Rotamı ruhani dile kırdım, müziğim aslını buldu
Güncelleme Tarihi:
Suat KAVUKLUOĞLU skavukluoglu@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2005 00:02
En son 2002’de yayınladığı The Rising albümünden sonra sessizliğe gömülen rock müziğin efsanevi yorumcusu Bruce Springsteen, nihayet yeni albümü ‘Devils & Dust’ ile üç yıl aradan sonra huzurlarımızda. Tamamen akustik kayıtlardan oluşan bu albüm için 1995’ten beri şarkılar yapan müzisyen, bu kez sahnedeki grubu E Street Band ile çalışmamış.
Akustik bir bütünlük için yeni bir ekip kuran 55 yaşındaki ustanın prodüktörlüğünü yine Brendan O’Brien yapımış. Albüme ismini veren parça ‘Devils & Dust’ Irak Savaşı’ndan ilham alınarak yazılmış.
Müzik eleştirmenlerince rock’n roll müziğin en büyük isimlerinden biri olarak görülen usta müzisyenle ilk tanışmamız 1973 yılına denk geliyor. ‘Greetings From Asbury Park, NY’ adlı ilk albümüyle dikkatleri üzerine çeken Springsteen, unutulmaz şarkılara imza attığı kariyerinin 22. yılında hayranlarını tamamen akustik bir albüm olan ‘Devils and Dust’ ile selamladı.
Geçtiğimiz günlerde Sony BMG etiketi ile yayınlanan albüm, Bruce Springsteen’in 25. albümü. Akustik albüm yapma fikri 1995’teki ‘The Ghosts of Tom Joad’ albümü turnesi esnasında ortaya çıkmış. ‘O turnede şarkılarımı akustik çalarken çok heyecanlanmıştım. Turne biter bitmez otele kapanıp akustik şarkılar yazdım. Bu şarkıları, günün birinde kaydedeceğimi biliyordum. Devils & Dust bu şarkıların saklandıkları dolaptan çıktıkları albüm’ diyor Springsteen.
Albümde yer alan şarkıların çoğu da o malum turne sonrasında kotarılmış. Müzik eleştirmenleri albümün sound’unu, ‘2002’de yayınlanan The Rising’in devamı’ diye niteliyor. Bu yorumda rol oynayan en önemli faktörlerden biri, sanatçının prodüktör olarak yine Brendan O’Brien ile çalışmış olması. O’Brien bu albümde sadece yapımcı değil, bas bile çalıyor.
Springsteen, bu albümün kayıtları için en az kendisi kadar tanınan grubu E Street Band’i devre dışı bırakmış. ‘Bu albüm The Street Band’in tam aksi’ diyor. Albüme eşlik eden yeni grupta prodüktörü Brendan O’Brien ve Steve Jordan var.
Vokalinin yaşına orantılı bir şekilde geliştiğini düşünen Sprinsteen, All I’m Thinking About parçasına dikkat çekiyor. Albümün orta tempolu baladlarından Leah, müzik eleştirmenlerince The Rising’in hüzünlü öykülerinden biri gibi görülüyor. Albümdeki diğer bazı şarkılarda da The River albümüne açılan kapılar var.
ANLATTIKLARI ASLINDA KENDİSİ
Springsteen, albümün içeriği için ‘Müziğim aslını buldu. Rotamı ruhani bir dile doğru kırdım’ diyor. ‘Kendi şeytanlarıyla savaşanların hikayeleri her zaman bana ilham veriyor. Şarkılarım kafa karışıklıklarını kimi zaman iyi kimi zaman da trajik bir biçimde anlatıyor.’ Hemen hemen bütün şarkılarını karakterler üzerine kuran efsanevi rockçı, ‘Aslında her zaman kendini yazıyorsun ama onu çeşitli yollarla saklıyorsun. Kendi sesini başkalarının hikayeleriyle karıştırıyorsun’ diyerek, aslında şarkılarında anlattığının kendisi olduğunu da itiraf ediyor.
