Sadece 2,5 yaprağı toplayın demlemeden soğuk suyla ıslatın

Güncelleme Tarihi:

Sadece 2,5 yaprağı toplayın demlemeden soğuk suyla ıslatın
Oluşturulma Tarihi: Haziran 15, 2009 00:00

Dünyanın kişi başına en fazla çay tüketilen ülkesi Türkiye’de nihayet çay hasadı alternatif turizm temasına dönüştü. Doğadan’ın sponsorluğunda Rize’ye düzenlenecek iki günlük turlarda tiryakiler kartpostal güzelliğindeki çay bahçelerini gezecek, çay toplayacak, fabrikadaki üretim sürecine tanık olacak, iyi çay demlemenin sırlarını öğrenecek. Ayder Yaylası’nda konaklayıp, yöreninin lezzetlerini tadabilecek.

Çayeli sahilinin, zirveleri kar kaplı Kaçkar Dağları’nın bahar güneşiyle yıkandığı pırıl pırıl bir mayıs ikindisinde, karpostalı andıran bahçesinde çay toplayan Besim Çiftçi’yle sohbet ediyoruz. “Bahçemizin fotoğrafını görenler, görüntünün gerçek olamayacağını, fotoğraf hilesi yapıldığını düşünüyor” diyor. Sonra fıkra gibi bir öykü anlatıyor: “İstanbul’da yaşayan yeğenim büyük bir alışveriş merkezinde Doğadan çaylarının kurduğu tanıtım standına rastlamış. Çayların özelliğini anlatan görevli arkasındaki panoyu gösterip, çaylarımız buradan toplanıyor, diyormuş. Bunu birkaç kez tekrarlayınca, yeğenim dayanamamış. Biliyorum, orası amcamın bahçesi, demiş. Görevli donup kalmış. Öylesine şaşırmış ki, sanki o da bu görüntünün gerçek olabileceğine inanmıyormuş...”

İNGİLTERE’DEN GELDİLER

Çiftçi Ailesi’nin Haremli Köyü’ndeki bahçesi, Karadeniz’i kuşbakışı gören, yaklaşık 300 metre irtifadaki Filiztepe’nin güney cephesinde. Çevresindeki peri bacalarını andıran tepeler zirveden, derin vadilerin dibine kadar çay bahçesiyle kaplı. Çapa girmemiş çay denizini andıran bahçelerin arasında Çiftçi Ailesi’nin bahçesi farklı görünümüyle dikkat çekiyor. Taraca sistemi kurulmuş, çalışmayı kolaylaştıran paralel kanallar açılmış, çayları bombeli budayıp tablo gibi bir bahçe oluşturulmuş. Bu görüntü bahçedeki iki katlı ev ve önündeki kivi ağaçlarıyla birleşince ortaya kartpostal görüntüsü çıkıyor.
Besim Çiftçi, çay fidelerini 45 yıl önce, babasıyla birlikte diktiğini anlatıyor. Çiftçiler, Harput göçmeni bir aile. Uzun yıllar mısır yetiştirmişler tarlalarında. 1950’lerde, bölgede devlet desteğiyle çay tarımı yaygınlaştırılırken 30 dönümlük arazilerini adım adım, çay bahçesine dönüştürmüşler. Sonra dört kardeş paylaşmış bahçeyi. Herbiri tepenin üstüne birer ev kondurmuş. Çocukları büyük kentleri tercih etse de, onlar baba toprağından ayrılmamış. Hemşin, Ardeşen köylerinin aksine, Haremli’nin erkekleri bahçede eşleriyle çalışıyor. Sultan Çiftçi, Eşi Hilal’le çay toplarken bize çayın mucizevi bir bitki olduğunu anlatıyor: “Zeytin gibi çapa gerektirmez, tütün gibi ilaç istemez, sürpriz yapmaz, her yıl aynı miktarda ürün verir, ağacı çabuk yaşlanmaz. Gübreleyip, beş yılda bir derin budama yapmak yeterli.”

