Güncelleme Tarihi:
Büyük babası Harputlu (Elazığ) olan ve Anadolu müziğine hayranlığını her fırsatta dile getiren Dan Gharibian ile Bruno Girard tarafından 1972’de temelleri atılan grup, repertuvarını Karadeniz’den Atlantik’e kadar uzanan bir çeşitlilikle oluşturuyor. Grup ve konserle ilgili sorularımızı Bruno Girard cevapladı.
- Grubun öncelikle ismi dikkat çekiyor. Ne demek Bratsch?
- Bratsch adı, Almancada “viyola” anlamına gelen “Bratsche” kelimesinden geliyor. Macar ya da Roman çingene orkestralarında ya da gruplarında sadece yüksek akordlarda çalan düz köprülü viyola görebilirsiniz.
- Nasıl kuruldu bu grup?
- Bratsch’i Dan’le birlikte 1972 yılında bazı sanatçılarla birlikte kurduk. Ancak, Bratsch’in bugünkü bilinirliğini kazanması, François ve Nano’nun gruba 1986 yılında gelmesiyle oldu.
- Avrupa’da son dönemde çok fazla ilgi gören çingene müziğini farklı bir yorumla dile getiriyorsunuz. Nasıldı ilk tepkiler? Bir de kurulduğunuzdan bu yana müziğinizde bir değişim oldu mu?
- Benim için en önemli keşif, Orta ve Doğu Avrupa’da da doğaçlama geleneğinin olduğunu görmemdi. Daha önceleri, bunun sadece Amerika’da olduğunu düşünürdüm. Romen müziğini dinlemeye başladım; bana göre bu Batı ve Doğu müziğinin tam ortasında bir müzik. Kemanda ifade edişim tamamen değişiyor. Bratsch’le ilgili en büyük değişim 90’lı yıllarda oldu. Daha önce sadece geleneksel müzik çalıyorduk, tamamen geleneksel olmasa bile... Bu yıllarda kendi bestelerimizi yapmaya başladık. Karadeniz ve Atlantik okyanusu arasında kendi sesimizi yarattığımız hayali bir folklor yarattık.
CAZ ORTAKLIĞI YAPMIYORUZ
- Yaptığınız müzikler genelde yerel lezzetler barındırıyor. Ermeniceden Rumcaya geniş bir yelpazede seslendiriyorsunuz eserlerinizi. Türkçe şarkılardan en beğendikleriniz veya üzerinde çalışmak istediğiniz eserler hangileri?
- Türk müziği o kadar geniş ki, cevaplaması çok güç. Mesela ilk gelişimizde İstanbul’da Sulukule grubuyla tanıştık ve sonrasında Fransa’da onlarla bazı şarkıları birlikte çaldık. Harika bir deneyimdi!
- Avrupa’nın kalbinde Fransa’da çingene müziği yapan bir grubu Anadolu’daki etnik müzikler ne kadar ilgilendiriyor?
- Anadolu etnik müziği bize göre ritim ve melodi olarak, çeyrek tonlarla donatılmış ifadelerle birlikte son derece anlatımsal.
- Caz türü müzik yapanlarla ortak çalışmalarınız oluyor mu?
- 30 yaşındayken, Paris’te birçok Amerikalı müzisyenle tanıştım ve onlarla serbest caz çaldım. Sonraları, Fransız caz sanatçılarıyla çaldım ve onlarla bazı albümler yaptım. Bratsch’deki tüm sanatçılar caz sanatçılarıyla çalışmıştır ama Bratsch olarak caz müzisyenleriyle ortak işler yapmadık.
MÜZİK ÇOK ZAMANIMIZI ALIYOR
- Bu yıl 40’ıncı yaşınızı kutluyorsunuz. Müzik için uzun bir süre. Sizi bu uzun sürede bir arada tutan neydi?
- İlk sırrımız, müzik çok zamanımızı alıyor! Arkadaşlık ve saygı da tabii çok önemli. Üçüncüsü ise, grup prodüksiyonlarını kontrol etmeli. Grubun uzun ömürlü olması için olabildiğince özgür olmalısınız.
- 40’ıncı yıla özel albüm çıkarmayı veya farklı bir proje yapmayı düşünüyor musunuz?
- Şu anda bir planımız yok.
Bratsch, 3. Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri kapsamında bu akşam saat 20.00’de İTÜ Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi’nde konser verecek. Biletler 34-112 lira, Biletix’te.
Dan Gharibian (gitar-vokal)
ÇOCUKKEN ELAZIĞ’DAN GELEN TAŞ PLAKLARI DİNLERDİM
5-6 yaşlarında küçük bir çocukken, Elazığ-Harputlu dedemin İstanbul’dan 78’lik (taş) plaklar getirdiğini hatırlıyorum. Ermenice, Türkçe ve Kürtçe şarkılar vardı içlerinde. Yıllarca Harput yöresi müziklerini seslendiren sanatçıların kasetlerini aradım. Sonunda buldum. Özellikle davul ve zurnadan çok etkilendiğimi söyleyebilirim.
Şu aralar sık sık, Paris’te bana çok yakın olan Kürt kökenli bir bakkala gidip, hem bilgi hem de müzik konusunda etkileşimde bulunuyorum. Müziğime bu etkileri her zaman için, doğrudan ve isteyerek dahil etmiyorum; bu benim çocukluğumun, gençliğimin müziği, hep benimle beraber ve kendiliğinden müziğimin bir parçası oluyor. Bu benim kültürel mirasım. Bu, müzisyen olarak bugünkü var oluşumun sebebi ve beni ben yapan en önemli etken...