Güncelleme Tarihi:
Bizim Yoncimik galiba çaktırmadan büyüyor. Öyle ya, onun 35'i geçtiğini söylesem inanır mısınız? Ben de inanamadım ama nüfus kağıdında 16 Eylül 1963 tarihi var. 1991'in bir sonbahar gecesi ‘‘Abone’’yi beyazcamda söyleyince bir gecede tüm Türkiye tanımıştı onu. Oysa o güne kadar ne müzikkalerde, ne tiyatro oyunlarında, ne filmlerde oynamıştı. Yonca, Türk pop müziğine yeni bir soluk aldırdı bu albümünün 2,5 milyonluk satışıyla. İkisi de İstanbul Adliyesi'nden emekli Kenan-Kadriye Evcimik çiftinin küçük kızları Yoncimik, 1.58'lik boyuna aldırmadan devam etti yoluna. Azmetti, çabaladı iki single ve 4 albüm daha yaparak bugünlere geldi.
- Eskiden çok korkuturdu beni yaşlanmak. Ama şimdi anladım ki önemi yok, üstelik ben 20'li yaşlarda kaldım. Yener bey, 35 yaşında olduğumun farkında değilim. Mesela birisinden bahsediliyor ‘‘35 yaşında’’ diye, ben ‘‘Vay be’’ diyorum hayretle, sonra bir ayıyorum ki ben de o yaştayım. Anarşist bir ruhum var aslında. O zamanlar ultrason filan da yok, annemin karnında o kadar hareketliymişim ki, kesin erkek bu demişler. Ben gelmişim ama hiç erkek cocuğu aratmamışım. Hava kararırmış, herkes beni ararmış. Hatırlıyorum, komşu kapıcının evine gidip yağlı tuzlu ekmek yemeye bayılırdım. 2,5 yaşındayken babaannemle ablamı mutfağa kilitleyip evden kaçmışım. Beni serbest yetiştirdiler, hep kendi istediğimi yaptım ama bu güveni asla suiistimal etmedim. Erkek gibiyimdir, Allah'tan başka kimseden, hiçbir şeyden korkmam. Her an, her şeyi yapabilirim, hiç belli olmaz.
Pop’un küçük kadını
Yonca da müzik dünyamızın ‘‘Küçük kadın’’larından biri. Hep güldüğü için tavşan dişleri ortada.
- Boyumla ilgili problemim hiç olmadı, kendimle çok barışığım. Durmadan değişik şeyler yaparım hayatımda. İlk defa ben giydim altı platformlu ayakkabıları, rüküş diyenler bile oldu, şimdi moda. Göğüslerim de küçüktür, şikayetim yok, ama arasıra özeniyor insan. Silikonlar aldım, canım istediğinde sutyenimin içine koyup göğsümü büyük gösteriyorum. Bir ara kendimi mavi gözlü görmek istedim, renkli lensler aktım. Tek estetiğim dişlerim. Süt dişlerim düşmediği için köpek dişlerim üstten çıkınca tam bir vampir gibi olmuştum, mecburen yaptırdım.
Yoncimik'in evlenmesi olay olmuştu, ayrılması da öyle oldu elbette.
- Evliliğimde hayal kırıklığı yaşadım. Tek eşli insan olduğumdan; ölene kadar aynı insanla beraber olacağım, çoluğumuz çombalağımız olacak, aşıboyalı cumbalı evde oturacağım gibi düşünürdüm. Çok büyük aşkla evlendim ama sonu gelmedi. Sorunum evlilikle değil, ilişkimizle ilgiliydi. İstersem çok iyi yaparım, ama salt ev kadını olamam. Domates doğramakla geçireceğim vakti daha faydalı yerlerde harcamalıyım. Zengin koca da istemem; kimseye müdana etmeyeyim, kendi ayaklarımın üstünde durayım yeter. Benim gönlüm çok zengin. Devekuşu Kabare kapandığında müzikaller de bitmişti, ben bir sene işsiz kaldım. Bu süre içinde ablamın sigorta acentesine ortak olup uzun süre eşe dosta poliçe sattım.
ARADIĞI ERKEK TİPİ
Gözlerinde muziplik parıltıları birbiri ardına çakıyor, en güzel yanı yüzünden hiç gülümseme eksilmiyor. Hiçbir sorunun altında kalmıyor, kekelemiyor. Sözgelimi flörtleri, beğendiği erkek tipi...
- Çok flörtüm olmadı, aslında ben çok geç aydım. Arkadaşlarım ortaokulda flört ederlerken, ben ya misket oynuyordum, ya da futbol takımında kaleciydim. Onlar beni sevgililerine özel ulak olarak yollarlardı. Belki de hormonlarım geç çalıştı benim, bilmem. Az ve öz flörtlerim oldu. Beğenildiğimi hissettiğimde kafamı çevirip yok farzederim. Beklerim ki bana gelinsin, teklif edilsin. Güzel insan gördüğüm zaman bakarım. İstesem, arzu ettiğim erkeği de elde ederim. Çok düşünüp, tartıp hareket ediyorum, kendimi değerli bulduğum için. Standart bir erkek tipim yok ama zeki ve beni güldüreni seviyorum. Gördüğünüz zaman bir insanı çok beğeniyorsunuz ama, ağzını açtığı zaman bir facia oluyor, ortalık kan gölüne dönüyor. Ricky Martin çok yakışıklı, çok seksi ve çok hoş geliyor bana. Tom Cruise da öyle ama ağızlarını açınca ne olur bilmem yani? Ayrıca ben kadınların Venüs'ten, erkeklerin Mars'tan olduklarını düşünüyorum son iki senedir. Feminist değilim, erkeksiz hayatı da asla düşünemiyorum ama, dünyevi konulardaki düşüncelerde bu iki yaratığın çok farklı oldukları da bir gerçek.''
YARIN: Anne Tatar asıllı, baba Bosnalı