Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2010 23:40
Jackson’a yapılan haksızlıkmichael jacksonMichaelSony MusicUzun süredir bu kadar sansasyon yaratan bir albüm piyasaya çıkmamıştı. Daha raflara düşmeden şarkıları michael jackson’ın değil de, onu taklit eden başka birinin söylediği söylentileri kulağımıza çalındı. Hakkında iyi iki çift laf eden yazar olmadı ve tüm müzik dergileri hakkında çok kötü yorumlar yaptı; pek haksız sayılmazlar. Parçaları bir kenara bırakalım, bir kere albüm mantığı kötü. Jackson’ın son yıllarındaki kötü gidişatından ve ölümünden çoğunlukla etrafındakiler sorumlu tutuldu. Ailesinin maddiyatçı tutumu herkesçe yadırgandı. Buna rağmen hala sırtından para kazanmak için böyle bir albüm yapılması büyük aymazlık. Hani Jackson ölmeden önce albümü tamamlamış olur da, öldükten hemen sonra yayınlanır, ona bir itirazım olmaz ama bu albümün yarısı bile zor tamamlanmış. ‘Kral’ öldükten sonra fazlaca efektle, sonradan yapılma düetlerle tamamlanmış, gereksiz süslü bir albüm bu. Konsepti veya bir sound bütünlüğü maalesef yok. Örneğin 50 Cent’le yapılmış bir düeti içeren Monster ve diğer parçalardaki Jackson vokali arasında ciddi ses farklılığı var. Ama şarkıya kötü demeye de dilim varmıyor. Albüm genel olarak bence çok kötü değil. Tamam ortada bir Dangerous ya da Thriller yok ama eldeki albüm sonuçta bir Jackson eseri ve çoğu popçunun en harika işinden bile daha çok daha iyi. Albümün çıkış parçası Breaking News en beğenmediğim parça, sözleri ve bestesiyse Britney Spears’inkiler kadar vasat. Lenny Kravitz’in düet yaptığı (I Can’t Make It) Another Day kötü değil, hatta nakaratı insanı yakalıyor. Emin olduğum bir şey varsa o da dirisini sömüren müzik sektörü, Jackson’dan daha çok ekmek yer. Kırk yıl sonra da dinlenecekBülent OrtaçgilSenAda MüzikOn tane başucu albümüm varsa bunlardan ikisi kesinlikle Ortaçgildir. Sessiz, sakin, olaysız ve sansasyonsuz çıktı yeni albümü ‘Sen’. Çünkü Ortaçgil’in albüm tanıtımlarına ihtiyacı yok. Yaptığı iş, yayınladığı albümleri ve yazdığı her parça bunun kanıtı. Şimdiye kadar bir tane bile vasat işe imzasını atmamış bir sanatçı. Hiç Canım Yanmaz’la açılan albüme Denize Doğru ve Sen Sorumlusun’u dinlediğinizde aşık olacaksınız. Bülent Ortaçgil’e Baki Duyarlar, Cem Aksel, Gürol Ağırbaş, Birol Ağırbaş, Barlas Tan Özemek albümde eşlik ediyor. Üçüncü parça İstediğini Yap’ta Birsen Tezer’in güzel sesini de duyabiliyoruz. Ortaçgil yine yaşlanmayacak bir albüm yapmış. Kırk yıl sonra da severek dinlenir. Gitarla cümle kurulur muJoe SatrianiBlack Swans and Wormhole WizardsEpic RecordsHocaların hocası, gitaristlerin efendisi Joe Satriani, Kirk Hammett (Metallica), Marty Friedman (Megadeth) ve birçok ünlü gitariste hocalık yapmış bir isim. Gitarıyla uzun ve düzgün cümleler kurmaktan hiç vazgeçmedi. Black Swans and Wormhole Wizards isimli yeni albümü de türünün başarılı ve sade örneklerinden biri. Gereksiz deneysellikten kaçınılmış. Satriani artık Engines Of Creations albümündeki elektronik müziğin yüksek semalarında uçmuyor. Klasik rock sound’unun üzerine güzel cümlelerle yazılmış besteler, gerçekten büyük keyifle dinleniyor. Satriani, bu albümde de uzun süredir birlikte çalıştığı davulcu Jeff Campitelli’yi yanına almış. Bas gitarda Allen Whitman, klavyenin başında ise Mike Keneally var. Çıkış parçası Light Years Away’in solosunda enstrüman kontrolüne hayran kalıyorsunuz. Gitar sesinden ve gitara dayalı enstrümantal rock albümlerinden hoşlanıyorsanız, albümü edinmenizde fayda görüyorum. Satriani’yi ilk kez dinleyeceklere ise başlangıç olarak Surfing With The Alien ve The Extremist albümlerini tavsiyemdir. Daft Punk’ın en olgun işiDaft PunkTRON LegacyWalt Disney RecordsDaft Punk’la ilk albümleri Homework vasıtasıyla, 1997’de tanışıp düzeyli bir ilişki kurmuştuk. Her yeni albümlerinde aşkımız gittikçe alevlendi. Uzun lafın kısası, şu ana kadar sıkıldığım bir albüm yapmadılar. Hep kaliteli işlere imza attılar. Konserleri ise tam anlamıyla muhteşem gösterilerden ibaret. Fransız elektronik müzik dehası ikili Guy-Manuel de Homem-Christo ile Thomas Bangalter, uzun süredir Walt Disney’in Tron Legacy filmnin müziklerini yapmak için uğraşıyordu. Biz de aylardır bu albümü bekliyorduk. Filmi daha seyredemedim ama müzikleri kendisini merak ettirecek kadar başarılı. Her şeyden önce iyi bir elektronik örneği olan besteler ve albüm sizi, yaratılan atmosferle hemen içine alıyor. Bir fanusun içine girdiğinizi düşünün, işte aynen öyle bir sound var. Müziği dinlediğiniz anda aklınıza bilimkurgu filmler geliyor. Söylemek gerekir ki, bu albümün Daft Punk’ın kendi albümleriyle bir alakası yok, tamamıyla bambaşka bir konseptle oluşturulduğu çok belli. Elektronik sevenlerin kaçırmaması gerekiyor, çünkü grubun en iyi işlerinden biri. Beni en çok etkileyen ‘The Game Has Changed’ parçası oldu. Çok profesyonel, çok kaliteli ve insanı etkileyen bir albüm. Filmi seyrederken çok daha etkileyeceğine eminim.