Güncelleme Tarihi:
Sarah Joseph (41) üst-orta sınıf bir İngiliz ailesinin beş çocuğundan biriydi. Anne Valerie Askew, İngiltere’nin en gözde manken ajanslarından birinin sahibi, baba Joe Askew ise İngiliz ordusunda mühendisti. Naomi Campbell ve Sadie Frost’un keşfedildiği, daha üç haftalıkken girdiği o ortamdan bambaşka bir çocuk olarak çıktı. 8 yaşından itibaren katı Katolik olarak yaşamaya başladı. Güzellik takıntısına dair her şeyi reddetti. Modanın yerine dini koydu. Sosyal adalet gibi meselelere kafa patlattı. Hiç de dindar olmayan annesi kızına hiç karışmadı. Çocuklarına aşılamaya çalıştığı ‘Önyargılı olmayın’ felsefesini adeta küçük kızında test etti.
Sarah için bardağı taşıran son damla, abisinin Müslüman Hintli bir kıza aşık olup evlenebilmek için kâğıt üzerinde İslam’ı seçmesiydi. Bu durumu kabullenemeyen Sarah’yı İslamiyet hakkındaki yanlış düşüncelerinden kurtulması için okumaya yönlendiren de yine annesi... Okudukça Katoliklikten uzaklaşmaya başlayan Sarah hemen İslamiyet’e dönmedi. Hayatının anlamını kaybettiğini düşünerek geçirdiği acılı bir süreçten sonra ibadet şekillerine ve namaza merak sardı: “Aradığım bulmuştum. Secdeye varmak tam bir teslimiyet. Ben de ruhumu Allah’a teslim edebilmenin peşindeydim zaten” diyor.
GİZLİ GİZLİ UTANIYORLAR
17 yaşında adım attığı bu yeni dünyada pek çok şeyden vazgeçti. Zaten süse püse düşkün olmadığından örtünmekte zorlanmadı. Yarattığı şoku da pek umursamadı: “Doğruyu konuşmak gerekirse annem tercihimden utanıyordu. İngiltere’de dini inanç ya da siyasi görüşünüzü giymezsiniz. Seçtiğim dini dışavuran bu duruşumla onun dünyasına uymuyordum. Annem kadın özgürlüğüne katkıda bulunduğunu, benimse özgürlüğümden vazgeçtiğimi düşünüyordu. Çok zeki gördüğü kızının böyle bir karar aldığına inanamıyordu. Annem de babam da bir süre yas tuttular bence. Ama sonunda benim sağlam değerlerle büyüttükleri o çocuk olduğumu anladılar. Yüzde yüz hoşlanmasalar da kabul etmeyi öğrendiler.”
Sarah, Bangladeşli insan hakları avukatı Mahmud Al-Rashid ile evlendiğinde 21 yaşındaydı. Düğünden bir hafta önce, yakın bir diyalog kurmayı başaramadığı babasını kaybetti. Bu ölüm onu derinden sarstı. En büyük pişmanlıklarından biri babasıyla paylaşamadıkları. Ajansını kapattıktan sonra soyut ressam olan annesi Valerie ile ilişkisiyse ‘mükemmel’, annesi üç torunuyla da çok yakın. Sık sık evlerinde kalıyor: “Müslümanları kötüleyen ya da kuşkuyla bakan biri anneme denk gelirse yandı.”
MÜSLÜMAN HAYAT TARZI
Sarah Batı toplumlarında yaşayan pek çok Müslüman’a ilham vermeye devam ediyor. Sekiz yıl önce kocası Mahmud Al-Rashid ile çıkardıkları ‘Emel’ dergisinin ismi ‘Muslim Life - Müslüman Hayat’ kelimelerinin baş harflerinden doğmuş. Yeme-içmeden, moda ve mimariye pek çok alanda modern hayatla İslami değerlerin birlikte yaşanabileceği temasıyla hazırlanan bilgilendirici ve eğlenceli bir dergi. 11 Eylül sonrası Batı ile Müslümanlar arasında diyalog ihtiyacının tavan yaptığı atmosferde çıkarmaya başladığı dergiyle ulaştığı kitleler Sarah Joseph’i 2003’te ‘Dünyanın En Güçlü Müslümanları’ listesine soktu. ‘Arap Baharı’ temalı uluslararası toplantıların da aranan isimlerinden.
“Başbakanımız, İngiltere Hıristiyan bir ülke olarak tanımlanmalı diyerek tartışma başlattı. Bence mahzuru yok. Evet, İngiltere 400 yıldır Hıristiyan bir ülke. Ama kendi kurduğumuz kilisemizin başında Kraliçe var. Bir nevi ‘light din’, light cola gibi... İngiltere’de her şeyi kendi yöntemimizle, İngiliz usulü yaparız.”
ZİNA EŞCİNSELLİKTEN ZARARLI
Eşcinsellere dair görüşlerim iki tarafın da hoşuna gitmez. Kimin kiminle öpüştüğünü, seks yaptığını bilmek istemiyorum. İnsanların özel hayatı. İlgilendiğim şey aile kavramı. Belki de zinanın, evlilik dışı ilişkiyle yuva yıkmanın homoseksüellikten daha kötü olduğunu tartışabiliriz. Bir kadının yumurtalarının, üreme için vücudundan çıkarılması da daha vahim bir durum olabilir. Karı-kocanın oluşturduğu kutsal evlilik bağını önemsiyorum. Bunun devamı toplumların sağlığı için gerekli. Yoksa eşcinselliğin iki kişi arasındaki boyutuyla ilgili değilim. Kolay konular değil, işin içinde kalp ve duygular oluyor.
11 Eylül sonrası Batı ile Müslümanlar arasında diyalog ihtiyacının tavan yaptığı atmosferde çıkarmaya başladığı Emel adlı dergiyle ulaştığı kitleler, Sarah Joseph’i 2003’te ‘Dünyanın En Güçlü Müslümanları’ listesine soktu. ‘Arap Baharı’ temalı uluslararası toplantıların da aranan isimlerinden
FRANSA DA İRAN DA YANLIŞ
Örtünme kararını verebilmek için kadının seçme hakkı olmalı. Fransa’daki gibi örtünme yasakları delilik. Ancak İran ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde kadınların belli şekillerde örtünmeye zorlanmasını da kabul edemem. Benim anlayışıma göre Kuran örtünmeyi buyuruyor. Ama İslamiyet’e özel bir durum değil. Hıristiyanlık ve Musevilikte de tarihsel olarak örtünme var. Bütün semavi dinlerde içsel ruhani yolculuğun bir parçasıdır örtünme. Ayrıca sadece kadınların değil erkeklerin de örtünmesi gerekir.
12 yaşındaki büyük kızım başörtüsü için çok hevesli. Biz erken olduğunu düşünüyoruz. İçsel yolculuğunu yaşaması için büyümesi gerektiğini anlatıyoruz. Örtünme zorlu bir karar, gerçekten hazır olması lazım. Ancak ne kadar tutabiliriz bilemiyorum. Sonuçta saçını pembeye boyayıp burnuna hızma takacak da olsa çocuğunuzu koşulsuz sevmeniz gerekir.