Sadece kendim için yaşayacağım

Güncelleme Tarihi:

Sadece kendim için yaşayacağım
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2006 00:00

Sürekli söylendiği iddia edilen kadınlar... Eskisi gibi sevmediği için suçlanan erkekler... Bu çözülmez gibi görünen çatışmalar ne zaman biter, merak ediyor musunuz? Yaşamda önceliği kendinize verdiğinizde! Şubat ayına kadar bayilerde olacak Seninle Özel "Zinde ve Güzel" dergisi, söz konusu çatışmaları sayfalarına taşıdı.

Sevgilinizin size daha fazla zaman ayırmasını mı istiyorsunuz? Artık geçmişte kalan ve sadece iki kişilik, o ilk günlere dönmek mi mutlu edecek gerçekten sizi? Bu tatlı düşten uyanmanın vakti geldi. Çünkü bilin ki bunların her ikisi de sizi daha mutlu etmeye yetmeyecek. Karamsarlığa kapılmayın hemen; bu ilişki depresyonundan kurtulmanızın yöntemleri var...

Herhangi bir kadın, herhangi bir erkek

Nihayet hafta sonu geldi. Kadın "Birlikte bir şeyler yapabiliriz" diye düşünüyor. Erkeğin o güne ait en büyük beklentisi ise kendine zaman ayırabilmek. Bu düşüncelerle bilenen sinirler, en geç cumartesi akşamı iyice gerilir. Çünkü erkek hafta içinde çok yorulduğu gibi, cumartesi de işte çok yorulmuştur ve pazar günü için planladığı tek aktivite cümlesi "Ben arkadaşıma gideceğim, sen de birlikte gelmek ister misin" olur. "Birlikte gelmek ister misin?" İşte kadın daha bunu duyduğunda bile çıldırabilir. Soru şöyle olmalıydı: "Biz birlikte bir şey yapar mıyız?"

Sen neden tek başına bir şey yapmadın

Kadın, o hafta sonunu erkek arkadaşından baş başa olabilecekleri bir teklif gelmesini bekleyerek geçirdikten sonra ne kadar sinirlendiğini bir kız arkadaşına anlatırken şu soruyla yüz yüze geldi: "Peki, neden tek başına bir şeyler yapmadın?"

Kız arkadaşı haklıydı. Aslında o her zaman tuttuğunu koparan bir kadındı. Ama ne kadar ilginçtir ki, aşk hayatında her zaman olmak istediğinin aksi gibi davranıyordu: Bekle ve içine at. Bunu da erkek arkadaşına veya aralarındaki ilişkiye iyilik ettiğini düşündüğü için yapıyordu.

Erkek istediğini yapmaya başlayınca

İlişkilerde daha çok birlikte olmak isteyen kadının aksine, erkeğin bundan kaçınarak kendi yaşam alanını büyütmek istemesinin psikologlar tarafından açıklanan mantıklı gerekçeleri var. Kadınlar ısrarla erkeklerle ilgilenirken; erkeklerin en çok ilgilendiği konu yine kendileri!

Bazı uzmanlar gelinen bu noktayı "duygusal yanlış durum" diye adlandırıyorlar. Ve bunu bir terazi örneğiyle açıklıyorlar. Çiftler bir ilişkinin başında karşı tarafı kazanmak için, teraziye eşit miktarda kendilerinden bir şeyler koyuyorlar. Örneğin; erkek sinemada romantik filmler izliyor, kadın motosiklete biniyor, erkek duygu dolu e-mailler yazıyor ve kadın futbol maçlarında onunla birlikte heyecanlanıyor.

Ama ne yazık ki, bu eriyip bitme durumu doğaya uygun olarak sonsuza dek sürmüyor. O, yine kendi mutluluğu için önemli olan şeyleri yapmaya başlıyor. Ancak kadınlar hassas ilişki radarıyla donatılmış olduklarından, bu ortaya çıkan dengesizliğin hemen farkına varırlar. Erkek kendi doğasının gerçeğini yerine getirmeye başlamıştır. Kadınsa "Eski günlerdeki gibi birlikte bir şeyler yapmaya nasıl başlarız" diye düşünür durur. Fakat kadın izlediği yolun ne kadar işe yaramaz olduğunu, ancak erkeğin şu suçlamalarıyla anlar: "Bu kadar söylenme! Sonuçta sen de kendin için bir şeyler yapabilirsin!"

En iyi çözüm: Kendine odaklanmak

Erkeğin tepkisi ilk bakışta çok sert gelebilir, ama temelde en iyi çözümdür: Biraz olsun onun kadar bencil olmak gerekir. Tamam, belki bu gerçekten mükemmel ilişki modeline uymuyor. Ama sürekli evde oturup üzgün olmaktan ve söylenmektense, böyle yapmak daha iyi değil mi? Tabii olayların bu kadar ileriye gitmesine de gerek yok. Kendisini yeniden güçlü hisseden kadınlar, ilişkilerinde de yeniden dengeyi sağlamış olurlar ve bu da arada sırada bile olsa eski günlerdeki sihri yakalamaya yardımcı olur. Çünkü erkeklerin şu soruyu sormaları gerçekten an meselesidir: "Bugünkü planın ne? Ben de seninle gelebilir miyim?"

Her zaman bir adım geriye giden siz olmayın

Neden ilişkilerde genellikle kadınlar kendi ihtiyaçlarını ihmal eder veya ihtiyacı yokmuş gibi davranırlar? Çünkü kadınlar yaşamdaki görevlerini kendilerini bir erkeğe verdiklerinde tamamladıklarını hissederler; bu çok eskilere dayanan ideal roldür ve bu istek de birçok kadının derinliklerinde hálá mevcuttur. Birçok kadın ailesinde böyle görmüştür, anneleri kendilerine hep bu rolü göstermiştir.

Kendi ihtiyaçlarına da değer veren, hissettiklerinin arkasında duran, "buna rağmen" ilişki yürütebilen kadınların sayısı tarihe bakıldığında çok azdır. Ama aslında bunu birçok kadının öğrenmesi gerekiyor.

Bazen gerçekten kadının bakış açısını kendine odaklaması ve tek başına yeniden aktif olması çok işe yarayabilir. Eğer kadın, ilişkinin gidişatının hep kendisinin aleyhine geliştiğini fark ediyorsa, bunu mutlaka partneri ile konuşmalıdır. Sonuç: Kadın her zaman ödün veren taraf olmamalıdır; arada sırada kendi isteklerini de ortaya koymalıdır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!