Güncelleme Tarihi:
Bizdeyse bildiğim kadarıyla sadece tek kopyayla giriyor reggae efsanesi Bob Marley’in belgeseli ‘Marley’.
Şanslı kesim, geçen ay İKSV’nin düzenlediği Filmekimi’nde izleyebilmişti belgeseli. Ve çoğu da çok olumlu izlenimlerle ayrılmıştı.
Bunun en büyük sebeplerinden biri de, bu belgeselin Marley’in tüm ailesiyle konuşularak yapılmış olmasıydı. Yönetmen Kevin Macdonald, bunu özellikle istemişti. Çünkü daha önceki çalışmalar daha çok Marley’in müziği üzerineydi. Bu seferkiyse, tıpkı büyük oğlu Ziggy Marley’in de dediği gibi onu bir ‘insan’ olarak yakından anlatıyor. Ve izleyicilerin daha duygusal bir bağ kurmasını sağlıyor.
NELER DEDİLER
Evet, gerçekten de bu seferki görüp görebileceğiniz en samimi Bob Marley filmi. Yönetmen Kevin Macdonald, filmi nasıl bu şekilde samimi yaptığını, görüştüğü kişilerle neler yaşadığını, özellikle ailedekilerle yaptığı sohbetleri anlatıyor filmin internet sitesinde. İşte onlardan bazıları:
? Filme başlarken aileyi ikna etmeye çalışırken şöyle bir tutum içindeydim: Şimdiye kadar Bob hakkında çok iyi bir belgesel çekilmemişti. Aileden daha fazla insan göçüp gitmeden, bu yapılmalıydı. Ziggy’yle tanıştığımda söylediğim şeyler tam olarak bu anlama geliyordu. En geleneksel olanı yapmak, kameramı alıp herkesle konuşmak istiyordum. İşte her şey böyle başladı...
? Wailer grubunun üyelerinden Bunny Wailer görüşme için geldiğinde neredeyse tüm gününü bize ayırdı. Çok düzgün giyinmişti. Görüntüsü beni çok etkilemişti ve en dikkat çekicisiyse elindeki havuçtan yapılmış pipoydu. Çünkü adı Bunny olan birinin tüm gün elinde havuçtan bir pipoyla takılması çok ironikti. (Warner Bros’un çizgi karakterlerinden tavşan Bugs Bunny’ye gönderme yapıyor)
? Bob’un karısı Rita’nın ayrı bir yeri vardı benim için. Bir şekilde fazlasıyla asil bir hali vardı. Çünkü özel hayatında daha iyi yaşamaya kararlıydı. Bob’un Rita ve kızı Cedella’ya, davranışlarıyla acı çektirdiği belliydi. Ve yine de sadece onu affetmekle kalmamışlardı. Bob’un önemli şeyler yaptığını, hatta dünyaya yaydığı söylemlerin, yaşadıkları kişisel ilişkilerden çok daha önemli olduğunu fark etmişlerdi.