Rüyamda olacakları görüyorum

Güncelleme Tarihi:

Rüyamda olacakları görüyorum
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 19, 2007 00:00

Geçtiğimiz günlerde "Biriciğim’e" adlı yeni albümünü piyasaya çıkaran Kayahan, "Nasıl Ayrılacağız" şarkısıyla herkesi gözyaşlarına boğdu. Şarkısında, yıllarca mutlu yaşadıktan sonra ölümün ayırdığı bir çifti anlatan ünlü sanatçı, ölümsüz aşkları sevdiğini belirtti ve şaşırtıcı bir açıklamada bulundu: "Ben olacakları önceden rüyamda görüyorum!"

Haberin Devamı

"Nasıl Ayrılacağız" şarkınızda ölümden söz ediyorsunuz. Sözleri çok etkiledi beni...
- Çünkü o ÅŸarkıda gündelik, yıpratılmış sevgiler ve iliÅŸkilerden söz etmiyorum. Ölümsüz aÅŸklar bana iyi geliyor. O aÅŸkları seviyorum ben. Orada, bütün hayatları düzgün geçmiÅŸ bir çiftin, Allah’ın emri ile ayrılmasından söz ediyorum. Bu, ÅŸimdiye kadar iÅŸlenmiÅŸ bir konu deÄŸildir. Hatta bunun bir de müzikalini yapmayı düşünüyorum...Â

Çalışmalara başladınız mı?
- Yıllarca bunu yapmak istedim, hiç vaktim olmadı. Ama şimdi vaktim var. Türkiye’de "Keşanlı Ali Destanı"na çok önem veririm. Çok ciddi bir müzikaldir. Bu kadar ciddi bir müzikal hazırlayabilmem için, bana en az 4-5 yıl gerekli. Bu çok emek isteyen bir iş. Bunu yaparsam, çok önemli bir şeye hizmet edeceğimi düşünüyorum.

Neye hizmet edeceksiniz?

/images/100/0x0/55ea269cf018fbb8f86e5397

- Biz, insanlara gerçek sevgiyi yaşatmaya çalışıyoruz. Mesela bir önceki albümümden itibaren İpek Hanım ve kızım Aslı Gönül’le birlikte görünüyorum. Bunun sebebi şudur; insanların günübirlik yaşamlardan çok, aileye özlem duymasını sağlamak... Kaşına, gözüne, boyuna ya da başka imkanlara dayalı ilişkiler, insani boyutu aşıp, şeytani boyutlara gitmeye başlar. Büyük şehirlerde durum böyle ama Türkiye’nin yüzde 90’ı böyle değil. Aksi halde biz yaptığımız bu şarkıları dinleyecek insan bulamazdık.

40 yıllık meslek hayatınızda ilk defa ölümle gelen ayrılığı ifade ediyorsunuz. Bu durumun yaşla bir ilgisi var mı?
- 1990 ve 2000 yıllarında çok ciddi hastalıklar geçirdim. O zaman aklıma ölüm hiç düşmemişti. Şimdi düşmüş... Bir şeyle karşılaşmışım, bir resim görmüşüm, bir yaprak yere düşmüş ya da arkadaşım Kerem İlter’i, arkadaşım Yener Süsoy’u, eşimin babaannesini bu dünyadan mezun etmişimdir. Bir şey olmuştur yani. Ben de hissettiklerimi samimi olarak anlatmışımdır.

Albümde hayatla dalga geçen şarkı da var, o da "Hayal Adası"... "Biraz da yaşasak" diyorsunuz... Yaşamak adına özlemleriniz mi var?
- Evet, o şarkı hayatla dalga geçiyor. Ancak ben orada yazılan "Güneş doğarken uyusak, akşam olunca uyansak" şeklinde yaşamaktan vazgeçtim. Yaklaşık 40 yıl böyle yaşadım. Ama Aslı Gönül okula başladıktan sonra bundan vazgeçtim. Çünkü onu okula yolcu edebilmek için 08.30’da kalkmam gerekiyordu. 08.30’da kalkabilmem için de en geç gece 12.00’de yatmam gerekiyordu. Ve öyle yapmaya başladım. Şimdi yaşamaya başladım. Diğeri insanı yıpratıyor. Ben böyle düzenli yaşamaya başladığımdan beri hiçbir şey yapmadan 12 kilo verdim.

