Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2008 00:00
Kutlukhan Perker, nam-ı diğer M.K. Perker ile İstanbul’da, Cihangir’deki Firuzağa kahvesinde buluştuk. Karşımda siyah takımı, güneş gözlüğü, geriye özenle yatırılmış saçlarıyla bir bıçkın delikanlı. "Ceketi hiç çıkarmam. Kışın da sadece ceketle dolaşırım, palto giymem" diyor.
1989’da dönemin efsane mizah dergisi Gırgır’a karikatür götürmeye başlamış Perker. Asıl istediği hep çizgi roman yapmakmış. Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Çizgi
Film Bölümü’ne gitmiş ama yarıda bırakmış. 1995’te gittiği ABD’den, o sırada yeni kurulan Radikal gazetesine illüstrasyon yapmak için dönmüş. "Pilot" isimli çizgi romanı ve "Rock Kazanı"
dergisini çıkarmış. 2001’de ABD’ye kesin olarak yerleşmiş. Şimdi Society of Illustrators’ın (Çizerler Birliği) ilk ve tek Türk üyesi. Yedi yıldır New York Times’ta, Wall Street Journal’da, New Yorker’da, 99 yıllık sol entelektüel dergi Progressive’de vinyetler ve kapaklar çiziyor. ABD’nin en yetenekli genç yazarlarından Willow Wilson ile çıkardığı, Amazon’un satış listelerinde Stephen King’in hemen altında üç numaraya kadar yükselen Cairo adlı çizgi romanla büyük ses getirdi. İkili şimdi DC Comics için 4-5 yıl sürecek Air adlı bir başka çizgi roman hazırlıyor. 20 Ağustos’ta piyasaya çıkacak. Perker ile çizgi roman dünyasını konuştuk.
Çizgi roman endüstrisinde ayakta kalabilmek için hem istedikleri kalitede, hem de istedikleri sürede çizmek zorundasın. Avrupa’da şöyle derler: "İşi güzel istiyoruz", ABD’de ise şöyle derler: "İşi güzel istiyoruz ve pazartesi istiyoruz." Avrupa’daki çizgi roman albümleri 48 sayfadır ve 2-3 yılda bir çıkar. ABD’de çizerler bir Avrupalı çizerin iki yılda çizdiğini iki ayda çizer. Hem iş hayatlarında öyle, hem sanat hayatlarında. Bu tempo çabuk tüketime yol açıyor ama arkasından başka şeyler geliyor. Mesela Asteriks 50 yıldır sürüyor. Ama Süperman 1930’lardan beri, Batman 1940’lardan beri var. Batman kaybolup gitmiyor.
Ayda 22 sayfa çiziyorum. Önce eskizleri gönderiyorum. ABD’deki editörler kurşun kalemi de, çinileri de görmek ister. Ben eskiden de ağır çalışırdım, ama çok disiplinliyimdir ve çok çalışırım. Yurtdışında Türk çizer olmamasının bir nedeni var: Çok yetenekli bir sokak dövüşçüsü düşünün; ringe çıkardığında dövüşemez. Ben de her zaman ring dövüşçüsü disiplini vardı. Ama aynı zamanda Rocky Balboa da olmak istedim. Yani sonuçtan çok gidişatı da kafaya taktım. Nasıl o yola ulaşacağının planını yapıp kendine bir örnek almazsan havada kalır her şey. Evet Moebius gibi bir çizer olmak isterim ama aynı zamanda Balboa da olmak isterim.
Türkiye’de çizgi roman, kısır çizgi öyküler halinde kalıyor. Çizerler ayda 5-6 sayfa çizip sonra da futbolcu gibi 35 yaşında emekliye ayrılıyor. Onlara desen ki, ayda 22 sayfa çizeceksin, patır patır dökülürler. Türkiye’de heyecansızlıktan şikayetçiydim. Bir şey anlattığımda etrafımdakiler heyecanlanmıyordu. ABD’de ise durum farklı, her şey bir anda fişekleniyor. Türkiye’de bir arkadaşımla konuşuyorum. "Yorulduğumuz için içimizden çizmek gelmiyor" dedi. Ayda 2-3 sayfa çiziyorsun, nasıl yorulduğunu anlamıyorum. Fransız Moebius, 80 yaşında hálá çiziyor. ABD’nin en büyük çizerleri 50-60’ına gelmiş hálá çiziyor. Yabancı çizerler için adamlar şatoda yaşıyor denirdi eskiden. Şatoda yaşayan bir iki çizer vardır, Asteriks’in çizeri gibi. Bir de Salih Memecan var işte, o şatoda oturuyor.
Türkiye’deki editörler ya eski çizerdir, ya da hálá çizerdir. Bu, onun editoryal vasıfları olduğu anlamına gelmez. Oğuz Aral bu vasıflara sahipti. Ölümüne kadar yakın görüşürdüm. "Bir dergide yeni bir çizere yer yok diye bir bahaneyi kabul etmiyorum. Pazartesi masama oturduğum zaman 16 tane boş sayfam var" derdi. Haftalık bir dergide ne çok çizer çıkarttı düşünsenize.
DC Comics’in tarihinde piyasaya çıkmadan 7 sayıyı birden çizmiş tek çizerimAir, aylık fasiküller halinde 20 Ağustos’ta piyasaya çıkacak. M.K. Perker çizgi roman piyasaya çıkmadan aylar önce 7 sayısını birden çizmiş. "DC Comics’in tarihinde bir seri çıkmadan 7 sayıyı çizmiş tek çizerim," diyor. Her sayı 22 sayfa. Air’in konusu şöyle: Kahraman, Amsterdam şehrinde küçük bir havayolu şirketinin hostesi. Havada, yolda, uçakta, yaşadığımız politik olaylar, uçak kaçırmalar fantastik öğelerle anlatılıyor. Her fasikül kendi başına bir öykü ama aynı zamanda büyük bir öykünün parçaları. 6-7 sayıda bir albüm olarak piyasaya çıkacak yeniden. My Space sayfası olan albüm 140-160 sayfa arasında.
İnsandan daha büyük iblis var mıDC Comics için çizdiğim Cairo’da öykü, isminden sanıldığı gibi Kahire’de geçmiyor. Undernil, Nil’in altında bir Nil, ters istikamette akıyor. Çeşitli yaratıklar, cinler var, her yerlerinden yılanlar çıkıyor. Yazar "Damon karakterini sana bırakıyorum" dedi. Bütün vücudu insan yüzü olan bir yaratık çıkardım ortaya. İnsandan daha iyi bir iblis olabilir mi? Ben yaratığın her tarafına insan yüzü çizince konuşma balonlarının sayısı arttı ve yaratığın etkisi büyüdü. Yine hayatımda ilk kez cami ve sakallı adamlar çizdim. Mısırlı bir gazeteci çizmek gerekiyordu. Hani Türkiye’deki dinci gazetelerde çalışanlar gibi bıyık boşluğuna kadar çizdim onları. Yazar çok sevdi çizimlerimi. Benim Kahire’ye hiç gitmediğimi öğrenince çok şaşırdılar. Sonra bir sokak torbacısı çizdim mesela. Ben Beylerbeyi’nde büyüdüm. Saçları nasıl tarar, ceketi nasıl atar omzuna, ayakkabısının topuğuna nasıl basar bilirim.