Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2005 00:00
KELİMENİN tanımını kavramak için Frenkçe lûgat parçalamış olmak gerekmiyor.Adı üstünde, el yordamıyla bile olsa ‘realpolitik’in anlamını hemen herkes kestirir.Otto von Bismarck’ın icad ettiği ve esas olarak diplomatik sözlükte kullanılan deyim, siyasette, özellikle de uluslararası siyasette gerçekçiliği temel alan bir uygulamayı yansıtır.Başka bir deyişle, ‘etik’ ve ‘dürüstlük’’ gibi erdemler geri planda kalır.Çıkarcı ilişki, esnek pragmatizm, hattá kıvırtmacı oportünizm belirleyicilik kazanır.Özetle, ‘realpolitik’ öyle sütten çıkmış ak kaşık bir ‘ahlákiyat’la bağdaşmaz.* * *FAKAT aslına bakarsanız, 19. Yüzyıl Prusya devlet adamından dört asır önce, ünlü Machiavelli bir o kadar ünlü ‘Prens’ kitabında ‘realpolitik’i de çok gerilerde bırakmıştır.‘Akıldáne’ burada efendisine, ‘riyakárlık ve düzenbazlık’ yöntemini vaaz eder. Nitekim, artık ‘gerçekçilik’ sınırı da aşıp ‘alçaklık’ raddesine ulaşan siyasetlere yine uluslararası lûgatte, Floransalı’nın ismine atfen ‘makyavelizm’ adı verilir.Modern zamanlar ‘makyavelizm’inde ise kimse komünistlerin eline su dökemez.‘Amaç her şeydir, araç hiçbir şey’ şiarını benimseyerek Machiavelli hayranlığını defalarca beyan etmiş bir Lenin’in takipçisi Stalin değil midir ki, namussuzluk derecesini, 1939’da Hitler’le gerdeğe girerek Avrupa’yı satmaya ve paylaşmaya vardırmıştır?Saymakla bitmez ‘kızıl makyavelizm’ örneklerini, dün Apo’yla kolkola gerilla teftiş eden ve ‘işgále nihayet, Kıbrıs’a hürriyet’ diyen bizim ‘Karanlıkçı Maocu’ kopillerin bugün hiç utanmadan en hızlı ‘ulusalcı’ ve ‘Denktaşçı’ kesilmeleriyle de süsleyebiliriz O halde tekrarlıyorum, diplomatik ilişkilerin ‘realpolitik’i pek ‘ahláki’ ve ‘dürüst’ değildir ama, ‘makyavelizm’ resmen ‘rikakárlığa’ ve ‘şerefsizliğe’ tekabül eder.* * *RUSYA’yla ilişkilerimizde de yukarıdaki iki varyanttan ancak ilkini seçebiliriz.İktisadi çıkar gözeten, jeo - stratejik saha kollayan, iyi komşuluk samimiyeti koruyan ‘realpolik’ bir devletlerarası diplomasiyi tabii ki uygulamak zorundayız. Tartışılmaz dahi?Ancaak, işte o kadar! Ötesine, yani, işi her herzeyi yiyip yutmaya ve laubalilik derecesini al takke ver küláh olmaya vardıran bir ‘makyavelizm’e, bizzat Puşkin dilini kullanarak baştan ‘niet’ diyelim!Ve de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Moskova temasları sırasında Vladimir Putin’le arasında esen ‘sıcak hava’nın gazına gelip, ismi hálá kızılmış veya değilmiş hiç farketmez, Kızıl Meydan’da hep esen ve daha çok esecek olan zemheri rüzgára kapılmayalım. Ayazda zatürreye yakalanıp iki seksen yatağa uzanırız ki, hekim başımıza üşüşür. * * *ÇÜNKÜ, Kremlin’le her gerçekçi ilişkiyi dahi aslında ‘realpolik’ sınırlarını zorlar. Zira, dediğim gibi, kızıl veya değil Rusya, Rusya’dır; hele hele otokratik yayılmacılığa tekrar tornistan eden sabık gizli servis subayı Putin’li Rusya daha da bir Rusya’dır.Mağdur Çeçen halkına zulmetmekten, Ukrayna’daki demokrasi güçlerine ‘sopa sallamaya’, Moskova’nın ‘tekin’ olmadığı ve yakında da olamayacağı göz çıkartmaktadır.BM’deki vetosuyla Kıbrıs uzlaşmasına çomak sokmuş tek devlet Rusya’nın şimdi aynı Vladimir Putin’in ağzından ‘çözümcü’ (!) kesilmesini ise yalnız benim küláhım yutar.Bunun da Kremlin açısından ‘realpolitik’ bir ‘havuç’ olduğunu ancak körler ıskalar.Rusya’yla ‘realpolitik’ ilişkiye evet, ‘makyavelist’ riyakárlığa ‘n-i-e-t’!
button