Güncelleme Tarihi:
Yorgo Benlisoy, Ana Maria Aslanoğlu, Marilena Leana, Stefo Benlisoy, Foti Benlisoy, Haris Theodorelis-Rigas ve Seçkin Erdi olmak üzere yedi kişi bir araya geldik. Fakat, sohbet ettiğimiz, resmi olarak öyle bir tanımı olmasa da danışma kurulu diyebileceğimiz daha geniş çevremiz de var elbette. Bu açıdan baktığımız zaman İstos’un kelime anlamını yerine getirmeye çalışıyoruz. İstos, eski anlamıyla ‘balıkçı ağı’ demek, teknolojik anlamda da network, yani ağ anlamına geliyor. Biz de burada, bilhassa yayıncılık üzerinden bu ağı gerçek kılmak için buradayız. Kendi editörü, çevirmeni, yazarı, yayın kurulu, danışmanı, sayfa sekreteri vesaireyle kendi ağını örüp ürünleri bu ağ nezdinde ulaşılabilir kılmak arzusundayız. Çok kültürlü olduğuna inandığımız, bunu bildiğimiz ve okuduğumuz, Türkiye’nin çok kültürlü yayın hayatında yeni bir ses olarak bir şeyler yapma niyetindeyiz.
BELKİ DE BİR MUCİZE
Bu ekibin bir araya gelmesi, tamamen kaderin bir cilvesi. Aslında bu işi faaliyete geçirmek bir yana, hayâl edebilecek kişi sayısı bile çok azdır. Bu hayali kuran insanların birbirini bulması da bir mucize belki de... Yunancadan Türkçeye ve Türkçeden Yunancaya çeviri yapabilen insan sayısı bile çok az ve bunu bir yayıncılık faaliyetine çevirmek biraz niş veya butik diyebileceğimiz bir yayıncılık anlayışı. Buna cesaret edebilecek kişilerin bir araya gelmesi de bu kaderin cilvesinin en güzel örneği. Hepimiz uzaktan, yakından birbirimizi zaten tanıyorduk. Tek tek birbirimize sorduğumuz soruyu, ekibi oluşturup cevabı birlikte aradığımızda şekillendi her şey. Bir kitap var bunu yayınlayamaz mıyız, bu yazarın şu kitabı hiç çevrilmemiş, üçüncü bir dil kullanmadan çevirisini yapabilir miyiz, diye sorup daha sonra bütünlüklü bir yayın programı oluşturalım fikriyle tamamen düşünceyi eyleme dökmüş olduk...
İLK ÜÇ KİTAP ÜÇ AYRI DİZİ
1962’de Rumca yayınlanan son kitap Ermenice ve Türkçe yazılmış öykülerin Rumcaya tercümesiydi ve dönemin arşivlerine bakıldığı zaman, çok da ilgi gördüğü anlaşılacaktır. İstos yayın ekibi, ileriki yıllarda Rum ve Türk halklarının yüzyıllara dayanan ilişkilerinde yaşanan önemli kırılma noktalarına dair araştırmalar, tezler, tanıklıklar, semt-mahalle monografileri ve elbette çağdaş roman, öykü gibi eserler de yayımlayacak. 4 Haziran’daki resmi açılışımızla yayınladığımız ilk üç kitap, aynı zamanda İstos’un ağırlıklı yayın yapacağı üç dizinin ilk örnekleri.
