Sabancı-Erdoğan tezatı hiç aklımdan çıkmadı

Güncelleme Tarihi:

Sabancı-Erdoğan tezatı hiç aklımdan çıkmadı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2014 01:33

AB Komisyonu’nun eski Türkiye Delegasyonu Başkanı Marc Pierini, Türkiye yıllarını diplomatik kaygılardan uzak ve eğlenceli bir dille kaleme aldı.

Haberin Devamı

‘Türkiye Nereye Gidiyor: Avrupalı Bir Gözlemcinin Notları’ başlıklı kitabı Pierini ilk olarak geçen yıl Fransızca yayımladı. Nazım Hikmet’in “Dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim” dizleriyle başlayan kitapta Marsilyalı Pierini, Türkiye’nin son 7-8 yılına damgasını vuran kritik olay ve süreçlere dair kişisel tanıklıklarına yer vermiş.

Bir büyükelçinin Türkiye’deki ilk en zor anı: Aslanlı Yol travması
Ankara’ya yeni gelen büyükelçi, askerleri Türkçe ‘Merhaba asker’ diyerek selamlar, onlar da hep birlikte ‘Sağ ol’ diyerek cevap verir. Yüz kadar askerin bir ağızdan bağırdığı bu iki kısa hecenin, yabancı ziyaretçiyi gerçek anlamda titrettiğini söyleyebilirim. Güven mektubunun devlet başkanına takdim töreninin ardından Anıtkabir’e çelenk koyma töreni gelir. Aslanlı Yol’da üç askerin ardından ağır adımlarla yürüyüş…Korkutucu bir ayrıntı: Bu yoldaki taşların arası öyle açıktır ki, resmi ziyaretçinin her an ayakkabısını iki taşın arasına sıkıştırma ya da Türkiye’deki gezisinin en resmi anında bileğini burkma tehlikesi vardır. Dolayısıyla böyle komik bir duruma düşmemek için başı önünde ilerlemek durumundadır. Efsaneye göre, tüm bunlar yabancı ziyaretçiye Türklerin atasının mozolesine mütevazı bir tavır dayatmak için planlanmıştır. İnsanın inanası geliyor.

Haberin Devamı

2007’deki 30 Ağustos Resepsiyonu
General karılarının sırt dekoltesi ve muhafazakârları şok eden dans

Davetiyede “resepsiyon kıyafetinin” belirtilmiş olması, başı örtülü hiçbir kadının bulunmayacağı konusunda sessiz bir anlaşma olduğu anlamına geliyor. Lacivert takım elbise giymiş AKP sorumlularının hepsi orada ama yanlarında eşleri yok. Generallerin eşleri ise baş döndürücü sırt dekolteleri olan, uzun elbiseler giymiş. Birdenbire hoparlörlerden bir dans müziği duyuluyor, en rütbeli general ayağa kalkıyor, katı protokol düzenine uygun şekilde diğer generaller de onu izliyor, eşleri ilerliyor. Koltuklarına yapışıp kalan muhafazakâr siyasetçilerin önünde Amerikan ordusu resepsiyonuna yakışır bir şekilde dans etmeye başlıyorlar. Elbette muhafazakâr siyasetçilerin eşleri resepsiyona kabul edilmediği için yerlerinden kalkmamaları anlaşılır ama zaten herkesin önünde eşleriyle dans etmezlerdi. Böylesine gerçeküstü, hem şiddetli hem gülünç bir durum, tek başına dönemin siyasal atmosferini özetlemeye yetiyor.

Haberin Devamı

Anadolu Kaplanı komşularım: Gelsin Aston Martin, gitsin Porsche
Oturduğum binada aynı aşiretten üç ailenin sekiz lüks aracını park ettiği garajda Orta Anadolu’dan gelen ve iktidarı destekleyen Anadolu Kaplanlarının bir örneğini görüyorum. Hızlı bir tahminle, bu araçların değeri bir sanayi işçisinin yaşamı boyu kazandığı maaşa denk olmalı. 2010 yılında bir gün, ‘Anadolu Kaplanları’ndan birinin şoförü benimkine patronunun Porsche 911’inden ayrıldığını anlatıyor. Çünkü bir Aston Martin almış! Birkaç ay sonra bu kişinin kardeşi de herhalde altta kalmamak için kendi Porsche 911’ini bir Ferrari ile değiştiriyor.

Sabancı- Erdoğan tezatı hiç aklımdan çıkmadı
1997’nin sonlarında İstanbul’a yaptığım ilk iş gezisinde tesadüfen ilk akşam yemeğini dönemin büyük işadamlarından laik Türkiye’nin sözcüsü Sakıp Sabancı’yla yedim. Ertesi akşam ise dönemin İstanbul belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yemekteydim. Sabancı bana ülkenin batısından ‘gerçek Türkiye’ olarak söz etti ve Avrupa’nın bu bölgeyle çalışması gerektiğini söyledi. Erdoğan ise İslami ilkelere göre gerçekleştirilecek belediye yönetimi reformlarını anlattı. İkisi arasındaki bu tezat hiç aklımdan çıkmadı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!