Güncelleme Tarihi:
REEL STEEL
ÇELİK YUMRUKLAR
Yön: Shawn Levy
Oyn: Hugh Jackman, Evangeline Lilly, Dakota Goyo, Anthony Mackie
Tür: Macera-Dram
Süre: 127 dk.
Bu filmi izleyince şimdiden yakın geleceğin insanı gibi hissettim kendimi.
Boksu seven ama can acıtan şiddete katlanamayan.
Robotlar dövüştüğünde boks maçlarının tiryakisi olabilen!
Pek de uzak olmayan bir gelecekteyiz.
İnsanlar insanca davranmayı öğrenmişler (sadece kendilerine tabii, robotlarla boğaları dövüştürmeye devam ediyorlar!) ve boks ringlerinden ellerini ayaklarını çekmişler.
İnsanlar yerine artık robotlar dövüşüyor.
Ve bu robot dövüşlerinde büyük paralar dönüyor.
100 BİN DOLARA OĞLUNU SATIYOR!
Filmin başında eski boks şampiyonlarından Charlie Kenton ile tanışıyoruz.
Charlie kaybedenin teki.
Sağa sola borç takmış durumda.
Dövüştürdüğü robotların hiçbirinden hayır gelmiyor.
Dibe vurduğu günlerden birinde eski eşinin ölüm haberini almasıyla 11 yaşındaki oğlu Max de hayatına girmiş oluyor.
Max’in velayetini 100 bin dolara Max’in teyzesinin yaşlı ve paralı kocasına satan Charlie, çocuğa iki ay baktıktan sonra teyzesine teslim etmek üzere anlaşıyor.
Max gayet fırlama ve zeki bir çocuk.
Babasından çok daha mantıklı ve en az onun kadar seviyor robotları.
Hatta bilgisayar oyunları sayesinde onların diline çok da hakim.
Baba oğlun sancılı ilişkisi, Max’in hurdalıktan bulduğu eski antrenman robotunu birlikte dövüşlere hazırlamaya başlamalarıyla değişiyor.
TRANSFORMERS, ROCKY VE E.T.’NİN KARIŞIMI
Çelik Yumruklar, Transformers, Iron Man, Rocky gibi filmlerin güzel bir karşımı gibi.
Filmin yönetmeni Shawn Levy ise filminin Rocky serisinden çok E.T.’yi hatırlattığını söylüyor.
Bunun nedeni hayatı dağılmış olan Max’in özel bağ kurduğu ve hayatını toparlamasına yardımcı olduğu robotla olan ilişkisi.
İki filmin de yapımcısının Steven Spielberg olması bu benzerliği daha da sağlamlaştırıyor tabii.
Baba oğul ve çocuk robot ilişkisi anlamında bir ilişki filmi olan Çelik Yumruklar’ın en ilgi çekici yanı tabii ki robotları ve boks sahneleri.
Gerçekle neredeyse birebir olan boks sahnelerinin heyecanı yüksek. Avatar teknolojisinin kullanıldığı, teknoloji kullanımının üst düzeyde olduğu bu sahneler CGI destekli olsa da üç boyutlu 20 robot da kullanılmış. Bu da gerçeklik hissine çok şey katıyor.
JAPON TASARIMCI ZENGİN RUS KAZANAN AMERİKA
Filmde Ambush, Atom, Zeus, Midas ve Noisy Boy adlı farklı boy ve tiplerde robotlar var.
Bu robotların, daha önceki benzer filmlerde izlediğimiz robotlardan farkları konuşmamaları, kendi başlarına hareket etmemeleri. Sadece dövüşmek üzerine tasarlanmışlar, başka bir iş için kullanılmıyorlar.
Şampiyon boksör robot Zeus’un yaratıcısının Japon, sahibinin ise Rus olması, yakın bir gelecekte de soğuk savaşın Amerika, Japonya ve Rusya arasında devam edeceğinin tahmini olarak algılanabilir.
Başroldeki Hugh Jackman, bu fimdeki rolü için aylarca boks antrenmanı yapmış. Hazırlanırken ünlü boksör Sugar Ray Leonard’ın süpervizörlüğünde çalışmış.
Hugh Jackman filmin ağır topu gibi ama beni asıl etkileyen Max rolündeki ufaklık, Dakota Goyo’nun sevimliliği ve oyunculuğu oldu. Özellikle de robotu Atom ile dans ettiği sahneler sıkılmadan defalarca izlenebilir. Babasına yalvardığı sahneyi de bir kenara not edin derim.
Ve filmin en rahatsız edici detayı; Charlie’nin sevgilisi Bailey rolündeki Evangeline Lilly’nin şişirilmiş üst dudakları. Perdede göründüğü ve üst dudağını kıpırdatamadan konuştuğu her sahnede odak noktası haline gelip, keyif kaçırmaktan başka işe yaramıyor.
Kötü estetikli kadın oyuncu izlenmiyor gerçekten de.
ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ ÜÇ BOYUT İŞKENCESİ YOK
Çelik Yumruklar’ın en hoşuma giden yanlarından biri 3 boyutlu sevdasına kapılmayıp, son moda akıma uymaması. Yönetmen Shawn Levy, halihazırda Transformers ile benzerlikleri olan bu filmin bir de onlar gibi üç boyutlu gösterime girmesini istememiş. İyi de yapmış. Çünkü böylelikle film sadece aksiyonuyla ve görsel oyunlarıyla değil dramasıyla, satır aralarındaki ince komedisiyle de konuşulması gereken bir yapım olduğu mesajının altını kalın kalemle çizmiş oluyor.
DEVAM FİLMİ GELİYOR
Çelik Yumruklar hem Transformers tarzı aksiyon filmlerini hem de E.T., Rocky gibi duygusallığı ön planda tutan filmleri sevenleri sinema salonlarına çekecek, gayet eğlenceli ve heyecanlı bir film. Bokstan nefret eden bana bile boksu sevdirdi diyebilirim.
İnsanlar değil de robotlar dövüşmeye başlarsa maçlarda ön sıralardaki yerimi alırım.
Bu arada filmi sevenlere ya da izleyip seveceklere şimdiden müjdeyi vereyim; Çelik Yumrukları’ın devam filmi için kollar şimdiden sıvanmış durumda.
Boksu sevdim
Bu filmi izleyince aslında bokstan değil de insanların canının yanmasından nefret ettiğimi anladım. Kimseninin canının yanmadığı, robotların dövüştüğü boks maçlarını izlemek gayet de keyifliymiş.
Danslar ve müzikler muhteşem
Filmin en iddialı olduğu konulardan biri de müzikleri ve dans sahneleri. Danny Elfman imzasını taşıyan hip hop ağırlıklı parçalarda Max ve robotu Atom’un yaptığı danslar filme damgasını vuruyor.
Spielberg’ün robot takıntısı
Önce robot araçların hikayesini anlatan Transformers, sonra da boksör robotları ele alan Çelik Yumruklar’ın yapımcılığını üstlenen Steven Spielberg, kısa bir süre sonra robot ayaklanmasını konu alan Robopocalypse adlı bilimkurgu filminin yönetmen koltuğuna oturacak.