Fahişe Çika ile başlayan ilk dizimiz ‘Tanıklıklar’ adını taşıyor. Bu dizi, sıradan insanın tanıklıklarını içeriyor. Biyografiler, otobiyografiler yer alacak burada ama öyle büyük bankerlerin, politikacıların veya benzeri isimlerin değil. Sandığımızın aksine, sıradan insanların İstanbul’da, tarihin bir noktasında yer almış ve hâlâ bir yerlerde süren, sürmeye devam eden çok kültürlü yaşam pratiği var. Bu yaşam pratiğini tanımlamak ve bugünkü kentdaşlarına ulaştırmak amacıyla oluşturulmuş bir dizi bu. Sözkonusu tanıklıkların hepsi müsbet olmak zorunda değil, içinde menfi tanıklıklar da olacak. Çünkü bizim, nostalji algımızda birtakım problemler var. Bu kentteki Rumlar ve diğer farklı kültürlerin tuhaf bir tür nostalji duygusuyla, sürekli olarak ‘ne güzel günlerdi’ cümlesiyle anarak sempatikleştirmek veya romantikleştirmek algısı oluştu. Elbette o günler kendi zamanında güzeldi ama bir o kadar sorunlar veya güzel olmayan yanları da vardı. O dönemler, kendi politikasına sahipti ve bugünler de o kültürün, politikanın üzerine kuruldu. Haliyle, bugünü anlayabilmek için de o zamanların iyi ve kötü tüm yanlarına bakmak zorundayız. Tanıklıklar dizisinin temel mantığı bu.
MODERN YUNAN EDEBİYATI İLK ELDEN ÇEVRİLİYOR
İkinci dizimizin adı Elenika. Elenika kelime anlamıyla, modern Yunanca demek. Elenika, edebiyat eserlerinden oluşan bir dizi. Modern Yunan edebiyatını ilk elden yapılacak çevirilerle Türkçeye aktarmak, en önemli amaçlarımızdan. Çünkü üçüncü dil araya girdiği zaman, birçok hissin kaybolduğunu söyleyebiliriz. İki toplum da, aynı coğrafyada yaşıyor. Haliyle aynı coğrafyada vakaların aslında ortak veya paralel olacağını unutuyoruz. Bu durumda, ortak iki kültürün arasına daha kuzeyden bir dil girdiği zaman aktarım sorunları baş gösteriyor. O zaman kavramlar, şeyler ve vakalar sanki farklı bir coğrafyadanmış gibi algılanıyor. Bunun önüne geçmek istiyoruz bu dizimizle. Elenika’da sadece modern Yunan edebiyatı olmayacak, bugünün İstanbul’unda üretilmiş edebiyat eserleri de olacak elbette. Yunanistan’dan önce ilk kez İstanbul’da Rumca veya Türkçe yazılmış eserler de Elenika’nın içine girecek.
Bu fikirden hareketle, Nikos Kazancakis’in Çileci - Tanrının Kurtarıcıları adlı eseri, dizinin ilk kitabı olarak yayımlandı. Çileci, Elenika dizisinin alamet-i farikalarından birini de gözler önüne seriyor; kitap çift dilli. İlerleyen zamanda, tüm kitaplar için sadece Türkçe, sadece Yunanca ve Türkçe-Yunanca bir arada olmak üzere üç seçenekli yayın amaçlıyoruz.
ŞEHRİN TARİHİ İÇİN ÖZEL DİZİ: POLİTİKA HİSTORİKA
2006 yılında İstanbul’da büyük ölçekli bir konferans gerçekleşmişti; ‘İstanbul’da Buluşma: Bugün ve Yarın’. Rum topluluğunun bugününe ışık tutuyordu. Buradaki tebliğleri derleyip ‘İstanbul Rumları: Bugün ve Yarın’ adıyla kitaplaştırdık. Bu da üçüncü dizimiz olan Politika Historika’nın ilk kitabı oldu. Politika Historika’nın tam karşılığı şehrin tarihi, olsa da ‘şehir siyasetinin tarihi’ olarak da kullanabiliriz. Yani, hem şehir tarihi hem de şehirdeki siyasetin tarihini anlatan bir dizi olacak.
DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN ARADILAR
İstos daha resmi olarak açıldığını ilan etmeden, Amerika, Avustralya, Fransa gibi dünyanın dört tarafına göç etmiş, ettirilmiş Türkiyeli Rumlar e-posta ile, telefonla İstos’a ulaşmışlar. Daha şimdiden onlarca günlük, hatıra, anı, roman, öykü dosyası birikmiş ellerinde. İlk etapta 2012 yayın takvimine odaklanmış ekip. Yani ileride bizi İstos etiketiyle yayımlanacak birbirinden etkileyici kitaplar ve bilgilendirici araştırma kitapları ve şu anda hazırlanmakta olan Tatavla başta olmak üzere birçok mahalle monofrafisi bekliyor.