Buna karşılık alım fiyatı düşük olduğu için çay üreticisinin geliri kısıtlı. Çoğu çayı yan gelir kabul ediyor. Örneğin Besim Çiftçi, Rize’de minibüsçülük yapıyor: “Devletin destekleme alımı yaptığı birkaç üründen biri çay. Çok şanslıyız. Fakat geliriyle geçinmek mümkün değil. Çünkü bahçelerimiz küçük, her sürgünde, bir dönümden 800 kilo civarında yaş çay alıyoruz. Bir kişi günde 150 kilo çay toplayabiliyor. Eğer işçi tutulursa masrafı gelirinden fazla...”

Besim Çiftçi, yaşadığı köyün güzelliğini tanıtmak için uzun yıllar askerlik arkadaşlarını, İstanbul’da yaşayan yakınlarının komşularını davet etmiş Çayeli’ne. Çekilen fotoğraflar yayıldıkça, Filiztepe’nin şöhreti artmış. “Köy birden ünlendi. Hatta geçenlerde bir grup İngiliz geldi. Pansiyon aradılar. Ne yazık ki yok. Gezip gittiler. Doğadan çayları geçen yıl bizim bahçenin fotoğrafını paketinde, afişinde kullanmaya başlayınca ziyaretçimiz arttı. İnşallah daha çok turist gelir, bölge halkına yeni bir gelir kaynağı oluşur.”

BAĞBOZUMU TURLARI İLHAM VERDİ

Çayeli’ne kuş uçuşu 30 kilometre uzaklıkta, Fırtına Deresi’nin Karadeniz’le buluştuğu sahile tepeden bakan Beyazkaya Köyü’nde konuştuğumuz İbrahim Kutanis de aynı dileği tekrarlıyor. “Tur firmaları, turisti yayla zamanında Ayder’e götürüyor. Ziyaretçiler köylerdeki hayatı, çay bahçelerinin güzelliğini göremeden Rize’den ayrılıyor. Oysa temmuz ortasında ikinci sürgün zamanı, ağustosta son sürgün geliyor. Her hasat dönemi kıyıdan, yükseklerdeki bahçelere bir ay sürüyor. Çay tiryakileri bahçelerimizi, fabrikaları ziyaret etsin, keyifle içtikleri çayın öyküsünü öğrensin, çayına sahip çıksın.” Kutanis, uzun yıllar Çaykur fabrikasının en önemli bölümünde, yaprakları kırıp, maksimum lezzet vermesini sağlayan kıvırma makinelerinde ustabaşı olarak çalışmış. Emekliliğinde Ardeşen’de mobilyacılığa başlamış. Çay alım merkezinde karşılaştığımızda, eşinin ve çocuklarının aşağıdaki bahçelerden toplayıp teleferikle gönderdiği yaprakların başında sırasını bekliyordu. Tebessümü yüzünden eksik etmeden, çayın öyküsünü, bölgenin sorunlarını anlattı. Politikacıların oy uğruna bölgeye verdikleri zarardan bahsetti: Çakılından suyuna Fırtına Deresi yağmalanıyordu. Üreticiden esirgenen ücret Çaykur’un şişirilmiş kadrolarını beslemekte kullanılıyor, daha da vahimi torpilli işçiler fabrikalardaki üretimin kalitesini düşürüyordu. Turizmin gelişmesi, bu bölgenin doğasına, çayına Türkiye’nin sahip çıkmasını sağlayabilir, olumsuz gidişat durdurulabilirdi.

