Ruj sürerek dudaklarınızı güneşten koruyabilirsiniz

Dudakların bazı dezavantajları var. Bir kere derisi farklı. Çünkü ne ter ne de koruyucu yağ tabakası bulunuyor. Yağ bezleri çok az. Dudakların kırmızısı çok ince ve ölü tabakaya sahip mukoza zarıyla ört. Bu nedenle de hassas. Tüm bu biyolojik etkenlere güneş gibi çevresel faktörler de eklenince sonuç, dudakların yaşlanması, boşalması, çevresinin kolayca kırışması oluyor. "Güzelliğin Yol Haritası" kitabının yazarı Oya Arı, dudakların da güneşten korunması gerektiğini hatırlatıyor. Arı’ya göre, hassas yapıya sahip dudaklar korunup beslenemiyor. Güneşten korunma mekanizmasına sahip olmadıklarından asla bronzlaşamıyor. Bu yüzden güneşe maruz kaldıklarında kuruyup hassaslaşıyor. Dolasıyla UV ışınlarına karşı çok iyi korunmaları şart. Cildi koruyan ve esneklik veren yağdan yoksun dudakların koruyucu ’lipstick’ denilen ürünlere ihtiyacı var.

Kuruyan dudakların sürekli dille ıslatılması da çatlamalara ve pörsümelere yol açıyor. Dudakların yaşlanmayla küçülüp, çevresinin büzülmesinin diğer nedenleri arasında yazın sıcak ve klima, kışın sert rüzgarlar, soğuk ve kalorifer havası yer alıyor. Mimiklerin etkisini de unutmamak gerek. Yeri gelmişken, sigara içenlerde ve güneşe maruz kalanlarda dudak üstündeki mimik çizgileri daha sık ve derin çıkıyor.

DUDAKLAR NASIL GENÇ TUTULUR

Yazın sahil, kışın kayak pistinde içinde yüksek miktarda SPF bulunan lipstick veya ruj kullanmayı ihmal etmeyin.

Dudaklardaki kan dolaşımını hızlandırmak için, esmer şekerle dudak kremini karıştırıp dudaklarınıza sürün. Sonra ılık suyla ıslatılmış çok yumuşak bir diş fırçasıyla hafifçe ovun ve durulayın.

Pudra oranı fazla, uzun süre kalıcı rujları dikkatli kullanın.

Birkaç damla papatya yağı ve bir çay kaşığı jojoba yağını karıştırıp, dudak çevrenize işaret parmağınızla hafifçe bastırarak masaj yapın.

Dudak için kullanılan özel bakım ürünlerinin içinde bitkisel yağlar, gliserin, çinko oksit ve mum (karnaoba) bulunduğundan emin olun.

MAKYAJ MALZEMELERİNİN DE HİJYENİ VAR

Göz farlarınızı sık sık temizlenen ve değiştirilebilen süngerli çubuk veya yumuşak fırçalarla sürün.

Kremler cilde temiz ellerle sürülmeli. Yüze temas eden süngerler her kullanımdan sonra suyla yıkanmalı.

Kokusu ve rengi değişen ürünleri atın.

Ambalajı zarar görmüş ürünleri satın almayın.

Üretim tarihlerine dikkat edin. Sıcak olmayan ve güneş ışığından uzak ortamlarda saklayın.

Kapaklarını sıkı sıkı kapatın.

GÜNEŞ DOST MU DÜŞMAN MI

Ozon delinmesi, global ısınma, cilt kanserlerindeki artış derken güneş iyice "tu kaka" oldu. Ancak güneş her zaman düşman değil. Vücudun belirli bir miktar güneş ışığına her zaman ihtiyacı var. Bakın güneş ne işe yarıyor:

Kaslardaki glikojen stokunu artırıyor.

Kalp ve kas dayanıklılığını artırıyor.

Kandaki şeker seviyesini ve kan basıncını düşürüyor.

Vücudun D vitamini kaynağı.

Raşitizme karşı yararlı.

Yine de hatırlatalım... Riskli saatlerde güneşe çıkmak, serbest radikallerin saldırısını tetikliyor. Cildi yaşlandırıyor. Lekelere yol açıyor. Sadece deniz veya havuz kenarında değil, 10.00-16.00 saatleri arasında sıradan işlerimizle meşgul olurken bile zarar verebilir.

BAŞARILI MAKYAJIN A, B, C’Sİ

Makyaj malzemesinin seçiminde dikkat etmeniz gereken bazı konular var. Cildinizin rengine uymalı, güneşten koruyan UV filtresi bulunmalı, parfümsüz olmalı, rahat uygulanabilmeli ve alerji yapmamalı. Başarılı bir makyaj için ciltte altyapı kurulmalı. Yani cilt temiz ve bakımlı olmalı. Kötü bir ciltte makyaj, görüntüyü toparlamak yerine daha da fazla bozar. Yani makyajın da bir sırası var:

Süt ve tonikle temizlediğiniz cildinizin rengine uygun fondöten sürerek başlayın.

Pudra ile fondöteni sabitleyin.

Göz altında morluk varsa kapatıcı kullanın. Farla renklendirin.

Göze önce kalem veya eyeliner, sonra rimel sürün.

Kaşınıza gerekiyorsa kaş kalemiyle ilaveler yapın.

Allığınızı yüz şeklinize göre sürün.

Dudak çevresinizi kalemle belirginleştirip, rujunuzu sürün.