MAZOŞİST BİR HAYAT BU

Albümün adı "Biriciğim’e"... Peki kim bu biricik?

- Herkesin hayatında bir biriciği vardır. Bu albüm, o biriciklere hediye edilsin istedik. Biriciğim’e, 13’e tamamlanmıştır. Biriciğim’e 10 harftir, arkasında da üç nokta vardır. 13, benim uğurlu sayımdır. Her plağımda bu 13 meselesini mutlaka işlerim. Benim ise biriciğim değil, biriciklerim var. Kiminle konuşuyorsam, o benim biriciğimdir. Bu kızım Beste olabilir, Aslı Gönül olabilir, karım olabilir. 

O kadar planlı programlı yaşıyorsunuz ki, hiç sıkılmıyor musunuz?
- Bu benim yaşam biçimim olduğu için tam tersine bundan zevk alıyorum. Yani bir anlamda mazoşist bir hayat bu. Benim her şeyim matematiktir. Hayatın içinde bir şey öğrenilmeden geçen gün, benim için boştur. 

Ya eÄŸlenmek... EÄŸlenmeyi sevmez misiniz?
- Benim eşim iyi bir şarkıcı olmak istiyor. Onun bu duygusu benim için çok önemli. O zaman ona bir hizmet vermem gerek. Ben bu ülkede doğru duyguları anlatmaya devam etmek istiyorum. O zaman benim dersim var. İyi bir çocuk yetiştirmek istiyoruz. Namerde muhtaç olmak istemiyoruz. Bir de böyle bir dersimiz var. Yani ev ödevimiz çok. O yüzden evden çıkamıyoruz. Vur patlasın, çal oynasınlar olmaz mı, oluyor. Aslı Gönül’ün doğum günü oluyor mesela. O gece bitince, ertesi gün normal hayata dönüyoruz. 

Ama bir şey daha dikkatimi çekti, Aslı Gönül sizi çok enerjik yapmış.
- Aslı Gönül, babasının emekli şarkıcı, besteci olmadığını görsün diye yapıyoruz bunları. Bir de şundan dolayı; geceleri geç yatınca, içki içiyorsunuz. Ben şu sıralar içki içmiyorum, hemen hemen bıraktım. 10 günde bir, bir bardak içiyorum. Şimdi sigarayı da bırakmak istiyorum. Eminim bıraktıktan sonra kendimi daha da iyi hissedeceğim.

GELECEĞİ HİSSETMEK HUZURSUZ ETMİYOR

Haberin Devamı

Olacakları rüyanızda gördüğünüzü duydum, bu doğru mu Kayahan Bey?
- Evet... Olacak her şeyi rüyamda gördüm. İyileri de kötüleri de görürüm. Ve bugüne kadar gördüklerimin de hepsi çıktı. Mesela Raks’ın Yönetim Kurulu Başkanı Kadri Önel’i bir gece rüyamda gördüm. Kadri Bey motosiklete binmeyi severdi. Rüyamda da kaza geçirdiğini gördüm ve kendisini arayıp "Kadri Bey bugün sakın motosiklete binmeyin, kaza geçireceksiniz" dedim. Beni dinlemedi ve motosikletine bindi. O gün kaza geçirdi ve altı ay yürüyemedi. Doktorlar Aslı Gönül’ün erkek olacağını söylediler. Ama ben rüyamda kız olduğunu gördüm ve kızımız oldu. 1990 yılında ciddi bir hastalık geçirdim, bu hastalığı geçirdikten sonra 2000 yılında tekrar aynı hastalık ortaya çıktı. İkisinin de patoloji raporlarının tarihi aynı güne denk geldi. Dört kez ameliyat olacağımı gördüm, dört kez ameliyat oldum. Rahmetli Yaşar Kekava’nın öleceğini gördüm, aramak istedim. Bir şeyler oldu ve telefonu kaldırıp onu arayacağım sırada bana Yaşar’ın öldürüldüğü haberi geldi. Bana yapılmış kötülükleri de rüyamda gördüm... Buna benzer çok fazla şeyi hissettim.