Bu albümde Springsteen’in en etkilendiği karakter, Irak Savaşı sırasında trafik denetim noktasında görev yapan bir asker olmuş. Albüme de ismini veren Devils & Dust adlı bu şarkıda ‘Bir elim tetikte, kime güveneceğimi bilmiyorum. Şeytan ve toz üfleyen kirli rüzgarı hissediyorum’ diye sesleniyor Springsteen. Bu olayın onu nasıl etkilediğini de şöyle anlatıyor: ‘Üstünüze doğru gelen bir sürü otomobilden hangisinin geçip geçmemesi gerektiğine karar vermek için o kadar az vaktiniz var ki! İçindeki masum bir aile de olabilir, size doğru gelmekte olan ölümünüz de. Bir hata finaliniz olabilir.’
ESKİ GRUBUNU UNUTTU SANMAYIN
12 şarkıdan oluşan yeni albümün kayıtları Los Angeles, New Jersey ve Atlanta’daki çeşitli stüdyolarda gerçekleştirildi. Albümün ilk baskıları DVD hediyesi ile yayınlandı. DVD’de Danny Clinch’in yönettiği albümdeki beş şarkının (Devils & Dust, Long Time Coming, Reno, All I’m Thinkin’ About, Matamoros Banks) canlı akustik kayıtları var.
Bu arada ustanın E Street Band grubu için de bir şeyler karaladığını söylemekte fayda var. Bir sonraki projenin o şarkılardan oluşup oluşmayacağı şimdilik belli değil ama Springsteen en kısa zamanda eski grubuyla buluşup, ‘daha rock’ şarkılar söylemek istiyor.
STADYUMU BARA ÇEVİREN ADAM
Devil’s & Dust için büyük bir akustik turne düzenleyen Sprinsteen, hálá konser performansları ile dikkat çekiyor. Binlerce Amerikalıyı ‘Patrooon’ diye bağırtma becerisine sahip olduğu söylenen müzisyen, seyirci ile özel bir diyalog kuruyor. Bir keresinde David Bowie onun için ‘Stadyumu köşedeki bara çeviren adam’ yorumunu yapmıştı. Hayatta hep kaybedenlerin, hayalperestlerin ve yalnızların öykülerini anlatan şarkıcı, konserlerinde ön grup olmadan sahneye çıkıp, ara bile vermeksizin üç saat çalıp söylüyor.
Müzik eleştirmenlerince rock’n roll müziğin en büyük isimlerinden biri olarak görülen usta müzisyenle ilk tanışmamız 1973 yılına denk geliyor. ‘Greetings From Asbury Park, NY’ adlı ilk albümüyle dikkatleri üzerine çeken Springsteen, unutulmaz şarkılara imza attığı kariyerinin 22. yılında hayranlarını tamamen akustik bir albüm olan ‘Devils and Dust’ ile selamladı.
Geçtiğimiz günlerde Sony BMG etiketi ile yayınlanan albüm, Bruce Springsteen’in 25. albümü. Akustik albüm yapma fikri 1995’teki ‘The Ghosts of Tom Joad’ albümü turnesi esnasında ortaya çıkmış. ‘O turnede şarkılarımı akustik çalarken çok heyecanlanmıştım. Turne biter bitmez otele kapanıp akustik şarkılar yazdım. Bu şarkıları, günün birinde kaydedeceğimi biliyordum. Devils & Dust bu şarkıların saklandıkları dolaptan çıktıkları albüm’ diyor Springsteen.
Albümde yer alan şarkıların çoğu da o malum turne sonrasında kotarılmış. Müzik eleştirmenleri albümün sound’unu, ‘2002’de yayınlanan The Rising’in devamı’ diye niteliyor. Bu yorumda rol oynayan en önemli faktörlerden biri, sanatçının prodüktör olarak yine Brendan O’Brien ile çalışmış olması. O’Brien bu albümde sadece yapımcı değil, bas bile çalıyor.
