Sabahlar bu ikiliye emanet

Güncelleme Tarihi:

Sabahlar bu ikiliye emanet
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2009 00:00

Kanal D’nin sabah kuşağı bugünden itibaren Cem Davran ve Tülin şahin’e emanet. Ekranların en yeni ve en sempatik ikilisi, hafta içi her sabah “Güzel Bir Gün” adlı programla izleyici karşısına çıkacak, hayata dair ne varsa ekrana taşıyacak. şahin ve Davran ile nasıl bir araya geldiklerini ve yeni programlarını konuştuk.

“Güzel Bir Gün” fikri kimden çıktı?  

Cem Davran: Kanal D Genel Müdürü İrfan Şahin’den... Ben bir süredir gündüz kuşağı programı yapmak ve yaşamdan damıttıklarımı bu yolla insanlarla paylaşmak arzusundaydım. Kanal D program ekibi uzun zaman çalışıp emek vererek hayalimdeki programı ortaya çıkarmış. Ne yalan söyleyeyim, “Güzel Bir Gün”ü başkası yapıyor olsaydı çok üzülürdüm.
Tülin şahin: Bu program için teklif geldiğinde şaşırdım, çünkü kariyer planımda böyle bir televizyon programı yoktu. Ancak ırfan şahin’in fikirleri ve televizyon dünyasına bakışı beni çok etkiledi. Aklımda olmayan böyle bir proje de benim için heyecan verici bir hale geldi.

Programın konseptinden biraz bahseder misiniz?          

Cem Davran:
ınsanların hayatını olduğundan daha fazla zorlaştırmadan, hatta mümkün olduğu kadar kolaylaştırarak yaşamı paylaşacağız, konuşacağız. Çeşitli konular ve konuklarla haftanın beş günü eteğimizdeki taşları dökeceğiz. Bunu yaparken anahtar kelimemiz hiç kuşkusuz ‘samimiyet’ olacak. Hayalci bir Pollyanna yöntemiyle değil, gerçekçi bir sağduyu ile bakmaya çalışacağız. Teknik olarak konuklar, konular, sohbetler mantığıyla ilerleyen dinamik bir program olacak.
Tülin şahin: Konsepti ‘hayata umutlu ve mutlu bakabilmek’ diye de özetleyebiliriz. Tabii bundan kastım kötülükleri, acımasızlıkları görmemek değil ama mümkün olduğu kadar her şeye pozitif bakmaya çalışacağız.

ARAMIZDA İŞE YARAR BİR DENGE VAR

Cem Bey, “Programı Tülin şahin ile birlikte sunacaksın” dendiğinde ilk tepkiniz ne oldu?

“Süper fikir, harika olur” dedim. Kendi camiasında son derece kaliteli, başarılı, donanımlı, güzel, akıllı bir hanımefendi Tülin. Yaşlı başlı bir adamla program yapacak olması, kızcağızın şanssızlığı! şaka bir yana, aramızda önemli ve işe yarar bir dengenin olduğunu düşünüyorum. Birbirini tamamlayan, destekleyen, olumlu bir denge bu. Uzun süre ailelerimizden çok birbirimizi göreceğiz. Bu programa başlamama en çok karım sevindi. Yıllardır yanı başında hiç büyümeyen hiperaktif bir çocukla yaşıyor, şimdi biraz kafasını dinleyecek. Tabii bu açıdan bakınca Tülin’e Allah yardım etsin. Gerçi o da az hiperaktif değil ya, neyse... Bir de Tülin çok komik bir karakter. Programı izleyince göreceksiniz...

ÇOCUKKEN BİR ARAYA GELSEK SÜREKLİ KAVGA EDERDİK

Tülin Hanım, sizin ilk tepkiniz ne oldu Cem Bey’le program yapacağınızı öğrendiğinizde?

- Birçok ünlü modacının çekimlerine katıldım, önemli moda başkentlerinde defilelere çıktım. Fakat hayatımda ilk defa böyle bir canlı yayın tecrübesi yaşıyorum. Ben de eşim Mehmet (Özer) ile bunu çok konuştum. ıkimizi de rahatlatan, Cem’in bu konudaki profesyonelliği ve başarısı oldu. Bu yüzden programı Cem ile sunacağım için kendimi oldukça rahat hissediyorum.

Cem Bey, Tülin şahin ile ortak program yapmayı üç kelime ile anlatmanız gerekse, bu kelimeler neler olurdu?

