Güncelleme Tarihi:
Yılbaşı gecesi yaklaşıyor. Kimileri bu gece için özel olarak hazırlanacak. Kimileri de benim gibi dayatılmış yapay bir coşkunun dalga hızıyla zoraki kıpırdayacak. Bu yazı, o geceyi çok özel, çok şık karşılamak isteyenler için...
Her yılbaşı arefesinde aynı sıkıntıyı duyarım: İlle de ‘‘özel’’ muamelesi görecek bir gece için fazladan harcama, sosyallik, kalabalığın halet-i ruhiyesine eşgüdüm, bir sürü kalori, durup dururken gece 12.00'de lay lay lom. Ama ne olursa olsun, ne kadar ‘‘bu yıl hiç bir şey yapmıyorum, yapmıyoruz’’ desek de, olmuyor. O gece ‘‘o gece’’ oluyor, bizim dışımızdaki hiçbir şey sıradanlığa izin vermiyor. Ve ‘‘hazırlanıyoruz’’. Giyinip kuşanıyoruz.
Ama bir de hakkını vererek ‘‘giyinip kuşanma’’ var. Alttan alta gıpta ettiğim bir şeydir bu. O geceye, o gece kendisine özen gösteren; çok zaman önceden hazırlıklarını planlayanlar var. Bir geceden bir tören çıkaranlar. Özenlerini gıpta ile izlediğim kadınlar... Bu yazı onlar için.
Onlar kim mi? Yalnızca özel bir geceye hazırlıktan törensel bir haz çıkaranlar. Tepeden tırnağa, içten dışa soylu bir titizlikle, görünmez izleyicilerini büyüleyecek kadar tiyatrovari, ama rolsüz bir edayla büyük randevuya kuşanan kadınlar. Düşes ruhu taşıyan, özel kadınlar.
O gece ne giyeceğim?
Onlar bu soruyu, o geceden çok önce ve bir kere sorarlar kendilerine. O geceye çeyrek kala da iç çamaşı-rından, ayakkabıya, çoraptan takılara kadar her şey bellidir. Geriye, ağır ağır, tadını çıkararak hazırlanmak kalır.
Bu yıl modacılar bütün kadınları giyimden, makyaja serbest bıraktı. Neden mi? Çünkü moda artık eskisi gibi sıradan insana birşeyler dikte etmiyor, tersine zevklerini, daha doğrusu stillerini ön planda tutuyor, hatta ondan esinleniyor. Son on yıldır modada ‘‘sokak egemenliği’’ olarak adlandırılan bu süreç stil sahibi olanlara müthiş bir özgürlük verdi. Böylece herkes gözde bir trendi taşımak yerine, artık ‘‘yorumluyor’’.
Minimalist ‘‘takılanlar’’, abartısızlığın, yalınlığın görkemini taşıyacak; ‘‘dramatik görünüm’’den, yani tiyatrovari renklilikten yana olanlar, kendi sahnelerinin divası olacak. Yani ‘‘küçük siyah elbise’’ ile dönem kostümleri, masal giysileri, askılı düz elbiseler; danteller, payetler, tüyler, deriler, metaller ve kemik-mika malzemeler onları taşıyanların imajını bir kez daha parlatacak.
Yılbaşı gecesi makyajı
Makyaj son üç yıldır en parlak devrini yaşıyor. Kelimenin gerçek anlamıyla ‘‘parlak’’. İster makyajsız, doğal görünün, ister koyu makyajı seçin, ana unsur parlaklık.
Allık: Allık, malzemeler içinde gözde. İstediğiniz kadar abartabilirsiniz! Allık, yanaklar kadar göz çevresinde de kullanılıyor.
Monokrom, yani tek renk makyajı, dramatik görünüm sevenler için göz çevresinde kullandığınız abartılı mavi, yeşil veya mürdüm rengini dudaklarda da kullanabilirsiniz.
Beden makyajı, çıkartma dövmeler kadar, su geçirmez eye-liner ile çizilen küçük desenler, gençlerin gözdesi şu sıralar.
Dekolte ve omuzlarda parıltılar ve saçlarda tutam tutam renkler de gece için ideal.