Springsteen, bu albümün kayıtları için en az kendisi kadar tanınan grubu E Street Band’i devre dışı bırakmış. ‘Bu albüm The Street Band’in tam aksi’ diyor. Albüme eşlik eden yeni grupta prodüktörü Brendan O’Brien ve Steve Jordan var.
Vokalinin yaşına orantılı bir şekilde geliştiğini düşünen Sprinsteen, All I’m Thinking About parçasına dikkat çekiyor. Albümün orta tempolu baladlarından Leah, müzik eleştirmenlerince The Rising’in hüzünlü öykülerinden biri gibi görülüyor. Albümdeki diğer bazı şarkılarda da The River albümüne açılan kapılar var.
ANLATTIKLARI ASLINDA KENDİSİ
Springsteen, albümün içeriği için ‘Müziğim aslını buldu. Rotamı ruhani bir dile doğru kırdım’ diyor. ‘Kendi şeytanlarıyla savaşanların hikayeleri her zaman bana ilham veriyor. Şarkılarım kafa karışıklıklarını kimi zaman iyi kimi zaman da trajik bir biçimde anlatıyor.’ Hemen hemen bütün şarkılarını karakterler üzerine kuran efsanevi rockçı, ‘Aslında her zaman kendini yazıyorsun ama onu çeşitli yollarla saklıyorsun. Kendi sesini başkalarının hikayeleriyle karıştırıyorsun’ diyerek, aslında şarkılarında anlattığının kendisi olduğunu da itiraf ediyor.
Bu albümde Springsteen’in en etkilendiği karakter, Irak Savaşı sırasında trafik denetim noktasında görev yapan bir asker olmuş. Albüme de ismini veren Devils & Dust adlı bu şarkıda ‘Bir elim tetikte, kime güveneceğimi bilmiyorum. Şeytan ve toz üfleyen kirli rüzgarı hissediyorum’ diye sesleniyor Springsteen. Bu olayın onu nasıl etkilediğini de şöyle anlatıyor: ‘Üstünüze doğru gelen bir sürü otomobilden hangisinin geçip geçmemesi gerektiğine karar vermek için o kadar az vaktiniz var ki! İçindeki masum bir aile de olabilir, size doğru gelmekte olan ölümünüz de. Bir hata finaliniz olabilir.’
ESKİ GRUBUNU UNUTTU SANMAYIN
12 şarkıdan oluşan yeni albümün kayıtları Los Angeles, New Jersey ve Atlanta’daki çeşitli stüdyolarda gerçekleştirildi. Albümün ilk baskıları DVD hediyesi ile yayınlandı. DVD’de Danny Clinch’in yönettiği albümdeki beş şarkının (Devils & Dust, Long Time Coming, Reno, All I’m Thinkin’ About, Matamoros Banks) canlı akustik kayıtları var.
Bu arada ustanın E Street Band grubu için de bir şeyler karaladığını söylemekte fayda var. Bir sonraki projenin o şarkılardan oluşup oluşmayacağı şimdilik belli değil ama Springsteen en kısa zamanda eski grubuyla buluşup, ‘daha rock’ şarkılar söylemek istiyor.
STADYUMU BARA ÇEVİREN ADAM
Devil’s & Dust için büyük bir akustik turne düzenleyen Sprinsteen, hálá konser performansları ile dikkat çekiyor. Binlerce Amerikalıyı ‘Patrooon’ diye bağırtma becerisine sahip olduğu söylenen müzisyen, seyirci ile özel bir diyalog kuruyor. Bir keresinde David Bowie onun için ‘Stadyumu köşedeki bara çeviren adam’ yorumunu yapmıştı. Hayatta hep kaybedenlerin, hayalperestlerin ve yalnızların öykülerini anlatan şarkıcı, konserlerinde ön grup olmadan sahneye çıkıp, ara bile vermeksizin üç saat çalıp söylüyor.