Güncelleme Tarihi:
Hülya Baygın’ın ilk romanı Şehzade’nin ardından yeni romanı Saatler Susunca Imlec Kitap’tan çıktı. Psikiyatride dramatik birer başlık olan mitomani yani yalan söyleme hastalığı ve bir annenin oğluna hastalık derecesinde bağlılığı üzerine kurgulanan Saatler Susunca Alfa dağıtım aracılığıyla kitabevi raflarındaki yerini aldı.
Şu ana kadar Türkiye’de hiç anlatılmamış ve çok sayıda insanın hayatını etkileyen yalan söyleme hastalığını roman diliyle gündeme getiren Hülya Baygın, evliliklere ve aşka farklı bir bakış açısı getiriyor. Bu romanın sayfalarını çevirdikçe sevgiliniz ya da eşinizde yalan söyleme hastalığının olup olmadığını düşünmeden edemeyeceksiniz. .
Aşığının aslında ruhen hasta olduğunu kim kabul etmek ister kolayca? Kendimin tedaviye ihtiyacı olduğuna inanırım da büyük aşkımın hasta olduğuna inanamam ben. Ne zor şeymiş kendi aşkını harcamak!”
Evliliğimiz Pisa Kulesi gibi yana doğru eğilmeye devam ediyor ve kulenin ağırlığını çekebilecek kuş tüyünü ben hala bulup yerleştiremedim yerine. Bazen ufacık bir şey kocaman bir şeyi kurtarmaz mı?
Yazar Hülya Baygın bu romanında evlilikleri, aşkı, dini, siyaseti yitip giden zaman kavramı ekseninde ele alırken sadakati sorguluyor.
“Kalbinde hangisine sadakat duyduğuna hükmedeceğiz peki? Tıp yetersiz mi kalacak bunu teşhis etmekte? Sevgilisini hiç sevmiyor mu? Yoksa karısını mı seviyor başından beri ne kadar inkâr etse de? Açıklaması ne olabilir sevgilisini aldatırken kendini kötü hissetmemesinin?”
Yazar herkesin hayatında ruhundaki saatlerin sustuğu bir an vardır diyor ve okuru o “an”a davet ediyor.
Birilerinin saatleri birileri tarafından sürekli eritilmeden ömre sahip çıkma romanıdır bu roman.