Rüyamda olacakları görüyorum
Bu sizi huzursuz ediyor mu?
- Hayır, hiç etmiyor. Ben bunun bir şans olduğunu düşünüyorum. Mesela bu albüm de başarılı olacak. Onun da rüyasını gördüm.

Albüm satışları çok mu önemli sizin için?
- Satmadı denilirse üzülürüm tabii... Çok satmak, az satmak meselesi kazançla ilgili değildir. Siz ne kadar kişiyi temsil ediyorsunuz, buna bakarsınız. Ama satmadı, 50 bin sattı derken onlar benim dinleyicimi üzüyorlar. Onlar da kendi kendilerine demek ki 50 bin kişi kaldık diyorlar.

Nilüfer Hanım’ın şarkılarınızı izinsiz okumasını istemiyorsunuz. Aranızdaki sorun nedir Kayahan Bey?
- Ben hayatta verilen sözleri çok fazla önemserim. Sözünden dönenleri de çok sevmem. Burada bazı sözlerden dönülmüştür, hepsi bu kadar. Bu ne maddidir ne de başka bir şeydir. Bizim kırıldığımız noktalar farklıdır. Nilüfer Hanım’ı hálá çok seviyoruz. Dualarımız onunladır. Ama kalbimiz kırıktır. Haricinde de mahkemenin koyduğu yasak falan yok. İki mahkeme de Nilüfer Hanım’ın bu şarkıları izinsiz okuduğunu söyledi. Hálá mahkeme aynı şeyi söylüyor. Yani "izinsiz söyleyemezsiniz" diyor... Demek ki gelip izin alması gerek. Mesele budur. Onun ısrarı ise izin almadan söylemek. Ona cevabım şöyle; izin almadan yaptığınız şey size helal olmaz...

EUROVISION CİDDİ BİR YARIŞMA DEĞİL

Haberin Devamı

Eurovision’da teraziler değişti. GSM ile oy atılması şimdi kaderi daha çok etkiliyor. O yüzden Türkiye’nin yükselişi var. Ben Türkiye’yi Eurovision’da temsil ettim. Bir kere Eurovision ciddi bir yarışma değildir. Size oy veren ülkelerle müzik olarak, dil olarak, din olarak aynı kültürde değilsiniz. Eğer Eurovision bize göre bir şarkı yarışması olsaydı, çoktan AB’nin içinde olurduk. Bizler farklı insanlarız. Onlar da farklı. Ya onlar gibi olup şarlatanlık yapacağız ya da biz gibi olup Türkiye için şarkı yazacağız. 17 yıl geçti, "Gözlerinin Hapsindeyim" şarkısı hálá söyleniyor.

Her gece yatmadan önce 10 dakika dua ederim. Dualarımın arasında Nilüfer Hanım, hasta annesi ve çocuğu da vardır. Ülkem için de dua ederim. Çok güzel bir vatanımız var. Bizim bozulmaya hakkımız yok! Bizim aklımızı başımıza almamız, toparlanmamız gerek. Doğru yolu bulmamız gerek. Doğru yol da köklerimizden kopmadan, yeni dallar vermek meselesidir. Kökü kopmuşun, dalı olmaz. Biz köklerimizden, bayrağımızdan, dilimizden koparılmaya çalışılıyoruz. Dilimize İngilizce, Fransızca kelimeler katılarak bambaşka hale getirilmek isteniyoruz, ki bu da bilerek yapılıyor. Bu soğuk savaşın ta kendisidir. Ama Türkiye, her zaman Türkiye’dir. Kimse bizim bileğimizi kolay kolay bükemez.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!