İnsanlarda hastalığa neden olan 1400 patojenden yüzde 64’ü zoonoz. Yani dünyamızı paylaştığımız kanatlılar, koyun, sığır, domuz, fare, yarasa, sivrisinek, kene gibi hayvanlardan insanlara geçiyor. Bulaşma doğrudan temasla olabildiği gibi, hayvansal gıdalardan da insanlara ulaşıyor.
Bilim dünyası Nipah, Hendra, Nil Vadisi humması, KKKA (Kırım Kongo Kanamalı Ateşi) gibi hayvanlardan bulaşan hastalıkları gelecekte daha büyük sıkıntılar yapabilecek, acil önlem alınması gereken enfeksiyonlar şeklinde tanımlıyor. Yeni enfeksiyonlardan bu kadar korkulmasının nedeni bilim dünyasının salgınlar yapan ve öldürebilen bu enfeksiyonların hızına yetişmekte zorlanması. Çünkü salgını önleme ve tedavide kullanılacak silahları geliştirmek her zaman kolay olmuyor. Üstelik yeni enfeksiyonları bağışıklık sistemi tanımıyor, aşıları da yok. Eldeki ilaçlar tedavi edici olmayabilir ve etkili bir ilaç veya aşı geliştirmek yıllar alabilir.
İnsanlarda hastalığa neden olan 1400 patojenden yüzde 64’ü zoonoz. Yani dünyamızı paylaştığımız kanatlılar, koyun, sığır, domuz, fare, yarasa, sivrisinek, kene gibi hayvanlardan insanlara geçiyor. Bulaşma doğrudan temasla olabildiği gibi, hayvansal gıdalardan da insanlara ulaşıyor. Zoonoz enfeksiyonların büyük bir kısmı (yüzde 37’si) RNA taşıyan virüsler. Çünkü bu virüsler antijenik-genetik değişime daha yatkın. Onları daha tehlikeli hale getiren değişim, çevresel koşulların değişimi, global iklim değişiklikleri, ultraviyole ışınlar nedeniyle olabilir. Keza, kuş gribi ve domuz gribindeki gibi iki ayrı grip virüsünün birleşerek birbirine gen aktarmasıyla da melez bir virüs ortaya çıkarabilir. İnsan nüfusu arttıkça doğal yaşam alanlarının daralması, insan ve doğal ortamında yaşayan hayvanların birbiriyle daha çok etkileşime girmesi de faktörlerden biri.
ŞEHİRDE YAŞAMAK ÇÖZÜM DEĞİLİstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Viroloji Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz, “Zoonozlar genellikle kırsal kesimdeki ve sosyoekonomik açıdan zayıf, sağlık hizmetleri zayıf ülkeleri vurur. Eğer iyi bir hayvancılık sistemi yoksa, eğitim yetersizse ve sağlık sistemi de zayıfsa iş kötüleşiyor. Zoonozlarla mücadelede erken uyarı ve acil eylem gerekli. Bunun için veteriner ve sağlık teşkilatı el ele vermeli. Her ikisinin içinde olduğu bağımsız bir zoonoz mücadele teşkilatı kurulmalı. Şu anda veteriner işleri, ziraatla beraber yürüyor. Bu çok yanlış. Veteriner teşkilatının acilen Avrupa’daki gibi tek bir teşkilat haline getirilmesi lazım” diyor.
Yılmaz’a göre şehirde yaşayan insanlar da en az kırsaldakiler kadar tehlike altında. Virüs insandan domuz gribi gibi insan, bulaşmaya başlamışsa ya da hayvansal gıdalarla yayılabiliyorsa kırsal bölgelerden uzak, şehirde yaşayan insanlara çok kolay bulaşıyor. Ancak birçok zoonoz hastalık ilk aşamada kırsal kesimi ve ekonomisi, sağlık altyapısı, ilaç stoku yetersiz olan yani virüse karşı hazırlıksız ülkeleri etkiliyor.
BU VİRÜSLERİ DUYDUNUZ MU?
Kenelerle bulaşan KKKA’yı Türkiye’de duymayan kalmadı. Gerçekten de Türkiye’nin enfeksiyonlar açısından en büyük sorunlarından biri KKKA. Sığır ve koyunda da bulunabiliyor. Ama onları hastalandırmayıp, insanlara geçtiğinde ölüme yol açıyor. Kenelerin bulaştırabildiği bir başka enfeksiyon da ensefalit. Kene ensefaliti (beyin iltihabı) virüsü Macaristan gibi bazı Avrupa ülkelerinde görüldü. Türkiye’de insanlarda bu virüse karşı antikorlar saptanması virüsün insanlarda varlığının kanıtı. Henüz Türkiye’de rastlanmayan ancak gelebilecek virüsler var.
Nipah bunlardan biri. Yarasalar taşıyor, daha çok domuzlardan insanlara bulaşıyor.
Hendra virüsü bir diğeri. Bunu da yarasalar taşıyor, atlar ve domuzlar da taşıyıcı olabiliyor. İnsan, domuz ve atta hem solunum, hem de sinir sistemini etkiliyor.
