Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 09, 2006 00:00
Çektiğiniz ya da ittiğiniz güçle size karşılık veren daire şeklinde sıralanmış dokuz makine düşünün. Her iki makinenin arasında bir platform bulunuyor. Profesyonel eğitmen eşliğinde 30 saniye makinede çalışıyor, 30 saniye platformun üzerine çıkarak aerobik hareketleri yapıyorsunuz.
Dokuz makine on dakikada tamamlanıyor. Toplam üç tur yapmanız şart. Her 10 dakikada bir nabız ölçülüyor, kalbinizin istenilen ritme gelip
gelmediğine bakılıyor. 30 dakika sonra bütün kaslarınız çalışıyor. Sporunuz bitti. 180-900 arası
kalori yaktınız. Nerede? Ne zaman? Nasıl? Merkezin adı B-Fit. Amerika’dan ithal yeni bir fitness sistemini uygulayan B-Fit’i kadınlar işletiyor, yalnızca kadınlar üye olabiliyor. Aylık üyelik 40-60 YTL. Şu anda Türkiye’de dört şubesi var. Hedef 2007 sonuna kadar her mahalleye bir B-Fit.
B-Fit, kendi gücünüz kadar itme ve çekme kuvvetiyle hareket eden fitness makineleriyle toplu halde yapılan özel bir spor programının adı. Tüm dünyada uygulanan ve döngüsel istasyon sistemi (circuit training) adı verilen bu spor, aerobik ve aletli jimnastiği birleştiriyor. Halka şeklinde arka arkaya sıralanan 9 makineden oluşan programın her turu 10 dakikada tamamlanıyor. 30 dakikalık çalışma sonucunda 180 ile 900 kalori arası yakılabiliyor. Program sırasında kardiyo (kalp ritmi), streching (esneme) ve kas geliştirme egzersizleri de yapılıyor. Çekme ve itme kuvvetiniz kadar enerji harcadığınız için vücudunuzun hiçbir tarafı ağrımıyor, ağırlık çalışmasındaki gibi kas büyütmüyor. Sistemin yüksek tansiyon, şeker, kolesterol, kireçlenme gibi hastalıkların tedavisine yardımcı olduğu, stres ve uyku problemlerine iyi geldiği söyleniyor.
Tüm bunların 30 dakikada nasıl olup bittiğini, sistemi Türkiye’ye getiren Bedriye Olgun şöyle anlatıyor: "Amerikan Sağlık Örgütü bir kişinin sağlıklı olması, sağlığını koruması için gereken günlük egzersiz süresini 30 dakika olarak belirlemiş. 30 dakikada fitness 1990’lı yılların ortasından Amerika’da ortaya çıktı. Şu anda dünyanın dört bir yanında 4 milyonu aşkın kadın bu tarz spor merkezlerine üye."
MESLEK SAHİBİ 6 KADIN ORTAKB-Fit’in kurucu ve ortakları 6 kadın. Kadını en iyi kadın anlar, felsefesiyle hareket ettiklerini söylüyorlar. Bedriye Olgun nasıl yola çıktıklarını şöyle anlatıyor: "Bu işi yapmadan önce bir yandan turizmle ilgileniyor bir yandan da Ege’de çeşitli üniversitelerde psikoloji dersi veriyordum. 1998-2004 arasında Amerika’da yaşadım. Bu sporla orada tanıştım. Öğlenleri benzer bir salona gitmeye başladım. Çok eğlenceliydi. İki ay sonra bir baktım, iki beden incelmişim. Bu işi inceleyeyim, dedim. Sistemin genel adı Hydrolics. Makineler 30 sene önce rehabilitasyon amaçlı ortaya çıkmış. 1990’da ilk defa spor tesislerinde kullanılmaya başlamış, dünyaya yayılmış. Bunu ilk başlatan kişinin şu anda 9000 tesisi var. En son katıldığım toplantıda Hindistan’dan, Japonya’dan gelenler vardı. Türkiye’ye dönmeden önceki son sene konuyu çok araştırdım. Döndüğümde yaz aylarıydı. Türkbükü’ndeki otelimiz Mavi’de çalıştım bir süre. İstanbul’a döndüğümde bir sabah uyandım, ben Amerika’ya gidiyorum, dedim. Fuarlara gittim, workshop’lara katıldım. Bu arada bu işi kimlerle yapmak istediğime karar verdim. En yakın 5 arkadaşımı arayıp bu işe ortak oluyorsunuz, dedim. Hepsinin başka işleri var. Kimi psikolog, kimi eğitmen, kimi tiyatro sanatçısı. Ama teklifimi kabul ettiler."
Türkiye’deki dört B-Fit şubesinden ikisi İzmir, ikisi İstanbul’da. İlk şubeler İzmir’de açılmış. Çünkü sistemi sessizce test etmek istemişler. Her şeyin işlediğini görünce önce
Beşiktaş sonra Acıbadem şubelerini açmışlar. Hedefleri sistemi tüm Türkiye’ye yaymak. "Hepimizin günde hiç olmazsa iki günde bir 30 dakika spor yapmaya çok ihtiyacı var. 15-79 yaş arası tüm kadınları hedefliyoruz. Zaman ve fiyat avantajı büyük. Mahalle içinde olmamız, makinelerin her yaş grubundan kişi tarafından rahatlıkla kullanılabilmesi önemli. Egzersizden sonra vücutlarında herhangi bir rahatsızlık hissetmiyorlar. Mekanda çok rahatlar, yeni dostluklar kuruyorlar" diyen Bedriye Olgun franchise sistemi ile yayılacaklarını söylüyor. Anlaşma yapacakları kişide tek özellik arıyorlar: Kadın olmak. Neden? Çünkü kadınlar işletirse kadın müşteriler rahat eder!
YOKSA SİZ TARTILIYOR MUSUNUZ?Merkezde doğru beslenme kavramı da öğretiliyor. Kadınlar kilo vermeyi değil incelmeyi, vücutlarındaki yağ oranını azaltmayı hedefliyor. Bedriye Hanım soruyor: "Artık dünyada hiç kimse tartılmıyor. Yağ oranını ölçtürüyor. Yoksa siz hálá tartılanlardan mısınız?"
NEDEN ERKEKLER YOK?Bu yazıyı okuyan erkekler "Neden yalnızca kadınlar" diye soracaktır. Yanıtı şöyle: "İşleyiş açısından daha kolay. Tek soyunma odası yetiyor. İkincisi makinelerimiz vücut geliştirmeye yönelik değil. Kasları çalıştırıyor tabii ama balon gibi şişirmiyor. Bu sebeple erkeklerin çok fazla ilgi göstermeyeceğini düşündüm. Ekonomik mekanlar açmaya çalışıyoruz, fiyatlarımızı ucuz tutmak istiyoruz ki her kadın gelebilsin."