Güncelleme Tarihi:
Nasıl gidiyor hayat?
- Gayet iyi ama tatili biraz kısa tutmak zorunda kaldık. “Kapalıçarşı”nın çekimlerine başladık, beş günde bir bölüm tamamlıyoruz. Onun dışında vaktim kalırsa eve gidip arp çalmaya çalışı yorum.
Arp mı?
- Evet, ben arpçıyım normalde.
Arp bana hep meleklerin enstrümanı gibi gelir... Sonraki çekimimizi siz arp çalarken yapalım, olur mu?
- Olur. Arpla daha önce hiç çekim yapmadım. Sadece “Dudaktan Kalbe”de küçük bir rüya sahnesi yazmışlardı.
“Enstrüman çalan insanlar, beyinlerinin büyük bölümünü kullanabildikleri için zekidir” derler...
- Zeki mi olurlar bilmiyorum da sonuçta koordinasyon önemli tabii. Erkek arkadaşım da aynı sizin gibi “Arp çalan birini melek gibi hayal ediyorum” demişti. Ama yakından bakınca iki el önde, ayaklarla pedal değiştiriyorsun falan, hiç öyle melek gibi görünmedim gözüne! Aslında göründüğü gibi değil, çok zor!
BENİM DE PATLADIĞIM ZAMANLAR OLUYOR
O kadar alıştık ki; başrolde oynayan insanların ya özel hayatıyla ya da sivri konuşmalarıyla gündeme gelmesine. Ama başrol oynamanıza rağmen sizden bugüne kadar ne sivri bir laf duyduk ne de özel hayatınızla ilgili bir şey öğrenebildik...
- Onların şanssızlıkları da o yüzden! şaka bir yana, özel hayatımda çok fazla hareketli değilim. Genelde evdeyim ve arp çalmaya çalışıyorum. Zaten haftanın kaç günü set sürüyor. Uzun süredir bir erkek arkadaşım var. Öyle ilginç bir hayatım yok yani, herkes gibiyim.
Saati ve düzeni belli olmayan bir işiniz var. Bu şartlar altında ilişkiyi nasıl yürütebiliyorsunuz?
- Aslında Teoman’ın da (Kumbaracıbaşı) seti olduğu için o da sette, ben de setteyim. Başka biriyle olsa, belki başka bir şekilde gelişirdi olaylar bilmiyorum. Bir de özen gösteriyorum ilişkime. ıyi gitmesi için elimden geleni yapıyorum. Gereksiz yere kapris yapmıyorum. Zaten az zamanlarda birbirimizi görebiliyoruz.
Sizi kaprisli biri olarak düşünemiyorum zaten...
- Kaprisli değilimdir ki... Ama benim de bazen kendimi çok baskı altında hissedip patladığım anlar oluyor.
En son neye patladınız?
- Ben sürekli toka kaybediyorum. Saçım da uzun olduğu için hep kalem takıyorum saçıma. Artık kalem de yok, çünkü onları da bir yerlerde bırakıyorum. Evde toka da bulamıyorum. En son evde sinir krizi geçirdim “Tokam” diye.
Saçlarınızı kestirmeyi hiç düşünmediniz mi?
- Ben kestirdim daha önce. 18 yaşındaydım. Bundan bile uzundu saçlarım. 3 numaraya vurdurdum! Annem beni o halde karşısında görünce gözleri doldu. ınsanlar beni erkek zannediyordu, o kadar kısaydı saçlarım. Ergenlik işte!
KÖTÜ BİR KADINI OYNAMAK İSTEMEM
Yıllardır hep aynı görünüm, hep ağlayan, mutsuz kadın rolleri... Farklı bir şey istemez miydiniz?
- İsterim ama nasıl bir şey olacağına bağlı. Ben fantastik şeylerde oynamak istiyorum aslında... CNN’de fantastik diziler başladı ya, sette de seyrediyoruz bazen... O zaman “Keşke bizde de böyle şeyler çekilse” diyoruz ama herhalde çok zor.
Bıkmadınız mı tüm rollerinizde ağlamaktan?
- Bıktım ama ne bileyim, sonuçta konular dram. Bir arkadaşım benimle dalga geçiyor. “Heroes dizisinden seni istiyorlarmış. O dizide de herkesin özel güçleri var ya, gözünden su fışkırtan kadın rolünü de sana vereceklermiş” diyor bana.
Ama “Kabadayı”da daha farklı bir Aslı Tandoğan izlemiştik. Orada rol yeteneğinizi gösterme fırsatınız olmuştu bence...
- Evet, o farklı bir roldü. ılk defa saçımı boyadım, ilk defa makyaj yaptım. Daha önce öyle bir karakter oynamamıştım.
Halkın tepki göstereceğini bilseniz yine de kötü bir karakteri canlandırabilir misiniz?
- Ne kadar inandırıcı olur bilemiyorum. Çünkü seyirci yıllardır beni hep iyi olarak gördü. Ama pek tercih etmem.
PARASIZLIKTAN HER GÜN MAKARNA YİYORDUM
Hayatınızda aldığınız en cesur karar ne oldu bugüne dek?
- Antalya’dan İstanbul’a geldim. Konservatuvar mezunuyum. Antalya Senfonisi’nde arp çalıyordum. Yaşam şartları gerçekten çok zor; operada olsun, senfonide olsun. Alınan maaşlarla düzgün bir yaşam sürmek mümkün değil. Mesela ben evimin kirasını verdikten sonra her gün makarna yiyordum. İster sanatçı, ister işçi olsun, herkesin belirli bir standartta yaşayabilmesi gerekli. Sonuçta ben de buna dayanamadım ve kalkıp İstanbul’a geldim.
AŞK UĞRUNA FEDAKARLIK YAPAMAM
“Kapalıçarşı”da canlandırdığınız karakter, sevdiği adam uğruna büyük fedakarlıklarda bulunuyor. Siz hiç aşk uğruna fedakarlık yaptınız mı?
- Yok yapmadım.
Yapar mısınız?
- Dizilerde yaptığım fedakarlıklar yeter!