- ‘Güzel’, ‘bir’, ‘gün’. ışte size üç kelime. Ya da isterseniz bunlar da olur; ‘Cem’ ne anlaşılıyorsa, ‘Tülin’ ne anlaşılıyorsa, ‘hayat’ anlayan varsa!

Tülin Hanım, Davran’la program yapmayı üç kelime ile anlatın.

- Güzel bir gün, profesyonellik ve ağabey.

şimdi seçmeli ve boşluk doldurmalı bir sorum var. Çocukken bir araya gelseydiniz nasıl bir ikili olurdunuz?

a) Sürekli kavga ederdik çünkü...
b) Afacan yaramazlar olur ve...
c) Tülin beni döverdi çünkü...
d) Cem’i döverdim çünkü...
e) Hiçbiri çünkü...
f) Hepsi çünkü...

Cem Davran: Bence b şıkkı. Afacan yaramazlar olur ve etrafa enerji saçardık.
Tülin şahin: O zaten ruhumuzda var. Bence a şıkkı. Sürekli kavga ederdik, çünkü ikimiz de konuşmayı çok seviyoruz.

BU BEREKETLİ SOFRA ÇOK İNSANI DOYURACAK

Tüm bu yoğun çalışma temponuz arasında kendiniz için “yapmazsam olmaz” dediğiniz neler var?

Cem Davran: Çocuklarımı görmek, onlara dokunabilmek, uykuda bile olsalar onları izlemek. Bir de kitap okumak.
Tülin şahin: Her sabah mutlaka kocamı öperek uyandırırım, akşam da günün nasıl geçtiğini onunla konuşurum. Bisikletimi de unutmamak lazım. Sahilde bisikletime binmek ya da Mehmet’le sahilde yürüyüş yapmak da olmazsa olmazlarımdan.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Cem Davran: 30 yıldan fazladır insanları selamlıyorum. Bazen tiyatrodan, bazen sinemadan, bazen bir dizi filmden... şimdi de hafta içi her gün “Güzel Bir Gün”den selamlayacağım. Kişisel yolculuğum boyunca kendimi acemi hissettiğim de oldu, usta gibi hissettiğim de. Ama hep samimi olmaya özen gösterdim. “Güzel Bir Gün” projesini çok önemsiyorum ve bu bereketli sofranın çok insanı doyuracağını hissediyorum.
Tülin şahin: Cem’e katılıyorum.

ÇOK SAĞLAM BİR FREKANS YAKALADIK

Bu ikili nasıl bir araya geldi?

Cem Davran: Bu ikiliyi de ırfan şahin bir araya getirdi. Tülin’le daha önce kayda değer bir tanışıklığımız yoktu. Ne yalan söyleyeyim; aklıma da hiç gelmemişti. Zaman içinde anladım ki, bazı şeyleri düşünebilmek için bile uzman olmak gerekiyor. Tülin’le çalışmaya başladığımız andan itibaren çok sağlam bir frekans yakaladık. Umarım yıllarca aynı dalga boyunda devam ederiz.
Tülin şahin: Tanışıklığımız hiçbir dönem çok samimi boyutta olmadı. Ama ben bu tip birlikteliklerin daha başarılı sonuçlar verdiğine inanıyorum. Son iki aydır beraber geçirdiğimiz günlerde de, hayata aynı noktadan baktığımızı fark ettim.

GÜZEL BİR GÜNE NASIL BAŞLARIZ      

Güzel bir güne başlamak için siz neler yaparsınız?

Cem Davran:
Ben sabahı önemserim. Yaşamak için günün doğmasını yeterli kanıt sayarım. Yakınımdaki insanlar çok iyi bilir, güne güzel başlamak için elimden geleni yapar, genelde de başarılı olurum. Yakın zamanda kendi adıma açtığım bir internet sitesi var. Orada sürekli dostlarım dediğim paylaşımcılara güne, haftaya, hatta her saniyeye umutla başlamalarını salık veririm. Yaşamı armağan sayanlardanım. şükretmeyi önemserim, mümkünse her sabah şükrederim. Hem de her şey için. Özellikle de sahip olduklarım için.
Tülin şahin: Benim için en güzel sabah Mehmet’in öpücüğü ile uyandığım sabahtır. ıkimiz mutlaka dört başı mamur bir kahvaltı yaparız. Ondan sonra da hayat ve ıstanbul koşuşturmacasına kendimizi bırakırız.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!