Güncelleme Tarihi:
SAVAŞ COĞRAFYASINDA YAŞAMAK / FOTO ANALİZ
Gazze’deki içler acısı durumu, insanların sıkıntılarını, İsrail operasyonlarında ölen sivilleri, özellikle de küçücük Filistinli çocukları, ablukayı Türkiye’de hemen herkes biliyor.
Ancak işin bir de öteki tarafı var:
Gazze sınırında yaşayan İsrailliler...
Sınırdaki iki İsrail kentini ziyaret ediyoruz: Aşkelon ve Sderot.
Gazze’yi kontrol altında tutan Hamas’ın attığı füzelerle yaşayan iki kent. Savaşı yaşayan iki kent.
"ROKET ATILDI, 15 SANİYE BAŞLADI"
İlk dikkatimizi çeken unsur:
Hastanelerde, okullarda, karakollarda, gençlik merkezlerinde duvara asılı bir alet...
Buna “Beeper” diyor İsrailliler. Övünüyorlar da: “Son teknoloji. Hamas’ın Gazze’den attığı füzeleri haber veriyor...”
Beeper, İsrail Savunma Bakanlığı’na bağlı. Gazze’den bir füze ateşlendiğini tespit ettiği an İsrail ordusu, bu halka duyuruluyor. Beeper’dan “Roket atıldı. Kırmızı alarm” mesajı gelir gelmez 15 saniye süresi var insanların.
Herkes, sığınacak bir yer arıyor kendisine. Her yerde sığınaklar var.
4 BİN SIĞINAK, BİN TANE DAHA YOLDA
Mesela, 24 bin nüfuslu Sderot kentinde toplam 4 bin sığınak var. Bin sığınak da inşa ediliyor.
“15 saniyede sığınağa gittiniz gittiniz. Aksi halde saldırıya açıksınız...” diyor Sderotlu Şalom Halevi bize Sderot polis merkezinin hemen arkasındaki “füze kalıntıları müzesini” gezdirirken.
Bazen bir gecede 5-6 alarm verildiğini söylüyor. “Her seferinde kalkıp, sığınağa gidiyoruz. Ardından da sabah tabi işe gitmek gerekiyor” diye anlatıyor uykusuz geceleri.
BİR YANDA ÖLÜM, BİR YANDA YAŞAM
Müze dediğime bakmayın. Açık havada, raflar üzerinde sergileniyor roket parçaları. Bu ölümcül kalıntıların içinde ise, yaşam sürüyor: Füze kalıntılarının içinde oynayan iki kedi yavrusu.
Ne büyük çelişki...
Açık raflarda, Hamas militanlarının el yapımı “Kassam” füzelerinin kalıntıları sergileniyor. Halevi, “2001/2009 arasında Sederot’a 8 binden fazla füze düştü” diyor.
Kassam’ların menzili yaklaşık 20 km. Ama daha profesyonelleri de var: Rus yapımı “Grad füzeleri”.
Konuştuğumuz İsrailli yetkililer, 40 km menzilli Grad füzelerinin İran, Hizbullah ya da Suriye tarafından, Mısır’dan Gazze’ye açılan tüneller aracılığıyla Hamas’a ulaştırıldığını söylüyorlar, ağız birliği etmişcesine.
“Müzede”, bir de camlarla kapatılmış bir bölüm var.
Burada ‘daha özel” füze kalıntıları sergileniyor. Bu kalıntıları “özel” yapan ise, üzerlerinde isimlerin olması.
Mesela birinin adı “Nasır”, Mısır eski Devlet Başkanı’nın adı. “Kudüs” adını taşıyan da var, değişik Hamas liderlerinin adlarını taşıyanlar da.
KAMYONLAR BİLE KARŞILAŞMIYOR
Sınırda yaşamak kadar, çalışmak da çelişkilerle dolu.
Gazze’ye İsrail’den malların geçtiği Kerem Şalom kontrol ve geçiş noktasındayız.
İsrailli yetkililer, Gazze’ye kontrol edip gönderdikleri kamyon sayısının günde 300’e ulaştığını anlatıyorlar.
Kerem Şalom’un sivil yöneticisi Ami Şaked, bize kontrol noktasının bir haritası önünde brifing veriyor. Gelen malların nasıl kontrol edildiğini, nelerin sakıncalı olduğunu anlatıyor.
Kerem Şalom, çok geniş bir alan. Her tarafta yaklaşık 5-6 metrelik duvarlar var. Bu duvarlarla, 6 devasa “oda” oluşturulmuş. Mal geçişi bu odalarda yapılıyor.
İsrail’den malı getiren kamyon Gazze’ye, Gazze’deki kamyon ise İsrail’e geçemiyor.
Sistem, iki taraf arasındaki “güven sorununu” tam olarak gösteriyor:
İsrail kamyonu malı getirip, odalardan birine bırakıyor. Her odaya ayrı cins malzemeler koyuluyor; yiyecek, giyecek, tarım ürünleri, inşaat malzemesi gibi.
Malı boşaltan İsrailli kamyon çıkıyor. Mallar kontrol ediliyor. Sakıncalı birşey yoksa, İsrailli yetkililer, odadan çıkıyor.
