Güncelleme Tarihi:
Uzman doktorların yanıtlamasını istediğiniz soruları ve sorunlarınızı: fsaka@dbr.com.tr adresine gönderebilirsiniz. |
Klinik psikolog Rebia Erdoğan, sadakat kavramını irdelerken, eşinin sadakatini sorgulayanlara ipucu olabilecek ilginç ve önemli bir saptamada bulunuyor: “En ağır ihanetler, en sadık kölelerden gelir çünkü orada iki zıt kutup duygu bünyede aynı anda taşınır. Benliğini yok edene karşı olana nefret ve öfke ve ondan kurtulamamanın getirdiği hırs, yanı sıra onsuz hiçbir şey yapamamanın aczi içindeki tutku ve bağımlı sevgi kişiyi ihanete götürür.”
Efendi köle ilişkisi
Rebia Erdoğan’a göre; Sadakat, efendi köle arasında yaşanan bir kavram, dolayısıyla sadık olmak, bağımlılık içeren bir şey ve aslında sağlıklı bir durum değil. Oysa sağlıklı bir ilişki bağılılıkla gelişir. Bağlıkla, bağımlılık arasındaki fark da olgun olmakla, çocuksu olmak arasındaki fark gibidir. Yani normalde çocuklar ne kadar bağımlıysa, yetişkinler de o kadar bağlıdır.
Erdoğan, sadakatten bahsederken şunları söylüyor, “Yaşamımızdaki her şey aktarımdan ibarettir (Transferans). Bu aktarımların hareket noktası temel olarak; kişinin şimdiki ilişkisinde, ebeveyni ile olan ilişkisinin tezahür bulmasıdır. Çocuk, ebeveynle kurduğu ilişkisinde ne kadar kendine yeterli, dış dünyadan doyum almasını bilen kendi ve karşısındakinin sınırların kavrayan bir noktaya gelebilirse o kadar olgunlaşır, ilişkisine de olgun tutumlar aktarır. Tersi durumlarda, hala beklentilerinde, o birincil-ebeveyn ilişkisinden alamadığı doyumların arayışı var demektir. Bu durumda kişi ilişkisinde aradığı doyumu bulamazsa, hayal kırıklığına uğrar ve öfke duygusu geliştirir artı beklediğini bulamama kaygısı, istediklerini elde edemeyeceği korkusu onu ister istemez bir başka ilişkiye yönlendirir. Bunlar bağımlılıkla kurulu ilişkiler olduğu için orada sadakatsizlik kavramından söz edebiliriz” diyor.
Aşk ve stres
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, evliliğin ya da ilişkinin yıkılma nedenlerinin çok olduğunu, ekonomik sıkıntılar, kıskançlık, eğitimsizlik gibi nedenlerin yanı sıra en önemlisinin iletişimsizlik ve kişilik çatışması olduğunu söylüyor. Tarhan’a göre; bir aşk ilişkisinde insanlar birbirlerine ilgilerini yitirdiklerinde bu duygularını başka şeylere yöneltiyorlar. Örneğin bu kimi zaman bir çocuk, kimi zaman kariyer kimi zaman araba tutkusu veya şöhret olabiliyor. Bu durumda ihmal edilen taraf, kendisine ilgi gösterecek bir başka insan arıyor. Yani sadakatsizlik gündeme geliyor ve bu daha da yıkıcı bir başka duyguyu, kıskançlığı körüklüyor. Eşlerden birinin, diğerinin bağlılığı konusunda kafasında sorular uyanıyor. Çünkü eşi eskisi gibi ona sarılmıyor, cinsellikleri azalıyor, güler yüzle, sevgi ile bakmıyor, konuşmaktan kaçınıyor kısaca ona olan ilgisinin azaldığı görülüyor. Ve ilişki yıkılıyor.
Sadakatsizliğin başladığı nasıl anlaşılır? | |
Uzmanlara göre eşiniz bunları yapıyorsa; |
* Bir tarafın ilişkinin yetersizliğini düşündüğü durumda, eşe ilgisizlik ve suçlamalar başlar
* Sorunlar büyütülür ve taşınamaz hale gelir
* İlişkide bir taraf kaybolur ve bundan dolayı suçluluk duygusu başlar
* İlişkide yer değiştirmeler başlar. Mesela doğal bir ilişkide, eşler arasında doğallığında yürüyen konumlar farklılaşır. Aşk yerine şefkat, koruyuculuk, ilgilenme ya da ilgilenmeme görülür.
* Eşlerden biri ilişkiden tamamen kopabilir. Yaşadıklarından dolayı duyduğu öfke ve kendi içindeki suçluluk duygusunu karşı tarafa yansıtır.
* Beklentileri ve fantezileri bitmeyen tarafların arayışları da bitmez yani bu durumda da sadakatsizliğe hazır olun. * Çok sadık olan eş birden bire nefret ve öfke kusmaya başlarsa, bağımlılığından kurtulamayışının hırsı ile başka ilişkilere yönelir.
* Sürekli iş toplantıları olmaya başlarsa ve arandığında bulunmuyorsa tehlike var demektir
* En klasik olan belirtilerden biri eşindeki değişimleri görmeyiştir.
* Evlilik bir nedenle strese girmişse zayıf olan taraf aldatacaktır.