Rift Vadisi humması aslında tropikal bir hastalık. Suudi Arabistan ve Yemen’de de var. Sivrisinekler bulaştırıyor. Koyunlarda da tespit edilmiş.
Türkiye için yeni enfeksiyon kaynaklarından biri de norovirüsler. Yakın zamanda Aksaray’da, Avrupa’da salgınlar yapan noro virüsler sığır, koyun ve insanda enfeksiyon yapıyor. Öldürmüyor ancak 2-3 gün hastaneye yatıracak kadar mide-bağırsak sistemini bozuyor.
Farelerin dışkı ve idrarıyla bulaşan Hanta virüsü de yakın zamanda Türkiye’de duyduğumuz enfeksiyonlardan. Hanta virüsü de ölüme yol açabiliyor.
Sivrisineklerden bulaşan Batı Nil virüsü de sık görülüyor ve ülkemizde de var. Bu virüs atlarda ve kuşlarda enfeksiyon yapıyor. Kuşlardaki virüs, sivrisinekler yoluyla insanlara yayılıyor, ciddi nörolojik sorunlar yapıyor. Ölümle sonuçlanabiliyor.
Hayvanlar gıdalara bulaştırıyor, gıdalar insanları zehirliyorİstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kamil Bostan, son yıllarda norovirus enfeksiyonlarının Türkiye’de de insanlarda salgınlara neden olduğunu hatırlatıyor. Özellikle Orta Anadolu’da bu virüse bağlı su kökenli salgınlar yaşanmıştı. Ayrıca hepatit A ve hepatit E virüsü de gıdalarla insanlara geçiyor. Hepatit E virüsü domuzla ilişkili bulunmuş. Hayvan norovirüslerinin de insanları enfekte edebileceğine yönelik görüşler bildiriliyor.
GIDALARDAN BULAŞIYOR
Hayvanlardan insanlara nakledilen hastalıkların önemli bir kısmının başlıca bulaşma yolu gıdalar. Türkiye’de büyük sorun olmaya devam eden bruselloz, tüberküloz, campylobacteriosis, yersiniosis, listeriyoz, trişinelloz, salmonellozis, toksoplazmozis, taeniazis, botulismus bunlardan sadece birkaçı.
MİLLİ VİRÜSLER VARToplumum tüketim alışkanlıklarıyla, o toplumda görülen hastalıklar arasında doğrudan ilişki var. Örneğin, Türkiye’de görülmeyen bir hastalığa yol açan Vibrio parahaemolyticus bakterisi, çiğ
balık ve su ürünleri tüketme alışkanlığı olan Japonya’da çok yaygın.
DOKULARA YERLEŞİYORHayvansal gıdalarla insanlara nakledilen hastalıkların bazıları kısa süreli ve hafif seyirli (sadece sindirim sistemi sorunlarıyla sınırlı) olmakla birlikte birçoğu sistemik bir enfeksiyona yol açıp ciddi sonuçlara neden oluyor. Prof. Dr. Bostan, “Karaciğer, böbrek, beyin, akciğer gibi dokulara yerleşiyorlar. Eğer zamanında müdahale yapılmazsa ölümle sonuçlanabiliyor” diyor.
ÇİĞ SÜTE DİKKAT
Prof. Dr. Bostan Türkiye’de gıdalar aracılığıyla hangi hastalığın daha çok nakledildiğinin bilinmediğini söylüyor: “Bununla birlikte çiğ süt ve çiğ sütten yapılmış süt ürünlerinin tüketimiyle insanlara geçen bruselloz hastalığının özellikle kırsal kesimde yaygın olarak görüldüğü kesin. Bunun yanı sıra özellikle güney bölgelerimizde çiğ et tüketimi sonucu insanlara nakledilen taeniazis gibi paraziler rastlanıyor.
BAŞ SUÇLU CAMPYLOGelişmiş ülkelerde bile insanların daha çok hangi gıda maddeleriyle zehirlendikleri veya zehirlenmelere hangi mikroorganizmaların neden olduğuna dair ciddi kayıtlar tutulmuyor. Son zamanlarda yayınlanan istatistiklerde campylobacter jejuni isimli bakterinin oluşturduğu campylobacteriosis listenin başında. Bunu salmonella cinsi bakterilerin oluşturduğu salmonelloz vakaları izliyor.
EN YENİSİ 0157:H7Günümüzde adı en çok geçen bakterilerden birisi de E. coli O157:H7. Başlıca kaynağı hayvansal gıdalar. Beyin zarlarının iltihaplanmasına, akciğer ve diğer organlarda hasarlara, hamilelerde düşük ve ölü doğumlara yol açtığı bilinen listerioz da önem verilen bir diğer hastalık. Norovirus adı verilen bir mikroorganizma son zamanlarda özellikle bulaşık suyu ve su ürünleri vasıtasıyla salgın hastalık oluşturuyor.
ENFEKSİYON AÇISINDAN RİSK ALTINDA OLANLARBağışıklık sistemi güçlü olmayanlar
Açık havada kene, sinek gibi canlılar tarafından ısırılanlar
Kapalı alanlarda çalışanlar
Kışın kapalı ve toplu alanlarda çok zaman geçirenler
Sağlık çalışanları
Kalabalıkla ilgili meslekleri olanlar