Tur firmalarının akıl edemediği çay hasadı gezilerini başlatan Doğadan’ın ise hedefi net: Tiryakilere çayın bahçeden bardağa öyküsünü anlatmak, ürünlerinin kalitesini göstermek. Doğadan’ın Genel Müdürü Cem Pasinli “Bağbozumu gezilerinden esinlendik” diyor. Firma sponsorluk yapıp, neredeyse uçak ve konaklama ücretinin toplamına yakın bedelle özel gezi programı hazırladı. Doğadan’ın turları, Sri Lanka, Hindistan’daki gibi bir hafta süren, çay bahçesinde konaklanan kapsamlı geziler kadar olmasa da zengin sayılabilecek programa sahip. İki güne tadım, dağ yürüyüşü, doğa gözlemi gibi birçok aktivite sıkıştırılmış. Turlar yeterli ilgi görürse gelenekselleştirilecek.

ÇAY HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ

· Çay, boyu 10 metreyi aşan Asya kökenli bir ağaç. Budanıp 1 metreyi aşmaması sağlanıyor. · Ömrü 80-90 yıl, ancak kaliteli çay için 50 yılda bir bahçe yenilenmeli. Türkiye’deki bahçelerin
önemli bölümü 50 yaşın üstünde.
· Türkiye’de yetiştirilen camellia sinensis türü soğuğa dayanıklı, buna karşın tomurcuk ve yaprağındaki etken madde oranı Sri Lanka, Hindistan’da yetiştirilen camellia asamica’dan yüzde 20 az. · Çay mayıs-ekim arasında 60 gün arayla üç kez filiz veriyor. İdeal lezzet için sadece tomurcuk ve 2.5 yaprağın kesilmesi gerekiyor. · İlk yaprakta yüzde 20 olan aktif madde oranı, üçüncü yaprakta yüzde 8’e düşüyor. · Üçüncü ve sonraki her yaprak, odunsu maddeler çayın lezzetini bozuyor. · Sri Lanka ve Hindistan’da ilk sürgünde tomurcuk oranı yüzde 70, Türkiye’de
yüzde 30. Nedeni bakım ve bahçe gençleştirmeye önem verilmemesi. Türkiye’de butik üretim yapan firmalar 2,5 yaprağın toplanması, bahçelerin gençleştirilmesi için üreticiyi teşvik ediyor.

ÇAY TOPLAYIN TADIM YAPIN

Çay Hasadı Turu’nun ilk gününde Doğadan’ın Rize’ye bağlı Gündoğdu Beldesi’nde, çay bahçeleriyle kaplı bir vadide butik üretim yaptığı fabrika geziliyor. Firma bu fabrikayı kiralayıp modern cihazlarla donatmış, 2008 Şubatı’nda butik üretime başlamış. Geziye katılanlar, günde 90 ton yaprak işleyen tesiste, çay üretiminin inceliklerini öğrenecek, çay uzmanı Hamit Vanlı’dan demleme ve tadım bilgisi alacak. (Vanlı’nın ideal çay demleme tarifi: Kalitesiz, tozlu çayı demlenmeden mutlaka soğuk suyla yıkayın. Çay kaliteliyse, çaydanlık ocağa konulmadan, demliğe bir parmak kalınlığında soğuk su ekleyin. Çaydanlıktaki su kaynayınca, demliğe sıcak su alıp yaklaşık 20 - 22 dakika bekleyin. Çayı uzun süre kaynatmayın, kaliteli su kullanın.)
Geziye katılanlar geceyi bulutların üstündeki Ayder Yaylası’nda geçirecek. Bölgenin endemik alabalığını tadacak, ateş başında horon tepecek, sabah rehber eşliğinde dağ yürüyüşüne çıkacak. Ardından Çiftçi Ailesi’nin Haremli Köyü’ndeki bahçesi ziyaret edilip, çay toplanacak. Gezi kurufasulyesiyle ünlü Hüsrev restorandaki yemekle sona erecek.
Sarp yamaçlardaki çay bahçelerine büyük otobüslerle ulaşılamadığı için, gezi küçük gruplara yönelik tasarlandı. 18-19 ve 26-27 Temmuz’daki turlara toplam 30 kişi katılabilecek. Fiyatı, herşey dahil 640 TL. Bilet edinmek için 0800 314 60 60’i arayabilirsiniz.

Serhan YEDİG
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!