Güncelleme Tarihi:
“Rüyalar Kızı” single’ını geçen hafta çıkardınız, dijital ortamda ilgi nasıl?
- Bir haftasını bitirmeden en çok indirlenlerde 16’ncı sıraya yükseldi. Dinlenme 80 bini aştı. Saat başı ortalama 1000’le gidiyor. Ben de sürekli sayfa açık, heyecanla takip ediyorum.
Sizden yeni bir albüm beklentimiz vardı ama single yaptınız. Albüm için daha çok bekleyecek miyiz?
- Sanmam... Bahara inşallah. Baharı bekleyemeyeceğim dediğim için önce single çıktı ya zaten. Aslında bu da daha erken çıkacaktı, kasım ayına niyetlenmiştim ama olmadı.
Ne oldu da sarktı tarih?
- Ses tellerimden ikinci kez ameliyat oldum, o yüzden süreç uzadı.
İlk albümden sonra topuğunuzu kırmıştınız, bu single öncesi de ameliyat masasına yatmışsınız. Nazar mıdır bu acaba? İnanır mısınız öyle şeylere?
- Ne oluyor böyle, ben de bilmiyorum hakikaten. Neyse oldu bitti maşallah şeklinde bakıyorum artık olaylara.
“Kirli” albümünüzden sonra yaşadığınız o şansızlık yüzünden mi son yıllarda oyunculuğa ağırlık verdiniz?
- Yok, yeni bir şeyler yapmak istiyordum, sebep buydu. Açıkçası rüzgarım biraz sönmüştü.
Rüzgarınız neden söndü ki?
- Her şey çok güzel başlamıştı, ama topuk kırılınca bayağı durdum. Psikolojik olarak da etkilendim. İçime kapandım. Sonra da bunu kurcalamayayım artık, yeni bir şey yapayım dedim.
Toparlanma süreci nasıl geçti?
- 2010 yazında kendimi albüm hazırlığına kapatmak için gittim, dördüncü gününde de Avea seninle ilgileniyor diye telefon geldi. Albüm çıkana kadar zaten cast direktörlüğü yapıyordum, daha önce de reklam filmlerinde oynamıştım. Ben de durumla kavga etmedim, bu böyle gitsin dedim.
ERGENLİKTE SAĞA SOLA ÇOK SALDIRDIM
İlk albümünüzü yapmak için kaç sene beklemiştiniz?
- Bir ömür bekledim sanki, bana öyle geliyor.
Bir ömür beklediğiniz albüm, tam anlamıyla istediğiniz gibi oldu mu?
- Olmadı... Prodüksiyon olarak zayıftı. Amfi bile kullanmadım. Bütün söz, müzik, düzenleme ve enstrümanlar bana ait, dolayısıyla her notasından sorumluyum, o anlamda içime sindi. Ama sonrası istediğim gibi olmadı. Üzerinden dört sene geçmiş olmasına rağmen “Belki”yi hâlâ yeni şarkıymış gibi dinleyenler var.
Oyunculuk, müzik, karikatür, dans... Şu anda hangisi ne kadar yer kaplıyor hayatınızda?
- Ergenlikte sağa sola saldırmışlığım çok. Karikatürdü, danstı falan... Ama şimdi sadece müzik ve oyunculuk var. İkisi de ciddi mesai gerektiriyor. Oyunculuğun köşeleri belli ama müzik benim işim. Söz konusu müzikse, benim mesaim 24 saat.
“Kirli”yi çıkardıktan sonra “Kendimi kirli hissettiğim bir dönemdi” dediniz. “Rüyalar Kızı”nda nasıl bir dönemden geçiyorsunuz?
- O daha çok kirliliği kabul ettiğim bir dönemdi aslında... “Rüyalar Kızı”na gelince... Aslında o belli biri değil.
Ne peki?
- Hepimizin halihazırda bulup bulup kaybettiği bir sürü şey olabilir.
Sizin kaybettiğinize üzüldüğünüz şey nedir?
- Bir sürü şey, olaylar, insanlar... Hayatı güzel yaşamanın formülü hayatı bizim bildiğimiz ve ezberlediğimizden daha farklı şekilde değerlendirmek galiba.
Siz bu formüle tamamen uyabiliyor musunuz?
