Güncelleme Tarihi:
Küçük komün hayatları kurmak, Türkiye’de bir şehirli fantezisi.
Büyük şehirden, mücadeleden, kazık yemekten, tıpkı evrenin kendisi gibi gittikçe genişleyen hayata hakim olamamaktan ya da olmaya çalışmaktan yorulanlar, en güvendikleri, en iç halkadaki arkadaşlarıyla birlikte kuracakları basit hayatların hayalini kuruyor.
Benim küçük çemberimin de var böyle bir hayali.
Adada, aynı mahallede birbirine yakın evlere taşınmak, hem bunca yılın alışılmış yalnızlığını, koruyup hem de kapıdan çıkar çıkmaz bir dost bulmak, birbirimize göz kulak olmak bütün derdimiz.
Ama dedim ya fantezi...
Türkiye’de yalnız yaşayan kadınların sayısı batıyla kıyaslandığında çok çok az.
Bizde bir kadının yalnız yaşamak durumunda kalması, kocasının vefatı ve çocuklarının evlenmesi ile oluyor genelde. Ki böyle durumlarda çocuklar annelerini yanına alıyor.
Gerçekten yalnız yaşamayı “tercih etmek” pek sık rastlanan bir durum değil. Özellikle de ileri yaşlarda. Bu tercih hala pek anlaşılır bulunmuyor nedense, yalnızlara kader kurbanı gözüyle bakılıyor.
Fakat bu, böyle gideceği anlamına gelmiyor. Hiç evlenmemeyi seçen ya da boşanan genç kadınların sayısı arttıkça, bundan 15-20 yıl sonra orta yaşını geçmiş yalnız kadın sayısı da artacak. İşte belki o zaman birazdan bahsedeceğim sisteme ihtiyaç duyulacak.
HEM YALNIZ HEM DEĞİL
Frauen Wohnen (Kadınlar ikamet ediyor), Almanya’da sadece kadınların kabul edildiği bir inşaat ve sosyal hayat projesi. Berlin ve Münih başta olmak üzere farklı şehirlerde faaliyet gösteriyorlar. Buradan ev alan kadınlar hem kendi kendilerine kalabilecekleri dairelere sahip oluyor, hem de kapıdan çıktıkları an sosyal bir hayatın içine girebiliyorlar.
Çünkü bu siteler, sadece bir toplu konut projesi olarak tasarlanmıyor. Kadınların bir araya geleceği salonlar, aktiviteler, bahçe ve terasları da içinde barındırıyor.
Özerk ve kendi kendini yöneten projeler. Bir kere katılan, ömür boyu ikamet hakkı kazanıyor. Evinizin parasını inşaat bittikten sonra değil başlamadan ödemeye başlıyorsunuz. Böylece dışarıdan finansman aranmıyor, projede özgürce davranılabiliyor.
Büyüklüğüne göre değişmekle birlikte, evinizin metrekaresi başına ve sosyal alanların metrekaresi başına ayrı ayrı ödeme yapıyorsunuz.
FİKİR 12. YÜZYILDAN
Berlin’deki projenin adı Beginenhof. Bu terim eskiden küçük metrekarelerde komün hayatı yaşayan sanatçı ve öğrencilerin barındığı yapılar için kullanılıyordu. 12. yüzyılda, hiç evlenmemiş veya kocası ölmüş kadınların toplandığı konutlara bu isim veriliyordu.
Almanya’nın başkentinde yalnız yaşayan kadın sayısının bugün 600 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Bunların 53 tanesi Beginenhof’ta. Yaşları 40 ile 75 arasında değişiyor.
Ortak noktaları, hiçbirinin tamamen izole hayatlar sürmek istememesi. Kendileriyle aynı konumda olan, yeni arkadaşlıklar arayan diğer kadınlarla bir arada olma derdindeler. Çoğu çocukları evlendikten ve eşleri öldükten sonra buraya gelmeyi tercih etmiş. Beginenhof’ta bir daire sahibi olabilmek için metrekare başına 2 bin 300 Euro ödemişler.
İKİNCİ ANAHTAR MUTLAKA KOMŞUDA
Birbirlerine yardım ediyor, komşularını kolluyorlar. Burası hepsine sıcak birer yuva sunmuş. Herkes, herkesi sevmek zorunda değil elbette, ama işbirliği yapmak ön koşul.
Birlikte dans kursuna katılıyor, edebiyat sohbetleri yapıyor, oyun oynuyorlar. Mutlaka, birlikte yaşamanın getirdikleriyle ilgili tartışmaların yapıldığı bir toplantı da oluyor. Böylece sorunlar büyümeden çözülebiliyor.
Evlerinin ikinci anahtarı, kendi seçtikleri bir komşuda duruyor. Bu anahtarlar, her ihtimale karşın, kapının üzerinde anahtar olsa bile kapıyı açıyor.
Bu arada, siteler erkeklere yasaklanmış değil, içeri erkek sinek bile giremez diye bir kuralları yok. Hatta eşi ve çocuğuyla birlikte yaşayanlar bile var. Tek kural, evin tapusunun kadının üzerinde olması.
İçeride 53 kadın var ama 2 bin tanesi de böyle bir sitede yaşamak için sırada bekliyor. Zaten Berlin ve Münih’te bunun gibi başka sitelerin yapılmasına devam ediliyor. En yakın tarihlisi 2011’de hizmete girecek.
NEDEN ERKEKLERE DEĞİL DE KADINLARA ÖZEL
Bunun, muhtemelen dünyanın her yerinde geçerli olan bir sebebi var: Kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor. Onlara özel, onları kollayacak projeler üretmek gerekiyor. Bu evler, lüzumsuz metrekarelerde planlanmadığından daha hesaplı. Hatta aynı metrekarede inşa edilen konutlardan bile yüzde 50 daha ucuzlar. Frauen Wohnen evleri, büyük pencereleri, yemyeşil bahçe ve terasları ile kısmen ekolojik ve iyimser hayatlar sunuyor kadınlara.