Cahit AKYOL
Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2011 00:00
Saat dünyasının kalbinin attığı İsviçre’nin Cenevre kentinde geçtiğimiz günlerde Time Exhibition adında saat fuarı düzenlendi. saat tutkunlayrıyla İsviçreli üreticileri bir araya getiren fuarda Türkiye’yi temsil eden tek kişi ise, İstanbullu Ermeni mücevher ustası Bedros Tanışman’dı. Tanışman’ın fiyatları 48-293 bin lira arasında değişen İznik, Carrousel Fantasia ve İstanbul adını taşıyan saatleri fuarın gözdeleri arasındaydı
Bedros Tanışman Ermeni asıllı bir Türk vatandaşı. 52 yaşında. İstanbullu. Mesleği sorulduğunda “Saatçi ve sadekarım” diyor. Kuyumculuk dilinde kıymetli taşların üzerine oturacağı alt gövdeyi yapan usta olarak tanımlanıyor sadekarlık. Bedros Bey mücevher saatler üreten bir sanatçı aslında. Mesleğinde üstat mertebesinde. Çünkü bu işi, konusunda üniversite gibi sayılan Kapalıçarşı Çuhaçı Han’da öğrenmiş. Küçük yaşta atılmış hayata: 13 yaşında getir götür işleriyle başlamış bir kuyumcunun yanında.
Sonra çıraklık derken, 17 yaşında usta olmuş mıhlama konusunda. Usta olunca da kendine güveni gelmiş ve “Yeter artık! Başkasının yanında çalışarak onlara para kazandırmam” diyerek kendi atölyesini açmış. Bir anda rakip olmuş yılların ustalarına ama azmi, becerisi, çalışkanlığıyla oturtmuş tezgahını ve çok sayıda müşteri kazanmış.
İLK MÜŞTERİLER ARKADAŞLARI
Tanışman o günleri hiç unutmuyor hatta anlatırken de gözleri uzaklara dalıp gidiyor; “Babam tesisatçıydı. İlkokuldayken babamın dükkânına uğrar, bir şeyler öğrenmeye çalışırdım. Dükkândaki malzemelerle madeni paralara eğip şekil verirdim. Altlarına halka lehimle yüzük yapardım. Sonra bunları arkadaşlarıma satardım. Babamın verdiği harçlıklardan fazla para kazandığım oluyordu. Bu yeteneğim ailemin dikkatini çekti. Kapalıçarşı’daki kuyumcunun yanına beni çırak olarak verdiler.”
“Üretken ve çalışkan olduğu için müşterilerim de beni çok severdi” diyerek gururla anlatıyor yaşam öyküsünü Bedros Usta: “Bu nedenle mesleğimde çok çabuk ilerledim. İsviçre’ye ihraç edilmek üzere eski Fransız stilinde takılar tasarlıyordum. Bunlar yabancıların dikkatini çekmiş. 1983 yılında Cartier’den iş teklifi aldım. Kalktım gittim İsviçre’ye yerleştim. Saati ve saat tasarımını burada öğrendim. Kapalıçarşı’da öğrendiklerimle, İsviçre’de öğrendiklerimi birleştirerek, altı yıl bu şirkette çalıştım. Sonra kendi tasarımlarımı hayata geçirmek için oradan da ayrıldım. Tasarım ve üretim şirketimi 2000 yılında kurdum”.
2008’de doğru zamanın geldiğine inandı ve Peter Tanisman adıyla kendi markasını kurdu: “
Sinema dünyasından petrol krallarına, çok ünlü futbolculardan dünya jet sosyetesine kadar özel tasarımlar yaptığım birçok kişi var. Koleksiyonumuza dâhil ettiğimiz yeni modellerimizle birlikte dünyada lüks tüketimin yaygın olduğu ülkelerde butikler açarak, Peter Tanisman markasını daha ulaşılabilir kılmaya çalışıyorum. İlk koleksiyonum olan Carrousel, İsviçre’de girdiği ilk yarışmada dünyanın en iyi 10 saat tasarımından biri seçildi. Bu başarı, markama büyük bir prestij kattı. Tüm modellerden 50 adetten fazla üretmiyorum. Bu, şirketimizin bir kuralı. Ama çok özel olsun isteyenler için de o modelden sadece tek bir saat bile yapıyoruz” diyor.
ALT LİMİT 48 BİN DOLARTanışman saati bir tutku, bir yaşam tarzı olarak yorumluyor: “Sadece zamanı gösteren bir makine yapmıyorum ben. Her modelim, sonraki jenerasyonlara miras bırakılabilecek özelliklere sahip. Bu özelliğiyle hemen her ülkeden, her yaş gurubundan farkı insanlar markamıza ilgi gösteriyor. Dünyanın her yerinden saat tutkunu müşterilerimiz, genelde İsviçre’ye gelerek, bizzat satın alıyor ürünlerimizi. Bunun yanında Avrupa, Ortadoğu ve Amerika’da satışlarımız mevcut. Saatlerimin fiyatlarında üst limit yok. Çünkü müşterinin talebinin sınırı yok. Ama alt limitimiz belli. Fiyatlarımız 48 bin liradan başlıyor” diyor.
Tanisman markası olarak, İznik Çinileri ile bezenmiş yeni bir koleksiyon da hazırladığını anlatıyor Bedros Bey: “İznik çini sanatıyla taçlandırılmış bir koleksiyon hazırlamak, mesleğimdeki en büyük arzularımdan biriydi. Yaptığım yüzlerce denemede çok büyük hayal kırıklıkları yaşadım. Fırınlama sırasında eriyen, kararan veya şekli bozulan altınlar, tutturulması neredeyse sır olan renkleri tutturmak bile aylarımı aldı. Ama kesin bir kusursuzluğa ulaştım. Tarih ve kültürümüzün bu nadide örneklerini saatlerimizde kullanmak, hem büyük bir gurur, hem de anlatılamayacak kadar büyük bir haz oldu benim için.
MÜCEVHER GİBİ SAATLER
CARRUSEL FANTASIA: Saatte 1.64 karatlık 178 mücevher var. Kadranın içinde yedi kanal bulunuyor. Bu kanalların içinde de saat sallandıkça hareket eden 49 taş yer alıyor. Bazı modellerde bu taşlar pırlanta, zümrüt ve yakut. Fiyatı ise 175 bin İsviçre Frangı (Yaklaşık 293 bin lira). Sadece pırlantalı olanı ‘1001 Gece’ olarak adlandırılıyor. Fiyatı 149 bin İsviçre Frangı (yaklaşık 259 bin lira)
CARRUSEL İZNİK: Zemini iznik çinisi. Üzerinde 1.90 karatlık 62 adet pırlanta var. 3 adet üretildi. Fiyatı 48 bin İsviçre Frangı (yaklaşık 80 bin lira).
İSTANBUL: Mavi kadranlı erkek saati 29 bin İsviçre Frangı (yaklaşık 48 bin lira)