- Tabii ki hayır. Çünkü geri kalan altı milyon kişinin de aynı şeyi hissetmesi lazım.
ÖYLE SERSERİ BİR HAYATIM YOK
Siz rüyalar kızını bulabildiniz mi?
- Rüyalar kızını hiçbir erkek, rüyalar erkeğini de hiçbir kadın bulamaz. Çocukça davranmamayı seçip, aşkın getirdiği o çılgınlık dönemini atlatıp uzlaşmak en büyük rüya olacaktır diye tahmin ediyorum.
Peki bu şarkının klip hikayesi nasıl çıktı?
- Aslında ben ve benim gibi çocuklar için bir parodi olsun dedim. Çok öyle serseri bir hayatım yok ama hep aramızda şakalaşırız. Ben de bekarım, yakın arkadaşlarım da bekar, dolayısıyla arkadaşlarımız arasında şakayla karışık konuşuyoruz, böyle yaşlanırsak ne olur falan diye. Hayatı böyle ıskalamaya devam edersek, işin özüne odaklanmayıp, genelgeçer şeylerle geçerse hayat ne olur diye düşününce aklıma böyle bir klip geldi. Zaten şarkı da özetle hayatta ıskalanmış şeyleri anlatıyor ya, bu uyar diye düşündüm.
Klipte “baba” dediğiniz Mustafa Alabora’nın yer alması nasıl oldu?
- Mustafa babayı hem çok severim hem de fizyolojik olarak kendimi ona benzetiyorum. Yaşlansam öyle olurum gibi. Ne şarkıyı ne de klibi biliyordu. Klibin yönetmeni aynı zamanda Autonomy Film’in sahibi Berent’i (Baytekin) aradım. Ona anlattım ve inanılmaz bir senaryo ortaya çıkardı. Sonra da Mustafa babayı aldım, Autonomy’ye götürüp şarkıyı dinlettim, sonra klibi anlattık. “Tamam, oynarım” dedi.
“İNSANLAR ALEMİ” BENSİZ DEVAM EDECEK
“İnsanlar Alemi” devam edecekmiş, siz de var mısınız?
- Devam edecek ama bensiz... Bu sene televizyon düşünmüyorum, bitirmekle yükümlü olduğum bir albümüm var. Onu çıkarıp turne yapmak niyetindeyim. Sinema filmi yapacağım ama.
Belli mi ayrıntıları filmin?
- Yok. Senaryo çok geliyor ama “haydi yapıyoruz” gibi bir durum olmadı. Ben de ucundan köşesinden film maker sayılırım. Aklımda bir şeyler var, bu sene yapmak istiyorum.
Senaryo mu yazıyorsunuz?
- Yok, notlar alıyorum. Bir gün mutlaka yazarım, geri kalmam. Yazmakla da çekmekle de ilgili düşüncelerim var, illa ki yapacağım.
KENDİ AİLEMİN ŞOVMENİYİM
İlkokulda her çocuk bir meslek belirler ya kendisine, sizinki neydi?
- Kendimi bildim bileli ne yapacağımı biliyordum aslında. Bunun müzik olmasında da Michael Jackson’ın payı vardır. İlkokulda hoca bir gün sormuştu hepimize ne olmak istediğimizi, ben “artist olacağım” demiştim. Herkes gülünce sinirlenmiştim. Aslında kendi ailemin artistiydim bir nevi. Erken konuşmaya başladım, 1 yaşımda konuşuyordum. Biz kalabalık bir aileyiz, altı kardeşiz. Ben en küçüğüm ve diğer kardeşlerin ısrarlarıyla yapılmışım. Kendi ailemin şovmeniyim, doğduğumdan beri sahnedeyim aslında.
Michael Jackson’dan söz ettiniz... Siz de onun danslarını taklit eder miydiniz?
- Yapmaz mıyım? Dünya kadar para kazandım hatta bu işten, o kadar iyiydim. Ergenlikte, yani 13-19 yaş arası çok dans ettim. Her gün istisnasız üç saat... Sonra peruklar ve kostümler devreye girdi, para karşılığında gösteri yapmaya başladım. Düzenlenen partilerde Michael Jackson şovu yapıyordum yaptım.
Hâlâ dans ediyor musunuz?
- Yok, epeydir dans etmiyorum.