"DÜŞMANIMA HİZMET EDİYORUM"
İsrail tarafındaki kapı kapatılıyor, Filistin tarafındaki açıyor. Filistinliler, Gazze’den bir kamyon ile gelip, odadan malları alıyorlar. Yani İsrailli kamyon ile Filistin’den gelen kamyon hiç karşı karşıya getirilmiyor.
“Adamlarımı korumak zorundayım” diyor İsrailli yönetici Şaked ve o çarpıcı cümleyi söylüyor:
“Unutmayın; Ben burada düşmanıma hizmet ediyorum...”
Bakış bu.
SAKINCALI MAL: HAMAS ÜNİFOMASI...
Kerem Şalom’u gezerken, bize “yakalanan sakıncalı malları” da gösteriyor Şaked:
“Çocuk hırkaları içine gizlenmiş, siyah ve haki Hamas üniformaları...”
“Hamas sürekli saldırıyor bu geçiş noktasına. Daha geçenlerde füze attılar. Birkaç yıl önce büyük saldırı oldu. Tüm geçiş bölgesini havaya uçurdular” diye anlatıyor Şaked. “Abluka” sözcüğünü hiç ağzına almıyor, “oysa biz yiyecek, malzeme gönderiyoruz onlara...” diyor.
ANKARA’YA ATANAN ASKERİ ATAŞE
Ardından Gazze’de İsrail hükümeti ve uluslararası camianın yaptığı inşa çalışmalarını koordine eden birimin yöneticilerinden Albay Moşe Levi’yle buluşuyoruz.
Levi’nin son görevlerinden biri bize brifing vermek. Çünkü yeni görevine gidecek 15 gün sonra; Ankara’da İsrail Askeri Ataşesi olacak.
Brifing sırasında, en çok dikkatimizi çeken, sunuma yansıyan bir görüntü:
Bir gemi var. Yelkenleri Arapça yazılardan oluşmuş, iki kişinin portrelerinin arasında duran bir gemi bu.
“Hamas’ın ideolojisi işte bu yelkenlerde” diyor Albay Levi, portrelerin ise Hamas liderlerine ait olduğunu anlatıyor. Yelkenlerde, “Allah-u Ekber” yazıyor, “Cihat” yazıyor.
“Bu da bir başka flotilla” diyerek, adını anmasa da Mavi Marmara’ya gönderme yapıyor Albay.
Sunumdaki bir diğer görüntü ise Hamas’ın yönetim şeması. İkisi de ilginç.
“GİLAD ŞALİT HALA ESİR”
Sivil olsun, asker olsun, görüştğümüz her İsrailli yetkili mutlaka bir kişiye atıfta bulunuyor konuşması-brifingi sırasında:
Gilad Şalit. Tam beş yıl önce, Hamas’ın kaçırdığı İsrailli asker”
“Sağ mı, ölü mü onu bile bilmiyoruz” diyor Albay Levi. “Ama İsrail’de herkesin aklında o mutlaka var.”
GÖRÜŞTÜĞÜMÜZ TEK FİLİSTİNLİ: EN BÜYÜK ERDOĞAN...
Tüm gün boyunca Gazze sınırında oradan oraya dolaşıyoruz. Ancak Gazze’ye girmek mümkün değil. Son duraklardan biri, İsrail ile Gazze Şeridi arasında, kişilerin geçiş yaptığı Erez kontrol noktası.
Son derece modern, geniş bir geçiş noktası inşa etmiş İsrailliler. Ancak günde sadece 400 kişi geçiyormuş buradan. “Gazze’nin Mısır’la olan Refah sınır kapısından günde bin kişi geçiyor. Hamas, çok mecbur olunmadıkça, buradan geçişi istemiyor” diyor İsrailli yetkililer.
Tüm gün bouynca İsrailli yetkililerle görüştük, gördüğümüz tek Filistinli ise çocuğunu hastaneye götürmüş, Gazze’ye dönen Filistinli bir baba idi.
Adını vermek istemedi. Ama sorularımızı yanıtladı; “10 gün önce çocuğumu gözünden ameliyat ettirmek için izin istedim. 9. gün verdiler. Şimdi operasyon bitti, dönüyoruz” dedi. Türkiye’den geldiğimizi öğrenince, “Tayyip Erdoğan, yüzyılın en büyük lideri...” dedi hemen.
Daha fazla da konuşmadı zaten.
İlk gün sadece tek bir Filistinliyle, o da sadece 5 dakika kadar görüşebildik.
Gazze sınırı “ilk cephe”. Yarın, işlerin daha iyi olduğu, İsrail’in daha iyi ilişkiler yaşadığı Batı Şeria’ya gideceğiz.
Bakalım orada Filistinlilerle temas imkanı nasıl olacak?
OLAN HALKA OLUYOR
Ve genel izlenim:
Politikacılar kavga ederken, olan halklara oluyor.
Savaş koşullarında, abluka altında, saldırı korkusuyla yaşamak, hem de yıllarca yaşamak çok zor:
İsrailli için de, Filistinli için de...