği de I’m Not Dead’de yayınlanan, çok büyük bir kitlenin sosyal medya ortamlarında konser görüntülerini paylaştığı Dear Mr. President’i içermesi. Dönemin Amerikan Başkanı George W. Bush’u sağlı sollu tokatlayan bir açık mektup olan parçanın single’ı çoğu ülkede listebaşı olmuştu. Pink’in hayran kitlesi çok büyük. Bu albüm de hayranları mutlu edecektir. Arşivde bulunması fazlalık yaratmayacaktır.
Yine klasikler yine coverlarNeil DiamondDreamsColumbiaNeil Diamond, karşısında el pençe divan durulması gereken önemli müzisyenlerden biri. Şimdiye kadar dünya çapında 125 milyon civarı albüm satmış ve bundan önceki albümü Home Before Dark’la Amerika listelerine birinci sıradan girmişti. Dünyanın en iyi şarkı yazar ve bestecileri listesi yapılsa ilk onda yeri garanti. Fakat bu albümde yeni parça yok; tamamı Neil Diamond’un rock türünden şimdiye kadar en beğendiği parçalardan oluşuyor. Brooklyn’deki evinde büyürken dinlediği ve onun kariyeri ve özel hayatını etkileyen parçaları seçmiş hep. Bill Withers’dan Ain’t No Sunshine, Leonard Cohen’den Hallelujah, The Beatles’dan Yesterday ve Monkees’den I’m A Believer. Seçilen şarkılarda boş yok; gerçek bir rock tarihi. Albüm de prodüksiyon anlamında çok başarılı, kayıt neredeyse mükemmel ve Diamond’un sesi hala pırıl pırıl tınlıyor. Fakat tamamı akustik kaydedildiği ve çoğu parçanın metronomu bir hayli ortalamanın altında olduğu için ancak gece veya pazar günleri dinlenir. İş yerinde veya arabada dinlerseniz uykunuz gelecektir, benden söylemesi. Çok güzel, çok zevkli fakat 60’ını geçen müzisyenlerin neden böyle cover albüm heveslisi olduğunu pek anlayamıyorum. Neyse ki Diamond’un şarkı seçimlerini gençliğine bağlaması bir başlangıç hikayesi yaratıyor da bir konsept oluşuyor. Rock klasiklerini akustik ve Diamond tarzında dinlemek için oldukça iyi bir şans.
Cazın huzur haliTamer Temel QuartetBarcelonaA.K. MüzikTamer Temel, uzun yıllardır cazla ilgilenen bir saksofoncu. 2005’te Avrupa Caz Festivali Ödülleri kapsamında kazandığı bursla italya’nın Siena şehrinde Masterclass Summer Course’da eğitim gördü. Bu sayede çok kez yabancı sanatçılarla çalışmalar yaptı. Kürşat And, İmer Demirer, Burak Bedikyan, Onur Puza, Ömercan Sakar ve Bora Çeliker gibi önemli sanatçılarla çalışma fırsatı yakalayan Tamer Temel yeni albümünü çıkarttı. Dave Allen, Marc Miralta ve Masa Kamagucci ile Barcelona’da kaydedilen albümün ismi de kayıt yapılan şehirden geliyor. Prodüktörü de Tamer Temel. Gayet sakin bir caz albümü; inanın yorulmazsınız dinlerken. ‘Barcelona’da güzel bir atmosfer ve çok güzel dengelenmiş bir bütünlük var. Hiçbir parça albümü bozmuyor ve başladığı gibi bitiyor. Bu arada sakın tekdüze sanmayın; dörtlünün tamamı yeteneklerini çok güzel konuşturuyor. CD’deki 10 parçanın dokuzu Tamer Temel’e, diğeri ise Ahmet Adnan Saygun’a ait. Saygun’un Keman Konçertosu Op.44 eseri üzerine tema ve çeşitlemelere yer verilen albümü kaçırmak bir yana dursun dikkatlice incelemek gerekir. Sükunetten hoşlanıyorsanız bu sizin caz albümünüzdür.